'İ'ktidar 'M'uhalefet 'F'eraset

Sesli Dinle
A -
A +
Seçim öncesine kadar ne demişlerdi?
“Ekonomik kriz içinde olan iktidar IMF’ye gidecek.”
Seçim sonrasında ne dediler?
“İktidar kendiliğinden IMF programı uyguluyor.”
Gerekçe ne?
Vergi ve harçlarda artışa gidilmesi.
Ek bütçe çıkarılması.
Başını CHP’nin çektiği muhalefetin derdi bu;
İşin özü değil…
Dün başka konuşuyorlardı, bugün başka.
Unuttular;
IMF’ye olan borçları bu iktidarın temizlediğini,
Hatta IMF’ye borç vermeyi talep ettiğini…
Toplumun bütün kesimleri darboğazda.
Zengininden fakirine kadar.
Hâli vakti yerinde olanlar tasarrufa gidiyor.
Orta gelirliler kıt kanaat geçiniyor.
Fakir-fukara çaresizlik içinde kıvranıyor.
İktidar bunların hepsinin farkında.
Vurdumduymazlık içinde değil.
Toplumu rahatlatmak için çalışıyor, çabalıyor.
Bütün imkânlarını seferber ediyor.
     ***
Ama ortada bir gerçek var…
Bunu da yabana atamayız.
Küresel ekonomik kriz bizi de çok etkiledi.
Ardından deprem…
Seçim belirsizliği de üzerine tüy dikti.
Üretim, istihdam yavaşladı.
İhracatımız düşüşe geçti.
Yabancı sermaye akışı kesildi.
Yerli yatırımcı tereddüde düştü.
Döviz fırladı.
Dengeler bozuldu.
Ekonomik göstergeler saptı.
Taşları yerli yerine oturtmak,
Tökezleyen çarkları çevirebilmek için,
Acil reçeteye ihtiyaç vardı.
İktidar da bu reçeteyi uygulamak zorunda kaldı.
Temennimiz en kısa zamanda düze çıkmak;
Eski gücümüze fazlasıyla kavuşmak.
Türkiye şu anda;
Dünyanın parlayan yıldızı…
Bu gücü son NATO zirvesinde gördük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan zirvenin en itibarlı lideriydi.
Düyun-u Umumiye borçlarının üstesinden geldik.
Allah’ın izniyle bugünleri de atlatacağız.
Kara günler geride kalacak.

KAFDAĞI'NIN ARDINDAKİ UMUT

Siyasilerimiz hep gündemde tuttu.
Seçmene de vadetti.
‘Avrupa Birliği’ne gireceğiz’ diye.
Öyle hâl aldı ki bu mesele;
Sonunda Kürt sorununa indirgendi.
Merhum Menderes’le başlayan,
‘İnce uzun yolda’ bugünlere kadar geldik.
Ama yıllar boyu, bir mesafe alamadık.
Bir arpa boyu da ileri gidemedik.
İki örnekle yetinelim, isterseniz..
Mesut Yılmaz, Diyarbakır’da açıklamıştı.
“AB’ye giden yol buradan geçer" diye.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Stratejik önceliğimiz” demişti.
Daha önceki açıklamalarında.
Geçen hafta NATO Zirvesine giderken de;
İsveç üzerinden mesaj göndermişti muhataplarına:
“Önce AB için bizim önümüzü açın.
Biz de İsveç’in önünü açalım.”
Ve bu çıkış şimdilik karşılık buldu gibi.
Gümrük Birliği ve vize konusunda…
Önümüzdeki günlerde gelişme bekliyoruz.
Ne zaman üye olacağımız meçhul.
Önümüzü göremiyoruz.
Sözde ‘dost’ görünen müttefiklerimiz;
Oyun peşinde koştukları,
Teröre kucak açtıkları,
Her olayda aleyhimize tutum takındıkları,
İslamiyet’e düşman oldukları,
Irkçılık yaptıkları sürece,
AB’ye girmemiz hayal...
Sadece mavi boncukla bizi avuturlar.
Zaman bize ne gösterecek?
Bunu da bekleyip göreceğiz.
İhtimal sıfıra yakın ama…
Bir de açık kapı bırakalım:
Atalarımızın sözü ile,
“Olmaz olmaz deme olmaz olmaz!”
Az kalsın atlıyorduk, Bay Kemal’i.
Geçen gün çıtayı yükseltti:
Terör suçundan yatanları tek tek saydı.
AB yolunun, serbest bırakılmalarından geçtiğini söyledi.
Vay arkadaş vay!
Ne AB yoluymuş bu yol.
Çözebilene aşk olsun!..

VAR MISIN YOK MUSUN!?

Depremin yaralarını sarmak için:
‘Türkiye Tek Yürek' kampanyası başlatılmıştı.
115 milyar lira civarında bağış toplandı.
Bağışçılar içinde devlet kurumları da vardı.
Yardımların 30 milyar liraya yakını hesaba geçmemiş.
Bazı uyanıklar durumdan vazife çıkarmış.
Reklamlarını yapmak için ekranları kullanmışlar.
Yazık, günah değil mi?
İnsanları aldatmak,
Onların duyguları ile alay etmek.
Maliye Bakanlığının uygulaması var.
Vergi yüzsüzleri  ilan ediliyor.
Önerimiz;
Depremzedeleri aldatan,
Sözüm ona ‘hayırseverlerin’ de ismi açıklansın.
Kamuoyuna deşifre edilsin.
Belki bir nebze utanırlar.
Ar damarları çatlamadıysa!

İYİ GÜN(!) DOSTU

Yunanistan ile aramızda bahar rüzgârları esiyor.
Katmerleşen buzlar eriyecek gibi.
NATO Zirvesinde iki liderin buluşması çok pozitifti.
Miçotakis Yunan basınına:
Görüşmenin olumlu geçtiğini söyledi.
‘Medeni komşuluk ve arkadaşlık’tan dem vurdu.
‘Sürekli alarmda olmaktan’ kurtulma mesajı verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceliği ise;
Batı Trakya ve müftülük sorunu...
Bir an evvel çözmek istiyor.
Büyükelçiler ön çalışma yapacak.
Diyaloğun kapıları aralanacak.
Her fırsatta;
Bize meydan okuyan,
Avrupa ve ABD’ye bel bağlayan,
Komşu, bu kıvama nasıl geldi derseniz?!
Bu sorunun tek cevabı var:
Savunma sanayimizin,
Askerî gücümüzün süper gelişmesi…
Korku dağları sarınca işin rengi değişiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.