Hatay’da önceki gün tarihî bir gün yaşandı. 455 bininci deprem konutu teslim töreninde.
İki liderin de konuşmasında ortak nokta vardı. Millî Mücadele Şairimiz Mehmet Akif Ersoy…
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
"Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak" şiirinden dize okudu.
Ardından da ilave etti:
"Bu mısralarından aldığımız ilhamla, yüzyılın en büyük seferberliğini başlatarak şehirleri ihya etmek için kolları sıvadık."
MHP lideri Devlet Bahçeli ise:
"Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi"den dizelerle…
Erdoğan’ı Kanuni Süleyman’a, Çevre Bakanı Murat Kurum’u da Mimar Sinan’a benzetti.
Muhalif çevrelere de yerinde mesajlar verdi:
"Bu gurur tablosunu hazmedemeyenler, hâlâ onu yapamadınız, bunu başaramadınız masalı anlatanlar şunu unutmasınlar ki, güneşi balçıkla sıvamak ancak ve ancak hamakatin ve boş hayallerin pençesinde kıvranan hasislerin kifayetsizliğidir."
Devlet Bey'in benzetmelerini biraz açacak olursak:
Önce Sinan’dan başlayalım.
Kanuni’nin yanı sıra 2. Selim ve 3. Murat döneminde…
Başmimar, çok iyi bir mühendis ve matematikçiydi.
Dile kolay ömrü boyunca 375 esere imza attı.
Selimiye Camii, Dünya Kültür Mirası listesinde…
Süleymaniye Camii de onun ustalık eseri.
Murat Kurum da inşaat mühendisi…
Konut kampanyalarını bir tarafa bırakın.
Kısa bir düre içinde 455 bin konutu bitirdi.
Hemen 500 bin konut için de harekete geçti.
Şimdi sıra geldi Erdoğan’da;
Ama önce Kanuni Sultan Süleyman’ı anlatalım.
Osmanlı’nın ideolojik altyapısının temellerini attı.
Toprakların yüzölçümü 6 milyon 557 bin kilometrekareydi.
14 milyon 983 bin kilometrekareye çıkardı.
Avrupa’dan Afrika’ya Rus steplerinden Hindistan’a kadar uzandık.
Merhum tarihçi başyazarımız Yılmaz Öztuna’nın tabiriyle…
İmparatorluk büyüyerek ‘Cihanşümul’ hâle geldi.
Dünya coğrafyasını derinden etkiledik, belirleyici rol oynadık…
Avrupa’nın modernleşmesine katkıda bulunduk.
Peki 23 yıldır iktidarda olan Erdoğan ne yaptı?
Türkiye’yi her alanda çağ atlattı.
Dünya sıralamasında önde gelenler arasındayız.
İlk 10 arasında da yer alacağız inşallah.
Savunma sanayi alanında yıldız ülkeyiz.
Ordumuzu uzay teknolojisi ile güçlendirdik.
'Mavi Vatan'ı, mavi semayı, kara topraklarını…
Yerli ve millî imkânlarımızla koruyoruz.
Kimseye muhtaç değiliz, kimseye ihtiyacımız da yok.
Hatta öyle bir noktaya geldik ki:
Avrupa başta olmak üzere bütün dünya, bizden güvenlik konusunda yardım istiyor.
Diplomatik alanda artık söz sabiyiz.
Bölgesel, ulusal meselelerde çözüm üretiyoruz.
Barışın, huzurun mihmandarlığını yapıyoruz.
Masumların, mağdurların yanındayız.
Gazze’de, Suriye’de Somali’de, Libya’da olduğu gibi.
İşte Sayın Bahçeli’nin anlatmak istediği mesele tam da bu.
Yaptığı benzetmelerle;
Türkiye’nin geldiği, olağanüstü konumunu atlattı.
Dosta, düşmana "İşte biz buyuz. Ayağınızı denk alın" dedi.
Son not:
Törenin yapıldığı 27 Aralık aynı zamanda, İstiklal Marşı Şairimizin 87. ölüm yıl dönümüydü.
Bunu da bu arada hatırlatalım…
***
Bakan Murat Kurum’la törenden bir gün önce Hatay’daydık.
Şehir turu yaptık, bulvarlarda, caddelerde, sokaklarda…
Herkesin anısının olduğu Atatürk Caddesi,
Dünyanın ilk ışıklandırıldığı Kurtuluş Caddesi,
Eski yapıların bire bir yapıldığı Kemalpaşa Caddesi.
Uzun Çarşı, yeni meclis binası…
Kardeşlik ve medeniyetler şehrini,
Eski ruhuna kavuşturmuş âdeta.
Hele hele Anadolu’nun ilk Mescidi…
Habib-i Neccar Camii yeniden inşa ile…
Kentin manevi havasına güç katmış.
Yıkılan Tarihî Ulucami ise henüz yapılmamış.
Sebebi de CHP’li Bursa Büyükşehir Belediyesi.
AK Partili Belediye Başkanı Alinur Aktaş …
O zaman camiyi aslına uygun yapma sözü vermişti.
Seçimi CHP’den Mustafa Bozbey kazanınca…
İnşaat işi askıya alınmış, gözle görülür ilerleme yoktu.
Vakıflar Genel Müdürlüğü de 25 Ekim'de sözleşmeyi iptal edip kendi yapmaya karar verdi.
Mesele Parti Genel Merkezine iletilince…
Gökan Zeybek, açıklama yapıyor:
"CHP’li belediyenin ibadet alanını onarma çabası neden engelleniyor?"
Aslında bu sorunun cevabı da kendilerinde saklı!
Aradan çok zaman geçmesine rağmen aklınıza bile gelmeyecekti…
Sözleşme iptal edilmeseydi!
Kamer Genç’in mezarı başında içki pozları veren…
Genel Başkanının olduğu bir partiden…
Cami yapılmasını beklemek abesle işgal midir?
Doğrusu pek bilemedim, ne dersiniz?!.

