Papa İznik'e neden geliyor? Katolik Ortodoks farkı.. Roma, İstanbul, Moskova üçgeni.. Ekrem Buğra Ekinci cevapladı
Papa 14. Leo selefi Papa Franciscus'in gitme niyeti içinde olduğu İznik Konsili'nin 1700. yıldönümü için hazırlandıklarını söyledi. Gündem olan "Papa İznik ziyareti" ve "İznik Konsili" hakkında merak edilenleri gazetemizin yazarı Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'ye sorduk.
Katoliklerin yeni ruhani lideri Papa 14. Leo, Birinci İznik Konsili'nin 1700. yıl dönümünde Türkiye'ye geleceğini söyledi.
Selefi Papa Franciscus'in vasiyetinde "Halefim mutlaka İznik'e gitsin" dediğinin ortaya çıkmasıyla İznik Konsili ve İznik'in tarihi rolü merak edilir oldu.
YENİ PAPA İZNİK'E NEDEN GELİYOR
MS. 325 yılında yapılan İznik Konsili hakkında merak edilenleri yazarımız Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'yle konuştuk.
Dini hukuk sistemleri ve dinler tarihi üzerine "Hukukun Serüveni" ve "İslam Hukuku ve Önceki Şeriatler" gibi önemli akademik çalışmaları olan Ekinci 54 tane olan İncil nüshalarının 4 taneye düşürüldüğünü söylüyor.
Hristiyanlık için İznik'in ehemmiyetine dikkat çeken Ekinci "Papa İznik'e neden geliyor" sorumuzu şöyle cevaplıyor:
"İznik Hristiyanlık tarihinde çok ehemmiyeti olan bir şehir. Eski Nicea, Bizanslılar zamanında. Burada Ayasofya Cami'nin bir ismini taşıyan bir cami vardır, eskiden kiliseydi.
İznik M.S 325 senesinde bir konsile sahne oldu. Konsil demek Hristiyanlıkta din adamlarının toplandığı ve Hristiyanlığa dair meselelerin görüşüldüğü ve kararların alındığı bir meclistir. Bu meclis kararları Hristiyanlar için bağlayıcıdır. İstişari bir meclis değildir.
İmparator Konstantinos Hristiyanlığa girdiği zaman veya Hristiyanlığı himayesine aldığı zaman Hristiyanlık kateşizmi (inancı) bir karmaşa halindeydi. Yani bir Hristiyan neye inanmalıdır? İsa Aleyhisselam'ın fonksiyonu nedir? İncil nedir? Bu hususta bir karmaşa vardı. Piyasada 54 tane İncil dolaşıyordu.
İmparator Konstantinos entelektüel birisiydi. İznik'te 325 tarihinde yine o sayıda (54) takriben din adamını topladı.

Din adamı şöyle, her şehirde bulunan metropolitler yani piskoposlar buraya geldiler gelebilenler. Hristiyanlık inancını burada kararlaştırdılar."
"BU ÜÇLEME EFLATUN FELSEFESİNE DAYANIYOR"
Teslis inancının felsefeyle Hristiyanlığa girdiğini ifade eden Ekinci alınan kararları şöyle aktarıyor:
"(İznik Konsili'nde) Dediler ki: Hristiyanlıkta baba, oğul, kutsal ruh işlemesi vardır; Trinity, Teslis. (Buna göre) Her şeyi yaratan ezeli, ebedi olan bir Allah vardır. Onun oğlu mesela ona kendinden bir takım sıfatlar aksettirdiği İsa Aleyhisselam vardır ve bu ikisi arasında haberci olarak giden gelen Ruhü'l-Kuds vardır -ki muhtemelen Cebrail Aleyhisselam kastediliyor-. Bu üçünde de ruhaniyet var. Üçünde de ilahlık sıfatı var.
Bu üçleme Eflatun felsefesine dayanıyor ve İskenderiye Mektebi'nin mahsulüdür. İlk defa İznik'te 325 senesinde bugünkü bütün Hristiyanların inanmış olduğu, inanç esaslarının temelinin atıldığı bir yer oldu.
Sonradan buralar yıkıldı. Daha önce Türkiye'ye gelen Papalardan da İznik'i ziyaret edenler oldu. Yani Ortodokslar içinde, Katolikler içinde, Protestanlar içinde İznik Hristiyanlığın temelinin atıldığı bir yer.
54 tane İncil'den sadece dört tanesi kabul edildi. Kanonik olarak yani kanuni olarak. Geri kalan 50 tanesi apokrif yani uydurma olarak kabul edildi. Bu dört İncil'in de kabul edildiği yer de İznik'tir. İznik bu cihetten de çok mühimdir.
Papalar -her papa değil ama- Türkiye'ye gelen papaların çoğu İznik'i bir de Efes'te Meryem Ana Evi olarak kabul edilen bir yer var, orayı ziyaret ederler. İznik'in ehemmiyeti buradandır.
ARİUS TARTIŞMALARI
İznik Konsili kararlarını reddederek yeni bir yol kuran Arius hakkında ise şu bilgileri veriyor:
"325 senesinden önceki kafa karışıklığı zamanında Hristiyanların arasında Arius adında İskenderiye üsküfü olan bir piskopos. O diyor ki; bu (teslis inancında) 'İsa Aleyhisselam İsa'nın pozisyonu nedir? Allah'ın pozisyonu nedir? İsa Allah'ın oğludur ama öyle üçleme falan yoktur.' Yani İsa (Aleyhisselam) var, Allah var, birbirinden ayrı.
Bugünkü manada tam olarak bizim İslami kültürde yer olan Allah ve İsa figürüne inanmıyor Arius. Arius da İsa'nın oğlu olduğuna inanıyor çünkü İncillerde öyle geçiyor. Fakat Arius teslise daha uzak, İslami telakkiye daha yakın bir kişiydi ve uzun zaman Avrupa Hristiyanları, barbar kavimler Ariusçu idi, çok popüler olmuştu.
Arius'un bu telakkisi zayıf kaldı. Bunu delillendiremedi, felsefi temellerini koyamadı. Dediğim gibi Eflatun felsefesi okumuş olanlar yani entelektüeller yani felsefeciler galebe çaldılar. Teslis'in zıttıdır Arius'çu felsefe. Zamanla Arius tamamen ortadan kayboldu.
Günümüzde tek tük Arius'un telakkisine yakın Hristiyan mezhepleri vardır. Ünitarist kilise derler. Ama umumiyetle Hristiyanların tamamına yakını triniteye yani teslise inanırlar."
KATOLİK ORTODOKS FARKI
Katolik ve Ortodoks bölünmesi hakkında bilgiler veren Ekinci, "İznik Konsilinden çok sonra oldu" diyor ve Papaların Türkiye'ye gelmelerindeki asıl maksadı anlatıyor:
Hristiyanlıkta beş tane patrik vardır. Pentakros derler onun için. Beşli beşli idare: Roma Patriği, İstanbul Patriği, Kudüs Patriği, İskenderiye Patriği, Antakya Patriği. Bunların beşi eşittir. Ama bir tanesi daha eşittir: Primus inter pares, eşitler arasında birinci. O da İstanbul Patriği'dir. Çünkü İmparator oradadır.
Daha sonra bir kadın imparator tahta geçince Roma Patriği ile İstanbul Patriği ihtilafa düştüler.
İşte 'masa ayininde mayalı ekmek mi yenecek, mayasız mı yenecek? Papazlar evlenecek mi, evlenmeyecek mi? Papa yanılır mı, yanılmaz mı?' gibi aslında çok basit olmayan ama basit görünen ihtilaflarla birbirlerine düştüler. İstanbul Patriği ile Roma Patriği birbirini aforoz etti.
"PAPALARIN TÜRKİYE'YE YAPTIĞI ZİYARETLERİN ESAS MAKSADI..."
Böylece iki mezhep doğdu. Bunların aslında Hristiyanlık inançları birbirinden çok farklı değildir. Ama detaylarda birisi işte Latince ibadet eder, diğeri Yunanca ibadet eder. Birinde papazlar evlenemez, birinde küçük papazlar evlenebilir gibi detaylarda ayrıldılar ama siyasi olarak ve sosyal olarak ayrışma çok büyük oldu.
Papaların Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin esas maksadı da İstanbul Patriği ile diyalog kurmaktır. 1960'lı yıllardan beri Roma İstanbul'la diyalog kurmaktadır.
Hristiyanlığın birleşmesi mümkün değil. Yani Katolikliğin ve Ortodoksluğun tek mezhep olması mümkün değil ama aradaki düşmanca tavırların ortadan kaldırılması için ve daha mühimi dünya siyasetinde rol oynayabilmek için ziyaret ediyor.
Çünkü İstanbul Patriği'nin çok güçlü bir rakibi vardır: Moskova Patriği. Ruslar diyor ki 'Türkiye Müslüman bir ülke. İstanbul Patriği'nin bir kıymeti yok. Esas Patrik Moskova Patriği'dir.'
Bütün Ortodoksların lideri Moskova Patriği olunca bütün Balkanlar da Rusya'nın hakimiyetine girer. Bunu da dünya istemez.
Onun için Amerika başta olmak üzere Roma Patriği yani Papa devamlı İstanbul Patriği'yle diyalog halinde olmaya sevk edilmektedir. İstanbul Patriği'ni güçlendirmek temayülündedirler bundan dolayı."