Çok gerilere gitmeden…
Yakın geçmişten örnekler verelim.
Adolf Hitler;
Milyonlarca Yahudi’yi katletti.
Çoluk-çocuk demeden…
Fühleri oldu, Nazi Almanya’sının.
Soykırımcı olarak tarihteki yerini aldı.
Ratko Mladiç;
Bosna Hersek’te 8 bin Müslümanı öldürdü.
‘Bosna Kasabı’ olarak tarihteki yerini aldı.
Başka isimleri de zikredebiliriz.
Gaddar, zalim, acımasız…
***
İsrail Başbakanı Netanyahu da,
Aynı kulvarda ilerliyor.
Bunlardan zerre farksız.
Binlerce Filistinliyi hayattan kopardı.
Yoğun bombardımana tutarak,
Gazze’yi yerle bir ederek.
İnsani duygulardan uzak,
Merhameti yok, vicdanı yok,
Nasiplenmemiş, feyiz almamış.
Şerefü’l-mekân bi’l-mekînden yoksun biri…
"Firavun" olarak tarihteki yerini aldı.
Vampir gibi kandan beslenen,
Gözyaşından nemalanan,
Şiddete kol kanat geren,
Katliamdan medet uman, zevk alan,
Bu adama kimse dur demiyor.
Türkiye’den, Erdoğan’dan başka.
Başımız dik ve alnımız açık,
Alacaklıyız, borçlu değil.
Osmanlı’ya bakın anlarsınız.
Ne demek istediğimizi.
Ama;
ABD, Avrupa borçlusunuz İsrail’e,
Kuyruğuna takıldığınız Netanyahu’ya;
Ayar çekin, pisliğin içine gömülmeyin…
Ateşkese, kalıcı barışa ikna edin.
Aklınızı başınıza toplayın.
Kendinize gelin.
Bu dünyada sizin de yatacak bir yeriniz olsun…
***
İsrail ile ilişkilerimiz;
Her daim sancılı, inişli-çıkışlıydı.
Son aylarda ivme yakalamıştık.
Karşılıklı büyükelçiler atandı.
Bakanlarımız ziyarete hazırlanıyordu.
Ardından Cumhurbaşkanımız da gidecekti.
Enerji dâhil birçok alanda iş birliğimiz olacaktı.
Tam “İşler yoluna girdi” derken…
Yahudi damarları kabardı!
Gazze’yi yine cehenneme çevirdi.
Biz de şimdilik askıya aldık iş birliğimizi.
Bunun öncesine de kısaca göz atalım.
Kronolojik sırayla:
2007 yılında benzer olaylar yaşandı.
Suriye’nin de yer aldığı üç ülke arasında.
Ara buluculuğa soyunduk.
Anlaşma sağlanacakken çark ettiler.
Kısa süre sonra Gazze'yi bombaladılar.
2009’da “One minute” olayını yaşadık.
Daha sonra…
Şimon Peres, ilk adımı attı, haber gönderdi:
“Yanlış anlaşıldım, konuşalım” diye…
Özür dilemedi, arayı düzeltmeye çalıştı.
2010 yılında Mavi Marmara olayı patlak verdi.
Bir STK, insani yardım götürmüştü.
Gemi ateşe tutuldu, ablukaya alındı.
Organizasyonun devletle bir ilgisi yoktu.
İpler iyice gerildi, Akdeniz’de sular ısındı.
Her ihtimal düşünülerek;
O zaman donanmamıza hazır ol emri verildi.
Bir savaş ihtimali söz konusuydu.
Erdoğan’ı ilk arayan Şansölye Merkel oldu.
Panik içindeydi, telaşlıydı…
Savaş çıkmasından endişe ediyordu.
Türkiye sağduyulu davrandı.
Ortalık sakinleşti.
2013 yılında Obama döneminde,
Netanyahu esip gürledi yine...
İlişkilerimizi dondurduk.
Tekrar inkıta dönemine girdik.
Tabii 10 yıl kadar.
Sonuç;
Yine başa döndük sayılır.
Tekerrürün tekerrüründeyiz.
***
Bölge kaynayan kazan, ateş topu gibi.
ABD bir adım atıyor.
Rusya karşı adımla cevap veriyor.
“Buradayım, yavaş git” diyor.
Çıkar grupları cirit atıyor.
Orta Doğu işgal altında.
Her an savaş çıkma riski var.
İran, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır,
Cezayir, Afrika’nın bazı ülkeleri…
Filistin-İsrail meselesiyle içli dışlılar..
Taraflar teyakkuzda.
Bu tablo 3. Dünya Savaşına yol açar mı?
Herkes tarafını belli etse de…
Kimse olayın büyümesini istemiyor.
Ateşin, dünyayı sarmasını arzulamıyor.
Türkiye ise;
Her şart ve durumda suhuletten yana.
Şu gerçeği de gözden kaçırmayalım.
İsrail’in ipleri ABD’nin elinde.
Savaşı durdurabilecek tek kilit ülke.
Yeter ki; İsrail’e “Dur” desin.
İsrail bu sese mutlaka kulak verecektir.
Rusya, Çin de bölgede etkili ama…
Baskı kurma ihtimalleri çok zayıf.
***
Akan kan bir an evvel durmalı.
Filistinliler topraklarından olmamalı.
Rusya-Ukrayna savaşı çıkmaza girdi.
Barışın kapıları her an çalınabilir.
Bundan bari ders alınsa da…
İsrail akıl tutulmasından kurtulsa.
Orta Doğu’da sağduyu hâkim olsa.
AL GÜLÜM VER GÜLÜM
Bay Kemal, demokrasinin gereğini yaptı(!)
13 ilçe Başkanını DEVA’dan kopardı.
Tabii bu olayla birlikte kıyamet de koptu.
Ali Babacan cephesinde…
Bir puanı dahi yokken,
CHP’nin koltuğunun altına girdi.
15 milletvekilliğini kaptı.
Esamesi bile okunmazken,
Meclis’te temsil edilir hâle geldi.
Vekillikleri "helalinden" aldığını söyledi.
O zaman Kemal Bey iyiydi de,
Şimdi mi nezaketten yoksun oldu?!.
Ne diyelim;
Etme bulma dünyası mı?
Ne ekersen onu biçersin mi?
Artık Bay Kemal’in rövanşı ile,
CHP’lilerin de yüreği soğumuştur?!.
***
NOT: Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun. Vatan toprağında nice nice yüz yıllara. Her daim şanlı bayrağımız göklerde dalgalansın.
Ezanımız minarelerde yankılansın. Allah, devletimize, milletimize zeval vermesin.