Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Seyyid Abdülkâdir hazretlerinin yaşadığı Mültan şehrinde bir “kemik hastalığı” yayılmıştı.

Yakalanan ölüyordu.

Bu zâtın talebesinden Gıyâseddîn adında bir genç bir gece Peygamber Efendimizi gördü rüyâsında.

Resûl-i ekrem, ona bir tüylü kanat verip;

“Bu kanadı, seyyid Abdülkâdir'e ver. Hasta olan bir uzva bunu dokundurur ve o hastaya on İhlâs-ı şerîf okursa Hak teâlâ şifâ yaratır” buyurdu.

Gıyâseddîn uyandı...

Tüylü kanat elindeydi.

Seyyid Abdülkâdir hazretleri de böyle bir rüyâ gördü aynı gece. Sevgili Efendimiz ona da;

“Ey oğlum! Sana Gıyâseddîn'le bir tüylü kanat gönderiyorum. Onu, hastalara tatbîk edersen, Hak teâlâ şifâ verir” buyurdu.

O günden sonra o hastalık artık görülmedi o beldede...

● ● ●

Bu zât, bir gün bâzı sevdiklerine;

“Ben gıybet etseydim, annemin babamın gıybetini yapardım” buyurdu.

“Niçin efendim?” dediler.

“Hiç olmazsa onların günahlarını alırdım. Onlara bir iyiliğim dokunurdu” buyurdu.

● ● ●

Bir sohbetinde de; “Başarının üç şartı vardır” buyurdu.

“Onlar nedir?” dediler.

Cevâbında;

“Sevgi, itâat ve ihlâstır... İhlâsla yapılan, âhirete gider. İhlâssız yapılansa dünyâda kalır” buyurdu.


Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR