ŞUUR ALTI OKUS-POKUS

Sesli Dinle
A -
A +
CHP’nin 6 oku var.
Temel felsefesi bu zemin üzerine kurulu…
Bu ilkeler Kemalizm olarak da tanımlanıyor.
Bay Kemal bu oklara ne kadar sadık?
Hem irdeleyelim hem görelim...
Birinci ilke Cumhuriyetçiliğe göre:
Egemenliğin kaynağı halktır, karar verici millî iradedir.
Sn. Erdoğan yüzde 52.18 gibi bir oyla seçildi.
Millî iradenin tercihini içine sindiremedi…
Cumhuriyet ilkesini çiğnedi.
İkinci ilke Milliyetçiliğe göre;
Her vatandaş, hangi din ve menşeiden olursa olsun Türk’tür.
Geçtiğimiz yıl Balıklı Rum Hastanesinde yangın çıkmıştı.
Vakıf Başkanına  “Geçmiş olsun” bile demedi.
Suriyelilerin vatandaşlığını ise hiç kabullenemedi.
Bölücü unsurlara kucak açtı.
Milliyetçilik ilkesini çiğnedi.
3. İlke Halkçılığa göre:
Siyasal meşruiyetin ana temeli halktır.
Devletin bürokratlarını Hükûmetin adamı yaptı.
AK Parti’ye oy verenleri köylü/cahil diye küçümsedi.
Vatandaşları kışkırttı, kutuplaştırdı.
Halkçılık ilkesini çiğnedi.
4. İlke Laikliğe göre:
Devlet ve dünya işlerinde dinin hiçbir tesiri olmamalıdır.
28 Şubat sürecine verdiği desteği unuttu.
Başörtüsüne “Bez parçası” dedi.
Mağdur mütedeyyin insanların kapısını çaldı.
“Helalleşme“ turlarına sarıldı.
‘Oylarını nasıl toplarım?’ derdine düştü.
Belediye başkanlarına talimat verdi.
İbadet yerlerine özel ilgi gösterilmesini istedi.
Bunlarla yetinmedi.
"Mezhepçilik" yaptı.
Laiklik ilkesini çiğnedi…
5. İlke Devletçiliğe göre:
Devlet bizzat kurucu ve yapıcıdır.
Özel sektöre bırakılan işleri düzenler.
Kontrolü sağlar.
Özelleştirmeyi hiç sevmedi.
Devlet-Özel sektör iş birliğini sindiremedi.
Dev projeleri gerçekleştirenlere tehdit savurdu.
“5'li Çete” diye iş adamlarını yaftaladı.
Devletçilik ilkesini çiğnedi.
6. İlke Devrimciliğe göre:
Çağdaş düşüncelere açılarak yenilikleri benimsemek gerekir.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi kâbusu oldu.
Eskiye dönme arzusu özlemiyle yanıp tutuştu.
Yoldaşları da, kendi de hüsrana uğradı.
Büyükşehir Belediyeleri elinde.
Halkın yüzünü güldüren bir projeye dahi imza atamadı.
Devrimcilik ilkesini çiğnedi.
Son söz:
6 Ok’a bir ok daha eklenmeli:
"Kaybedip kaybedip gitmemek!.."
 
 
ABESLE MEŞGULİYET
 
Türkiye’nin en zenginlerinin kulübü.
Ama tek dertleri, İstanbul Sözleşmesi.
Her fırsatta dile getiriyorlar.
Yeniden uygulanmasını istiyorlar.
Gerekçeleri de hazır:
Kadın-Erkek eşitliği ancak bu yolla sağlanırmış.
Bu sözleşmenin gizli ajandası ne?
Film ve oyunlarda çocukların kafasını karıştıran,
Üçüncü cinsiyete yani LGBT’e yol vermek.
Başka bir deyişle;
Türk aile yapısını zedelemek,
Çoluk-çocuk sahibi olmayı engellemek,
Milletin ve ülkenin geleceğini tehdit eden,
Kısır, amaçsız, yarınsız,
Edepten, ahlaktan yoksun,
Geleneğini, göreneğini kaybetmiş,
Bir toplum oluşturmak,
Ve de dinimize zarar vermek!..
     ***
TÜSİAD’ın bu ilk vukuatı değil.
Sayısız vukuata imza attı, geçmişte de.
Mesela:
Yeni Anayasa teklifi bunlardan biri.
2011 yılında hazırlatmıştı.
22 Akademisyenin kaleme aldığı teklif:
Birlik-beraberliği baltalayan,
Ülkeyi parçalama noktasına getirecek
Tehlike saçan maddelerle doluydu.
‘Türklük’ kavramına son verilmesi,
‘Milliyetçilik’ ifadesinin çıkarılması,
Cumhurbaşkanının yetkisinin sınırlandırılması,
Üniter devletin esnetilmesi,
Eyalet sistemine ışık tutulması.
Daha daha niceleri…
Bugün bunları kim ya da hangi parti savunuyor?
Hepsinin adı ve adresi belli…
Başka bir şey söylemeye gerek var mı?
 
 
DİLİN KEMİĞİ VARMIŞ!
 
Türkçe zarif bir dildir.
İnceliklerle sırlarla doludur.
Kelimeleri telaffuz ederken,
Cümleleri kurarken,
Vurgulama yaparken,
Çok dikkat ve hassasiyet ister.
Görsel medya bu açıdan çok önemli.
Ama fonksiyonunu yerine getiriyor mu?
Maalesef…
Aksine dilimiz daha da yozlaştırılıyor.
Haber sunumunda, canlı bağlantılarda,
Tartışma programlarında…
Sık sık rastlıyoruz.
Kulağımızı tırmalayan,
Kurgusu garip sözlere:
‘Biz sizi burada bekliyor olacağız.’
‘Falanca filancaya gidiyor olacak.’
‘Maratonda ilk kez önde koşuyor olacak.’
Bekliyoruz, gidiyoruz, koşuyor...
Bu kelimelere kıran mı girdi!
Geçenlerde sahte altın yakalanmış.
Muhabir anlatıyor:
‘Kutunun altına sahteleri konuluyor.
Daha gerçek ürünleri ise üste koyup satıyorlar…’
Doğrusu merak ettik.
Daha gerçek altın nasılmış?
Ne yazık ki;
Dilimizi koruması gereken,
Diğer kanallara örnek olması gereken,
TRT de bu kervanın yolcuları arasında...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.