Doğru söz yemin istemez!

A -
A +

Devlet Bahçeli’nin son grup konuşması…

Âdeta ‘siyasi’ ders niteliğindeydi:

Uçta yatıp ortada duranların...

Tarlası sırtında gezip hilenin harmanını yapanların…

Rüzgâra göre yelken açıp ilk sallantıda gemiden kaçanların…

Kulaksıza küpe burunsuza hızma olanların…

Sözlerini heybenin delik gözüne koyanların…

Suyu kesik değirmen gibi boşa dönüp duranların…

Soğuk tandırdan sıcak ekmek alma hesabı yapanların

Rüyasında sinek avına çıkanların…

Şapkayı ayağına çarığı başına giyenlerin

Kabuk bağlamış yaraları deşerek siyaset üretenlerin…

Uçurum kenarında sahte pehlivanlık pozu verenlerin…

Siyaset hakkı ve harcı olamaz.

Ne siyaset ne de samimiyet iddiasında bulunabilirler.

​                   *

Bahçeli, bu sözlerle kime mesaj gönderdi?

Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu’na…

Başörtüsü çıkışını, sözde helalleşmelerini…

Zikzaklarını, 'gelgit’lerini…

Bundan iyi özetleyen tarif olamazdı, zaten.

Atasözü gibi, vecize gibi…

Doğru söze başka ne denilebilir ki?

Biri iter, biri gider!

Kemal Kılıçdaroğlu neden ABD’ye gidiyor?

Bu sorunun klasik cevabı zaten belliydi:

Millet İttifakı seçimi kazanacağı için…

Şimdiden iktidar icazeti almak için…

Dostlarının kapısını çalmak, destek istemekti.

Ama daha gitmeden kıyamet koptu.

Siyasi kulislerde çığ gibi tepki yağdı.

Sosyal mecrada olumlu-olumsuz görüşler paylaşıldı.

Ve çok geçmeden ‘mecburi’ açıklama yapıldı:

Teknolojik, bilimsel görüş alışverişinde bulunacak.

Nihayetinde 9 Ekim'de gitti, 13 Ekim'de geldi...

​                   *

Anayasamıza göre seyahat etmek bir özgürlük.

Kimsenin engelleme, bir şey deme hakkı yok.

İnsanlar gittiği yerde icazet de alabilir, teknolojik bilgi de.

Şimdi bazı bilgileri örtüştürelim:

Eski CHP Milletvekili Ensar Öğüt ne dedi:

Kılıçdaroğlu;

Hem de hafız. Kur'an-ı kerimi ezbere biliyor...

                   *

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi büyük atak.

Amaç ne?

Muhafazakârlara “ben dindarım” mesajı vermek.

Tutar mı asla tutmaz.

Lafla peynir gemisi yürümez.

Bunun adı havanda su dövmektir.

Peygamber Efendimiz ne buyuruyor:

"İlim Çin’de de olsa gidip alın!”

Halifesi Hazreti Ali ne diyor:

"Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum."

Gelmek istediğimiz nokta şu:

Kılıçdaroğlu’nun gidiş amacı belki de budur:

İlim ve irfan sahibi olmak.

Ziyaretin altında niye başka şeyler arıyorsunuz?!

Son söz:

Görüşmeleri için detaya girmeye gerek yok.

CIA destekli düşünce kuruluşları…

Türkiye’yi şikâyet etme.

Ve 8 saat ortadan kaybolma?!.

Hadi bakalım hayırlısı...

Geçen haftaki yazımızda bahsetmiştik.

Avrupa’daki enerji ve doğalgaz sıkıntısından…

Rusya’nın doğalgaz vanalarını kapatmasından.

Cumhurbaşkanımızın devreye girebileceğinden.

Putin’le görüşüp çözüm üretebileceğinden.

Kazakistan’daki Putin-Erdoğan zirvesi, çözümün habercisi oldu.

Şimdi bu noktadayız.

Artık gerekli şartlar sağlanırsa,

Türkiye enerjide de merkez olabilir…

Doğru söz yemin istemez!

 

39 yıllık hasret!

Biraz da kendimizden bahsedelim.

Bugünkü adıyla ‘İletişim’liyim.

1983 yılında mezun oldum.

O zaman okulum AİTİA’ya bağlıydı.

Adı da, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu.

Sonra Gazi Üniversitesi kuruldu, oraya bağlandık.

Bu kez Basın-Yayın Yüksek Okulu olduk.

Yıllar sonra da bununla yetinilmedi.

İletişim Fakültesine çevrildik.

2018 yılında da Hacı Bayram Veli Üniversitesine bağlandık.

O gündür bu gündür ihmalkâr davranmıştım.

Diplomamı alma zahmetine katlanmamıştım!..

Doğru söz yemin istemez!

                   *

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeydik geçen hafta.

Yeni akademik yıl açılışı töreninde.

Dekanımız Prof. Dr. Zakir Avşar Hoca ile sohbet ettik.

39 yıldır diplomamı almadığımı söyledim.

Hocam o gün, cep telefonuma attı, diplomamı.

Ertesi gün de buluştuk, elleriyle teslim etti.

Kısmet bugüneymiş.

Zakir Hocam, sayılı iletişim hocalarından biri.

Kamu Yönetimi alanında uzman.

Görevler üstlenmiş, devlet umuru görmüş.

Öğrenciler büyük şansa sahip.

Hocamızın bilgi, birikim ve tecrübesinden yararlanıyorlar.

Kaliteli eğitim almanın mutluluğunu yaşıyorlar.

İnşallah, gelecekte de ‘acar’ gazeteci olacaklar.

İyi ki varsınız, Zakir Hocam.

.....

Not: Amasra’daki faciada şehit olan madencilerimize Allah’tan rahmet, yaralılarına da acil şifalar dilerim. Allah bir daha böyle acılar göstermesin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.