Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî hazretleri bir gün şunu anlattı:
Bir arkadaşla sefere çıkıp, bir nehrin kenarında mola verdik. Ancak garip bir hâdise oldu orada.
Şöyle ki;
Biz orada otururken koca bir akrep, hızlı hızlı gidiyordu. Ben, arkadaşıma;
“Bak, bu akrep süratli gidiyor. Onun bu gidişinde bir hikmet olsa gerek” dedim.
O da hak verdi bana.
Tâkip ettik o hayvanı.
İlerde büyükçe bir yılan dikkatimizi çekti. Merakla baktığımızda, akrebin, o yılanı sokup öldürdüğünü gördük.
Şaşırmıştık ikimiz de!
Hikmetini merak ettik.
Derken bir adamın yatmış uyuduğunu fark edince hayretimiz daha da arttı! Ne akrepten haberi vardı adamın, ne de yılandan.
O esnada, fenâ bir “koku” hissettik adamın üzerinde.
“Şarap kokusu”ydu bu.
Meğer şarap içip sızmış o yere. İkimiz de bu olanlara bir mânâ arıyorduk ki, gâipten bir sesle irkildik!
“Biz lütfumuzu, hep iyi insanlara saçsaydık, böyle günahkâr kullara kim bakardı?” diyordu.
O adam bu sesle uyandı...
Biz olanları kendisine anlatınca çok duygulandı.
O gün içkiyi bıraktı.
Ve ibâdete başladı.
Yetmiş defâ hac yaptı. İlim ve ibâdete sarılıp, büyük bir âlim oldu.
Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...