Kara mizah siyaset

Sesli Dinle
A -
A +

Dönemin ‘anlı şanlı’ komutanlarıydı hepsi.

 

12 Eylül askerî darbesini yaptıklarında.

 

Kenan Evren, Nurettin Ersin, Nejat Tümer,

 

Tahsin Şahinkaya, Sedat Celasun…

 

Kimi daha önce, kimi de yargıya hesap verirken.

 

Hayata veda ettiler.

 

Askerî Cunta’nın ismi Millî Güvenlik Konseyi’ydi.

 

Anayasa referandumu sonrası;

 

Kenan Evren Cumhurbaşkanı oldu.

 

Diğerleri de Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi.

 

Türkiye’nin ‘tek söz’ sahibi bunlardı.

 

Korku ikliminin verdiği kudretten yararlandılar.

 

Demokrasi adına yönetime el koydular.

 

Memlekette her şey yıllarca askıya alındı.

 

Siyasi yasak getirdiler.

 

Demokrasiden, fikir özgürlüğüne,

 

Yasamadan, yürütmeye, yargıya kadar.

 

Bürokrasiyi hallaç pamuğuna çevirdiler.

 

STK’ları, sendikaları yerle yeksan ettiler.

 

Seçim arifesinde de veto uyguladılar

 

Türkiye yıllarca geriye gitti.

 

     ***

 

Bu konuyu gündeme neden getirdik?

 

6’lı Masa’nın muhteşem(!) çalışması vesile oldu.

 

Ne bu?

 

Ucube, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem…

 

Seçim kazanılacak,

 

Memleketi de İstişare Kurulu yönetecek.

 

Anayasa değiştirilecek yine seçime gidilecek. 

 

Sonra da bu sistem devreye girecek.

 

Böylece Başkanlık Sistemi’ne,

 

‘Tek adam’ yönetimine son verilecek.

 

Kısaca;

 

Kukla Cumhurbaşkanı koltuğa oturacak.

 

Denilenleri harfiyen yerine getirecek.

 

Yönlendirilecek ama söz hakkı olmayacak.

 

Nihayet GPS, GVS’ye dönüşecek.

 

Yani;

 

Güçlendirilmiş Vesayet Sistemine…

 

     ​***

 

Özetlersek sistem:

 

Darbeci zihniyetin dışa yansıması.

 

Millî Güvenlik Konseyi’nin bir benzeri olacak.

 

Millet nazarında karşılık bulmaz.

 

Kimse cunta gibi yapılanmalara izin vermez.

 

Bu halk geçmişi unutmadı.

 

CHP’nin de işin içinde olduğu;

 

Hele hele 1960 yılında yapılan askerî darbeyi,

 

Sudan bahanelerle idam edilen,

 

Demokrasi Şehidimiz Menderes ve arkadaşlarını…

 

Gültekin Uysal?

 

O masada DP’yi nasıl temsil ediyor?

 

Kılıçdaroğlu’na nasıl biat ediyor?

 

Kayıtsız-şartsız destek veriyor…

 

Anlamak mümkün değil!

 

 

KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAK

Kılıçdaroğlu bir süre önce…

 

Durup dururken kabuk bağlayan yarayı kaşıdı:

 

“Başörtüsü özgürlüğünü yasa ile düzenleyelim.”

 

Tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sıkıştırmak isterken;

 

Kendi kendine pusuya düştü.

 

Erdoğan ayağına gelen pası değerlendirdi.

 

CHP’nin kalesine gol attı;

 

“Gelin, Anayasa ile güvence altına alalım” dedi.

 

Erdoğan’a İYİ Parti destek verdi.

 

HDP de olumlu baktı.

 

Kılıçdaroğlu’nun hesabı bozuldu.

 

Nihayet teklif de TBMM Başkanlığına sunuldu.

 

     ​***

 

6’lı Masa Davutoğlu’nun ev sahipliğinde,

 

10. İstişare toplantısını yaptı.

 

Teklif istişare edildi.

 

Komik bir gerekçede uzlaştılar:

 

“Erdoğan bu işi seçim malzemesi yapıyor.

 

Biz de Anayasa değişikliği teklifi verelim.”

 

Şimdi, 'zurnanın zırt dediği’ yere geldik.

 

Hem de birkaç açıdan.

 

Anayasa teklifi için 200 milletvekiline ihtiyaç var.

 

6’lı Masa’nın 175 vekili bulunuyor.

 

Cumhur İttifakı imza vermeyeceğine göre;

 

6’lı Masa yine HDP’ye muhtaç.

 

Kılıçdaroğlu’nun hatırına imza atarlar mı?

 

Dahası;

 

Öneriyi gündeme getiren Kılıçdaroğlu…

 

Resti gören Erdoğan…

 

Cumhurbaşkanı neden seçim malzemesi yapsın?

 

Esas seçim malzemesi yapan kim?

 

Kemal Kılıçdaroğlu…

 

6’lı Masa bunu neden görmezden geldi!..

 

     ​***

 

Her toplantıda mutabık kaldıklarını söyleyen,

 

İstişarenin istişaresinin istişaresini yapan,

 

Bugüne kadar 66 kez toplanan,

 

Ama somut bir icraat sergileyemeyen,

 

6’lı Masa’dan ‘çıka çıka’ bu karar çıktı?

 

Nedir bu;

 

Havanda su dövmek,

 

Yan çizmek,

 

Dostlar alışverişte görsün demek.

 

Suya yazı yazmaktan bir farkı var mı bu kararın?

 

Millete umut vermeyen,

 

Kendi söyleyip kendi çalan,

 

Aday dahi açıklayamayan,

 

Bu 'Masa'nın yokluğu ile varlığı arasında bir fark yok.

 

Artık tiye alınıyor.

 

Sosyal medya maskarası oldu.

 

İşte size iki örnek:

 

AK Parti Grup Başkan Vekili Yılmaz Tunç:

 

“10 saatlik istişare sonucunda istişare kararı almışlar!..”

 

AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can:

 

“İstişare ile ortak aday çıkarmak için istişare etme kararını istişare ettiler!..”

 

Doğru söze ne denir ki?!.

EKRAN ZORBALIĞI, AKRAN ZORBALIĞI

İki defa bu köşede gündeme getirmiştim.

 

Ekranlardaki dizilerin, çocukları zorbalığa ittiğini,

 

Okullarda akran şiddetinin arttığını,

 

MEB’in bu konuda elini taşın altına koyabileceğini.

 

Geçenlerde Sayın Bakana da sormuştuk.

 

Okullardaki akran zorbalığı nasıl önlenecek,

 

Ekran dizileri için devreye girilecek mi diye?

 

Bakan Mahmut Özer de bize anlatmıştı:

 

“Öğrencilerin zamanının yüzde 13-14’ü okulda geçiyor.

 

Okul önemlidir ama ebeveyn de önemli, toplum da…

 

Toplum neyi öne çıkarırsa insanlar ona özeniyor.”

 

Bakan Bey’in demek isteği şuydu:

 

Çocukların yetiştirilmesinde:

 

Öğretmenlere de, aileye de, topluma da görev düşüyor.

 

Bunda hepimiz hemfikiriz.

 

İtiraz etmek söz konusu olamaz.

 

     ​***

 

Disiplin Yönetmeliği değişikliğinin ardından…

 

Nihayet beklentimiz gerçekleşti.

 

Rehberlik derslerinde;

 

Akran zorbalığı, siber zorbalık,

 

Psikolojik sağlamlık eğitimleri veriliyor.

 

Bakan Bey’in duyarlılığına minnettarız.

 

Zira sağlıklı çocuklar sağlıklı nesillerdir.

 

Bugünün çocukları geleceğimizin teminatıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.