Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Tövbe estağfirullah.

Doğru olabilir mi?

Yoksa bir tesadüf mü?

***

Daha iki gün önce görüşmüştük.

Biliyorsunuz, matbaa patronu Günday abinin 22 yaşındaki kızı, Adana’da, mezuniyet fotoğrafı çekimi dönüşünde yolun karşısına geçmek isterken bir otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetmişti.

Doğru ya, nereden bileceksiniz! Benimki de laf.

Ne bileyim, belki gazetelerde okumuş; televizyonlardan izlemişsinizdir.

***

Neyse, baştan alayım:

Geçen gün Cağaloğlu’nda, Divanyolu Caddesi’nin hemen kenarında, bodrum katında matbaası olan Günday abi ile görüşmeye gitmiştim. Hem eski bir dost ile sohbet, hem bastırmayı düşündüğüm 14. kitap ile ilgili ön bilgi almak için.

Matbaanın köşesindeki yazıhanesinde güzel güzel konuşmuştuk. Sonra saate bakmış ve “Cuma vakti geliyor abi” deyip çıkmıştım.

***

Cumartesi yani “tembellik günümde”, evde, bu kaza haberini duyunca çarpıldım.

Çeliker Matbaasının sahibi Günday Çeliker’in durumunu düşünmek bile istemiyordum.

***

Pazar günü Ataköy’deki camide bir baktım, dağ gibi Günday abi yıkılmış, bir günde âdeta çökmüştü.

Kısaca ve sessizce baş sağlığı diledim. Dudakları titreyerek “Dostlar sağ olsun” dedi.

Kenara çekildim.

İmamı beklerken tekrar cuma günkü son görüşmemiz aklıma geldi.

O siyah deri koltuğunda, ben karşısındaki misafir koltuğunda, çay eşliğinde keyifle sohbet ederken, elinde evirip çevirdiği kalın sarı zarfı göstermiş:

- Personelden biri kızını evlendiriyor da… Pazar günü köyündeki düğüne davet ediyor. Köyde ne işim var benim yaa? İki gün içinde bir mazeret bulmam lazım, demişti.

***

Gözüm musalla taşında yatan hazin “mazerete” kayınca içim burkuldu.

ÖNE ÇIKANLAR