Karalanma, paralanma, "papara"lanma...

Sesli Dinle
A -
A +

ABD’de afiyetle hamburger yedi…

 

Londra’ya gitti, mutlaka ama mutlaka …  

 

Meşhur 5 çayında “derin” sohbetlere dalmıştır.

 

Ay sonlarına doğru istikamet Almanya…

 

Oranın da meşhur kebabı var…

 

Türklerin yaptığı döner…

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi…

 

Onu da dostlarıyla(!) birlikte yer…

 

Bir de üzerine ayran içti mi değme keyfine!

 

                 *

 

Kemal Kılıçdaroğlu siyasetçiden ziyade,

 

Vedat Milor, Mehmet Yaşin’in yolundan ilerliyor.

 

Eğer 2023’te seçimi kaybederse,

 

Koltuk da altından kayıp giderse…

 

Yeni işi gurmelik olur herhâlde …

 

Kuş misali;

 

O ülke senin bu ülke benim dolaşır…

 

Dünya mutfağını bizlere tanıtır…

 

Aklıma gelmişken söyleyeyim:

 

Referansı da hazır:

 

Geçen sene Ramazan Bayramıydı.

 

Selvi Hanım'la mutfağa girmiş,

 

Birlikte börek yapıp pişirmişlerdi.

 

                 *

 

Şaka bir yana;

 

Kılıçdaroğlu ne yapmak istiyor?

 

Gizli-kaçamak buluşmalarla…

 

Bilimsel incelemeler yapmakla…

 

Dünyayı sömürenlerin kapısına dayanmakla…

 

Neyin peşinde?

 

Londra’da “üç-beş” foncuyla buluşmuş.

 

Yatırımcılarmış, 5 trilyon dolara hükmediyormuş.

 

Güya onlardan “temiz para” bulacak.

 

Ülkemize temiz para gelince de…

 

“Kirli para” çekip gidecekmiş.

 

Böylelikle;

 

Türkiye’ye sermaye mi akacağını,

 

İktidara mı geleceğini zannediyor?!.

 

                 *

 

Cumhuriyetimizin 99. yılını kutlarken…

 

Devlete iftira atmak hangi aklın işi?

 

‘Uyuşturucu ile cari açık kapatmak’ ne demek?!.

 

Şimdi işi-gücü bir tarafa bıraktık:

 

“Kirli para-temiz para” muhabbeti yapıyoruz.

 

Kırk yıl düşünse şeytanın aklına bile gelmez.

 

Tatlı aşa zehir katmanın anlamı ne?

 

Ortaya attığı cin(!) fikirlerle…

 

Devlete iftira, temiz para, kirli para derken…

 

Millî iradeden papara yemez inşallah…

Havacıva kime deva

Duyduk duymadık demeyin!

 

Duyanlar duymayanlara duyursun.

 

6’lı masanın metin düzenlemesi hazırmış.

 

Ali Babacan açıkladı:

 

Ortak kullanılacak yazı fontu…

 

Puntosu, satır aralığı belirlenmiş.

 

Metinlerin dili ve köşe boşlukları da ayarlanmış.

 

Mübarekler;

 

"Cumhurbaşkanı adayı" seçmeyecekler de…

 

Sanki, yayıncılık yapacaklar.

 

Gazete, kitap, mecmua çıkaracaklar…

 

Bari bulmaca eki ile mizah dergisi de olsa…

 

Halk da katıla katıla gülse bu hâllerine…

 

                 *

 

İşte 6’lı masanın geldiği durum…

 

8 genel başkan görüşmesi, 46 ortak çalışma...

 

Sonuç:

 

Ortada somut bir şey yok…

 

Dostlar alışverişte görsün…

 

Körler-sağırlar birbirini ağırlar misali…

 

Artık gına geldi…

 

Adayınızı açıklayın,

 

Ha şimdi, ha şimdi diye…

 

Herkes beklemekten sıkıldı.

 

Yoruldu, bunaldı, neredeyse fenalık geçirecekler.

 

Böyle giderse, halk da:

 

Bu gidiş değil hayra alamet,

 

Sen sağ ben selamet…

 

İktidar yine Erdoğan’a emanet…” deyip…

 

Sandıkta son noktayı koyar…

Söz Meclis'ten içeri!

TBMM’nin 27. dönemi…

 

Son yasama yılındayız…

 

Çok ilginçtir;

 

580 vekilden 125’i hiç söz almamış.

 

Yemin etme haricinde…

 

Atalarımızın nasihatine uymuşlar:

 

‘Söz gümüşse sükût altındır.’

 

Yazmak, çizmek, hitap etmek,

 

Nasıl bir sanat ise…

 

Konuşmamak da bir sanat...

 

Hem de bedii bir sanattır…

Lafla peynir gemisi yürümez!

‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu açıklandı ya…

 

CHP Sözcüsü Faik Öztrak -zehir zemberek- konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak:

 

“20 yılda verdiği sözleri tutmayan,

 

Millete verdiği taahhüdü yerine getirmeyen,

 

Saray, önümüzdeki yüzyıl için milletten yetki istiyor.”

 

Peki o zaman;

 

Yargı ve insan hakları reformunu gerçekleştiren,

 

Düşünce ve fikir hürriyetini geliştiren,

 

Türkiye’nin dört bir yanını köprülerle,

 

Otoyollarla, bölünmüş yollarla,

 

Havalimanlarıyla, demir yollarıyla donatan,

 

Emsalsiz savunma sanayi projelerine imza atan,

 

Yerli ve millî otomobil Togg’u yapan,

 

Üniversitelerde başörtüsü sorununu çözen,

 

Terörle mücadele ederek kökünü kazıyan,

 

Rusya-Ukrayna savaşında ara buluculuk yapan,

 

Uluslararası problemleri çözen…

 

Ülkemizin itibarını yükselten,

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan değil mi?!.

 

Bunlar, defalarca seçim kaybeden,

 

İktidar yüzü görmeyen,

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun mu başarısı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.