MUHALEFET DEĞİL, AFET!

Sesli Dinle
A -
A +
İki yıldan fazla süren pandemi,
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş,
Dünya ekonomisini vurdu.
 
Bundan her ülke gibi biz de etkilendik.
Ekonomimiz ağır bir darbe aldı.
 
Muhalefet;
Dereyi görmeden paçayı sıvadı,
Meydanlara döküldü,
Halkı manipüle etti,
Erken seçim çığırtkanlığına soyundu.
 
İktidarı düşürme hayali kurdu.
 
Ne zamana kadar?
 
Erdoğan seçim tarihini açıklayıncaya kadar.
 
Sonra ne oldu?
 
14 Mayıs’ı kabullenmek zorunda kaldılar.
 
Nihayet memleket seçim sath-ı mailine girdi
 
Aradan geçen süre içinde de Erdoğan;
Küresel krizin etkilerini azaltmak için çalıştı.
Gecesini gündüzüne kattı.
 
Asgari ücretlilere,
Kamu çalışanlarına ve emeklilere,
Beklentinin üzerinde zam yapıldı.
İstihdama, üretime, ihracata, büyümeye  önem verildi.
Piyasaların dengelenmesine gayret edildi.
Toplum biraz da olsa rahatladı.     
***
Ve… bugünlere kadar geldik.
10 ilimizi yerle bir eden,13,5 milyon insanımızı evsiz-yurtsuz bırakan,
Dünyada bir ilk olarak kayıtlara geçen,
6 Şubat’taki  çifte deprem ile birlikte…
 
Muhalefetin istismarcı yüreği(!) yeniden kabardı.
Tarih 18 Haziran diye tutturdular.
CHP’li 81 il başkanı bildiri yayınladı.
 
Bildiride yer alan cümlelere göre:
Kaybedecek bir dakikaları bile yoktu.
YSK seçimi ertelerse, Meclis’e darbe olurdu.Tarih konusunda Anayasa net ve açıktı …
 
Yaraları sarmak,
Halkın acılarını paylaşmak,
Bir ekmeği bölüşmek,
‘Nasıl yardım yapabilirim’ diye düşünmek,
Kardeşlik, birlik-beraberlik sergilemek,
Şefkat göstermek varken…
 
Depremi bile fırsata çevirmek,
Durumdan vazife çıkarmak,
Yalan-yanlışlarla, iftiralarla,
İktidarı yerden yere vurmak,
Hangi ortak aklın işi merak ettik doğrusu…

HASSASİYET OYUNU!

Depremin 10. günü Hatay’daydık.
Bakan Akar’la, Bakan Koca’yı dinledik.
AFAD yetkililerinden bilgi aldık.
 
Milletvekili Hüseyin Yayman’la görüştük.
Annesi gibi sevdiği çiçek kokulu ablasını,
Sırdaşı olan ağabeyi dâhil 11 yakınını kaybeden…
 
Yayman, acılarını yüreğine gömmüş,
Milletin acılarını paylaşarak teselli buluyor,
Enkaz altındakilerin yakınları için çırpınıyordu.
 
İzlenimlerinden bir kısmını anlatmıştım.
Bugün de bazı önemli hususlara değineceğim.
Bölgedeki en büyük korku, salgın endişesi.
Herkes için tehlike arz ediyor.
Salgınlara karşı tedbirli olmak gerekiyor.
Kireçleme ve ilaçlama ön planda.
Sürekli kireç dökülüyor, ilaçlama yapılıyor.
 
Sağlık Bakanı Koca;
Hem yaralılara derman olan bir hekim,
Hem de koordinasyona hâkim bir yönetici.
Uyku yok, dinlenmek yok, 7/24 görev başında.     
***
Hatay çok kozmopolit yapıya sahip.
1,5 milyonun üzerinde insan yaşıyor.
Bunların önemli bir kısmı da Arap kökenli.
Başka etnik unsurlar da var.
Suriye’den gelenleri de katarsak…
Demografik görünüm daha iyi anlaşılır.
Diğer illerimize hiç benzemiyor.
 
Depremi de fırsat bilen birtakım odaklar,
Medeniyetler şehrini kaşımak için çabalıyorlar.
Suriye’den gelenler içinde,
Doktor, avukat ve öğretmenler dikkat çekiciymiş.
 
Güvenlik güçlerimiz;
İstihbari nitelikteki elemanların sahada barınmasına,
Hassasiyetlerimiz üzerinden oyun oynanmasına,
İmkân ve fırsat vermiyor.
Bunu da not olarak düşelim.
 
Bu paralelde Hatay’ın önde gelenlerinin beklentisi: Şehri terk edenlerin kısa sürede geri dönmesi,
Bereket ve bolluk şehrine sahip çıkılması,
Eskiden olduğu gibi hayatın devam etmesi.
Bölgede sınır ötesi operasyonlara imza atan Mehmetçik,
Aynı zamanda da depremzedelere kucak açıyor.
 
Polisimiz, askerimiz, her bir ferdimiz sahada.
Ayaklarına taş değmesin.
Allah yardımcıları olsun.
Bu vatan hepimizin.
Her bir karış toprağına sahip çıkalım.
 
Millî Mücadele Şairi Mehmet Akif’in dediği gibi:
“Sahipsiz olan vatanın batması haktır,Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır..."

TEŞEKKÜRÜ HAK ETTİLER

Küresel sorunlarda söz sahibi olan,
Bölgesel açmazları çözüme kavuşturan
Dünyanın neresinde olursa olsun,
Mağdur ve mağdurlara kucak açan,
Liderlik diplomasisinin önderi,
Saygı ve sevgi duyulan, takdir edilen,
Sayılı ülkeler arasında yer alan Türkiye,
Depremde bunların karşılığını gördü.
 
Onlarca ülkeden;
Ayni ve mali yardımlar aktı,
Arama kurtarma ekipleri geldi,
Bazı devlet adamları ülkemizi ziyaret etti.
Cumhurbaşkanımız, bakanlarımız telefonla arandı.
Uluslararası kurumlar yalnız bırakmadı.
Hepsine yürekten teşekkürler.
 
Atalarımız ne güzel söylemiş:
"Ne ekersen onu biçersin" diye.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.