Bu yazıyı kaleme almamıza ilham veren…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar oldu.
TercihFest 2025’te gençlerle yaptığı sohbet vesilesiyle…
Odaklanmamız gereken üç konuyu şöyle sıraladı:
Savunma, gıda ve enerji güvenliği…
Odaklandığımız hedefleri biraz açalım isterseniz…
İnsanların en temel ihtiyacı güvenlik… Yani savunma.
Milletin, ülkenin, devletin güvenliği nasıl sağlanır?
Karada, havada, denizde kuracağınız hâkimiyetle…
Ordunuzu, jandarmanızı, polisinizi, istihbaratımızı…
İleri gelişmiş teknolojilerle donatarak.
İHA, SİHA, GÖKBERK, TAYFUN’larla,
ATAK, KAAN Kızılelma ANKA’larla,
ALTAY, HAYALET, ŞİMŞEK’lerle,
TCG Firkateyni, TCG Anadolu’yla,
Gemilerimiz MİLGEM, MİLDEN’lerle.
CİRİT, TB3’lerle Korkut SİPER’lerle…
Çok şükür önemli mesafeler katettik.
Gıda güvenliği de olmazsa olmazımız.
Tarımda kendi kendine yetiyoruz…
İhracat açısından da iyi potansiyele sahibiz.
Sanayi ülkesiyiz diye tarımı ihmal etmiyoruz.
Çok verimli tarım alanlarımız var.
Gıda ürünlerimizde emsal tanımıyoruz.
Dünya pazarı elimizde sayılır.
Enerji güvenliğine gelince…
Yenilenebilir enerji potansiyelimiz mükemmel…
Yer altı zenginliklerimiz harika.
Nükleer enerji santralleri kuruyoruz.
Doğalgaz ve petrol aramalarımız sürüyor.
GABAR’da üretim tam gaz devam ediyor...
KATO’dan büyük ümidimiz var.
Karadeniz bir cevher doğalgazda…
Akdeniz’den vazgeçmiş değiliz.
Bölge ülkeleri ile diyalog içindeyiz…
Komşu ülkelerle alışveriş hâlindeyiz.
Uzak ülkelerle sondaj çalışmaları yapıyoruz.
Dışa bağımlılıktan kurtulmaya ramak kaldı.
Dünyanın enerji merkezi olmak üzereyiz.
Bu üç alanda hedeflerimize ulaştığımızda;
Artık Türkiye’ye kimse meydan okuyamaz.
Düşmanlarımız da nerede duracağını bilir.
Dostlarımız da nasıl hareket edeceğini.
Güçlü ülkemiz daha da güçlenecek artık…
Sözlerimizi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tamamlayalım:
Gençlere hitap ederken, anlattığımız bu tabloyu taçlandırdı:
"Büyük ve güçlü Türkiye'ye kavuşmamıza çok az kaldı."
Medipol Üniversitesine yer verildi diye…
Atatürk Orman Çiftliği arazisinden…
Muhalefet ve malum çevreler isyan ediyor.
Her fırsatta gündeme getiriliyor.
Eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hedefte.
Bu tartışma bizi gerilere götürdü.
Merhum Cumhurbaşkanı Demirel dönemine…
Sakarya’daki SEKA arazisinin KOÇ’a verilmesiyle ilgili.
O zaman da kıyametler kopmuştu:
"Neden KOÇ’lara veriyorsunuz?" diye…
Demirel öyle bir çıkış yapmıştı ki…
Bütün çatlak sesler suspus olmuştu.
Çok yerinde takdire şayan bir cevaptı:
"Adam 700 milyon doları koyup cebine gelmiş, 'Fabrikayı buraya kurayım' diyor. Üstelik her yıl bu fabrikada üreteceği malların 1 milyar dolarlık ihracatını da garanti ediyor. Buna itiraz ediyorlar. Al Çankaya bahçesini vereyim, yeter ki bu fabrika kurulsun. Bu bir uygarlık kavgasıdır. Bu kavga, okul, fen lisesi, güzel sanatlar lisesi, hastane, yol yapımı, gölet, baraj, hava meydanı yapma kavgasıdır..."
Neticede oraya eğitim yuvası kurulacak, hastane yapılacak.
Devletimizin ve halkımızın yararına…
Üstelik arazi 30 yıllığına tahsis ve irtifak hakkı verilmiş.
Türkiye’nin itibarı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için de…
Benzeri tartışmaları yaşamıştık.
AOÇ o kadar çok yağmalanmış ki…
Anlatsak buna sıra bile gelmez.
Tartışmaya bile gerek kalmaz?!
Biz kimseyi savunmuyoruz, görevimiz de değil.
Sadece bir durum tespiti yaptık.
Hafızaları tazelemeye çalıştık.
Anlatabildik ise ne mutlu bize!
Ünlü bir zincir alışveriş mağazası…
Tekstil ağırlıklı ev ürünleri satıyor.
Etiketlere baktığınızda hayran kalıyorsunuz:
Yüzde 80+10 indirim…
Bir örnek verelim isterseniz:
Yatak odası pike takımı… Fiyatı 7 bin 980 lira…
Yüzde 80 indirim uygulandığında 6 bin 384 lira düşüyor.
Fiyatı 1.596 liraya geliyor. Yüzde 10 indirim daha…
Ürünü 1.436 liraya alabiliyorsunuz…
Bu kadar dolaylı hesaba gerek yok ki…
7 bin 980 liralık mal, nasıl 1.436 liraya iner?!
Kaliteli mi, kalitesiz mi, aldatmaca mı?
Böyle ticari oyunlarla kafa karıştırmak neyin nesi?!
İklim değişikliğinin zararlarını yaşıyoruz…
Başta kuraklık olmak üzere…
Birçok ilimizde barajlar tükendi.
Ankara’da, bir damla suya hasret kalacağız…
Kullanılabilir su oranı yüzde 10’larda…
İzmir’de de durum farksız…
Bütün umudumuz son yağmurlarda…
Yağmur duasını eksik etmeyelim.
Yurdumuzun dört bir yanında…
"Meteoroloji yağmur gelecek diyor, yağmur duasına ne gerek var!" diyenlere inat…
İnancımızın gereklerini yerine getirelim.
Akif Bülbül'ün önceki yazıları...