Hayattan ne öğrendim?

A -
A +
Bir ev hapsinde bu hastalık çıktığından beri 66 yıllık ömrümün ve özellikle de bu hastalığın bize neler öğrettiğinin muhasebesini yapmaya çalışıyorum...
Öncelikle sağlığın ve rahat bir nefes alıp vermenin ne kadar büyük bir nimet olduğunu öğrendim. Başarı için teferruatla uğraşılmaması gerektiğini öğrendim. Kalp kırmadan, kalıpları kırmanın mümkün olabileceğini öğrendim. Gerçek tevazuun insana değer vermek olduğunu öğrendim. Cömertliğin bir davranış biçimi değil, yaşayış biçimi olduğunu öğrendim. Dua almanın en kıymetli iş olduğunu öğrendim. İnsanın kendisinden bahsetmesinin itibar seviyesi ile ters orantılı olduğunu öğrendim.
Hastayken veya her tarafı dert ve sıkıntılarla doluyken bile insanın gülümsemeye devam edebileceğini öğrendim. Güzel ve candan bir bakışın insanın bütün hayatına etki edebilecek kadar güçlü olduğunu öğrendim. Önceliği Allah rızası olan bir kişinin en sıkıntılı anlarda bile bir göl kadar sakin olabileceğini öğrendim. Güzel sözlerin ancak güzel bir hayatla tesirli olabileceğini öğrendim. İnsanın kıymetinin insana verdiği kıymet nispetinde artacağını öğrendim...
Anne baba duasının dünyanın bütün mücevherlerini kıskandıracak kadar kıymetli olduğunu öğrendim. Tevazuun bir insanı ne kadar yücelttiğini öğrendim. Sevilmek için sevmek, değer görmek için değer vermek, dua almak için dua etmek gerektiğini öğrendim. Ebedî saadete kavuşmak için maneviyat ve inanç çizgisinden kıl kadar bile ayrılmamak gerektiğini öğrendim. İçinde samimiyet, tevazu, sevgi ve Allah rızasını kazanma niyeti barındırmayan işlerin tamamının anlamsız olduğunu öğrendim. İmkânsız gibi görünen hedeflere ulaşmanın ancak ihlâsla mümkün olabileceğini öğrendim. Hangi işi yaparsak yapalım insan olmanın yolunun insanları sevip saymaktan geçtiğini öğrendim. Son nefesini düşünen bir insanın ömrü boyunca alıp verdiği bütün nefeslerin muhasebesini iyi yapması gerektiğini öğrendim...
Bütün bunları özetleyecek olursak çok önemli iki şeyi öğrendim, bunlarda: Bu dünya hayatının gerçekten yalan olduğunu mutlu olmak için insanları karşılıksız sevmenin gerektiğini öğrendim...
          Em. Sağ. Yazar-Aslan Torun
  
 
 
ŞİİR
 
          Bayrağa mektup
 
Ey al rengi kanımızdan gelen bayrak
Her salındığında kulağa gelir nice feryat
Ne badireler atlattık gölgende dimdik durarak
Kazanmadık hiçbiri cengi susarak durarak…
 
Sen sadece bir al bir beyaz değilsin,
Nice yetim gözün, gözde ferisin
Engin maviliklerde süzülen bir çılgın,
Türk dünyasının umut yelisin…
 
Kurumuş çatlamış onlarca toprak
Yeniden çiçek açmış binlerce yaprak
Yakışmazdı gölgene sığınıp susmak
Hakkımızdır senle yeni bir tarih yazmak.
 
                    Rabia Özen
 
 
 
 
KISA… KISA…
 
Sen bilirsin!..
 
Bugün bulutlar ülkesinin ilk sabahıydı. Mavi göklerin aydınlık ilkbaharı... Tut ellerimden, sensiz sabahı edemem bilirsin. Olmaz dersen de anlarım seni, yine de sen bilirsin. Ülken ki benim yuvam ülken ki benim… Senin yurdun benim, karanlık ülkenin masum çiçeği. Loş sokakların masum gülü, gelmezsen de anlarım seni, yine de sen bilirsin. Adının yanına en çok da benim adım yakışırdı bilirim. Bana gelmezsen de anlarım seni papatyam yine de sen bilirsin. Kollarım ki tam da sana uzanmış…
Bulutlar ülkesinin masum çiçeği, biz en çok da birbirimize yakışırdık ama gelmezsen de anlarım seni, yine de sen bilirsin. Umudum ki en çok da sana bağlı… Sevgim, şefkatim, merhametim en çok senin içindi bilirsin, ama gelmezsen de anlarım seni, yine de sen bilirsin. Laleler diyarının mor gülü, bahçemde açılan en güzel gülsün bilirim ama gelmezsen de anlarım seni yine de sen bilirsin. Uzağımda olsan da mesafeler kifayetsiz, aslında en yakınım sensin bilirsin, ama gelmezsen de anlarım seni yine de sen bilirsin.
Tutunduğum en kıymetli dalımsın bilirsin. Eğer gelmek istemezsen de anlarım seni, yine de sen bilirsin...
Hüseyin Dolap
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.