ÇELİK ÇOMAK

Sesli Dinle
A -
A +

Çocuklar arasında oynanan oyundu,

 

İki takım hâlinde, biri uzun biri kısa sopayla.

 

Kısanın adı çelik, uzun sopanınki çomaktı.

 

Çomak yardımıyla çelik çukurdan çıkarılır.

 

Havada iken çomakla olanca hızla vurulur.

 

Çelik gidebildiği yere kadar giderdi.

 

Yarışı da en uzun mesafeye ulaştıran kazanırdı.

 

Teknoloji çağı ile birlikte belki de unutuldu gitti.

 

*

 

Durup dururken bu oyun neden geldi aklımıza?

 

Tabii ki;

 

İmamoğlu’nun durumundan vazife çıkaranların

 

Saraçhane’deki “6’lı masa” şovundan.

 

Katılımcıların hiç üzüntülü hâlleri yoktu.

 

Eline oyuncak verilmiş çocuklar gibi şendiler.

 

Etrafa gülücük dağıtıyor, mutluluktan uçuyorlardı.

 

Nazım Hikmet’in;

 

“Mutluluğun resmini yapar mısın Abidin?”

 

Sorusuna, “işte budur” cevabını verir kıvamındalardı.

 

Orhan Baba’dan esinlenerek;

 

“Berhudar olun” demek geçti içimizden!

 

Ama…

 

Mikrofonu kapanlar bu tabloyu paramparça etti.

 

Sözleri sanki düşman ağzından dökülmüş gibiydi.

 

Demokratik nezaket yoktu.

 

Kin, husumet, hakaret…

 

Ne ararsanız vardı, tekmili birden...

 

Neymiş efendim:

 

Karar millî iradeye darbeymiş!

 

Zalimliğe karşı bir araya gelmişler!

 

Saraçhane zorbalığa yanıtmış!

 

Hukuk yokmuş, adalet gözetilmiyormuş!

 

Hak askıya alınmış!

 

Saraçhane, Saray’dan büyükmüş!

 

İktidarın millî iradeye alerjisi varmış!

 

Hesabı sandıkta sorulacakmış…

 

Zihniyet bu;

 

Bir şey demeye gerek yok.

 

*

 

Temel hak ve özgürlükler için,

 

Vesayet rejimini kaldırmak için,

 

28 Şubat’ın izlerini silmek için 

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili “367 kararı” için,

 

FETÖ’nün darbe girişimlerini önlemek için,

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,

 

AK Parti’nin verdiği mücadeleyi,

 

15 kezdir takdir eden millî irade değil mi?

 

Daha hukuki yollar tükenmemiş.

 

İstinafı var, Yargıtay’ı var.

 

Bir davanın ilk aşamasında,

 

Yeri göğü bu kadar inletmenin,

 

Halkı kışkırtmaya çalışmanın,

 

Masadaki çekişmeye alet etmenin

 

Demokrasiye, siyasete faydası ne?

 

*

 

Oyunumuza dönersek:

 

6’lı masada çelik kim, çomak kim?

 

Şimdilik:

 

İmamoğlu ile kucaklaşma pozu veren

 

Meral Akşener, çomak...

 

Kılıçdaroğlu ve diğerleri çelik.

 

Önümüzdeki seçimde:

 

Cumhur İttifakı’nın estirdiği rüzgâr,

 

Çeliği de çomağı da “çukura” savurursa…

 

Geride ne kalır?

 

Erdoğan’ın dediği gibi:

 

Bizansvari taht oyunları,

 

MHP lideri Bahçeli’nin söylediği gibi:

 

Felaket naraları atma sahtekârlığı!

 

Ucuz kahramanlık, sözde demokratlık!

 

Ve; 

 

Millî iradenin sandığa gömeceği küskün muhalefet!..

 

 

 

ÖDÜLÜN ÖTESİNDE BİR PORTRE

 

 

 

Cumhuriyetimiz 100. yılına giriyor.

 

Bu süre içinde:

 

M. Kemal’den Celal Bayar’a,

 

Demirel’den, Turgut Özal’a

 

Gül’den Erdoğan’a kadar

 

12 Cumhurbaşkanı görev yaptı.

 

Yazımızın konusu ise bunlar değil.

 

Köşk/külliye sakini olan eşleri.

 

Her zaman 2 isim dikkati çekti.

 

Semra Özal ve Emine Erdoğan…

 

Çok aktif cumhurbaşkanı eşi oldular.

 

Bugün Emine Hanım’dan bahsedeceğiz.

 

Başka bir gün de Semra Hanım’dan…

 

Emine Hanım;

 

Ulusal ve evrensel birçok başarıya imza attı.

 

Gazze, Pakistan, Myanmar, Suriye, Afrika’da…

 

Dram yaşayan kadın ve çocukların yanında oldu.

 

İnsanı yardımlara öncülük etti.

 

"İnsani Hizmet Takdir Ödülü” ile

 

"İnsani Yardım Liderliği Özel Ödülü”ne layık görüldü.

 

Genetik mirasımız yerel tohumlara sahip çıktı

 

Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evini kurdu.

 

Gönül Elçileri projesiyle ilgilendi.

 

Geleneksel ve tamamlayıcı tıpa önderlik etti.  

 

Okuma-yazma”yla özel ilgilendi.

 

Haydi Kızlar Okula,

 

Ana Kız Okuldayız,

 

7 Çok Geç kampanyaları.

 

Amacına ulaşan büyük projeler oldu.

 

Bereket Ormanları,

 

Geleceğimi Koruyorum projeleri ile

 

Çevre ve doğa ön plana çıktı.

 

Sıfır Atık Projesine gelince:

 

Toplumun her kesimi destekledi.

 

Dünyaya örnek hâle geldi.

 

BM de karar aldı.

 

30 Mart Dünya Sıfır Atık Günü ilan edildi.

 

Emine Hanım’ı tanımlarsak;

 

Türk kadınının gücünün simgesi,

 

Mazlumların, mağdurların şefkat eli,

 

Eğitimin, kültürün, değerlerimizin

 

Süper koruyucusu oldu diyebiliriz.

 

 

 

İYİ Kİ VARSIN!

 

 

 

Çarkları, gaflarıyla,

 

Yalan-yanlış laflarıyla meşhur şahsiyet.

 

Birkaç örnekle yetinelim isterseniz.

 

Mesela:

 

Kaset skandalı patladı.

 

Deniz Baykal istifa etti.

 

Kendisine soruldu “Aday değilim” dedi.

 

Hemen, Genel Başkanlık koltuğunu kaptı.

 

Mesela;

 

Mavi Vatan Politikası için “Maceracılık” dedi.

 

Erdoğan, destekleyip desteklemeyeceğini sordu:

 

“Destekleyeceğiz” dedi.

 

Yunanistan’a savaş açılmasını istedi.

 

Mesela:

 

İlk Anayasa çalışmalarını yalanladı.

 

“Asla söz konusu olmadı” dedi.

 

Ardından Millet İttifakı’nın çalıştığını ifade etti.

 

Mesela:

 

“Şehir hastanelerini destekliyoruz” dedi.

 

Sonra karşı çıkan açıklamalar yaptı.

 

Mesela:

 

”Başörtüsü çaput, bez parçası” dedi.

 

Helalleşme turuna çıktı.

 

Başörtüsüne kanunla güvence önerdi.

 

6’lı Masa’dan ışık bekliyor.

 

Cumhurbaşkanı adayı olacak ya!

 

Geçen hafta sohbet toplantısındaydık.

 

Kendisini şu sözlerle çok güzel tarif etti:

 

“Sıradan bir politikacı değilim ben.

 

Bir şeyi söylüyorsam dikkatli söylemem lazım

 

Bugün böyle yarın tam tersi söylersek olmaz.”

 

Hepinizin bildiği isim.

 

Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu.

 

Kendisini ne güzel özetledi değil mi?!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.