Bu görüntü gerçek mi? Bu bilgi doğru mu?

A -
A +

Günümüzün en önemli tehlikelerinden biri olarak görüyorum yapay zekâyı. İnternetsiz, cep telefonsuz büyümüş, bütün bu teknolojileri tecrübe eden ilk nesil olan bizler, şimdi de 'yapay zekâ' ile bir imtihan veriyoruz doğrusu... Şu anda 11 yapay zekâ uygulaması var bildiğimiz kadarıyla. Fala baktıranlar, iki kıyafet arasında kalıp fikir soranlar, hisse senedi ya da kripto para alacaksa 'sence hangisi' diye soranlar (Aslında tavsiye veriyor da sonuna o da 'yatırım tavsiyesi değildir' diyerek sorumluluğunu üzerinden atıyor), rüya yorumlatanlar ve daha neler neler... Kıyafet sormak, fala baktırmak, rüya yorumlatmak gibi şeyler eğlence gibi görünse de o yorumlara göre hareket edenleri görmek hakikaten korkunç!..

 

Geldiğimiz noktada bütün dünya bir taraftan kullanırken, diğer taraftan risklerini inceliyor yapay zekânın. 2025 Dünya Ekonomik Forumu Küresel Riskler Raporu'na göre, önümüzdeki iki yılın en büyük küresel riski, yanlış ve yanıltıcı bilgi yayılımı. 2035'e kadar ise bu risk, doğal kaynakların azalmasıyla aynı oranda risk içeriyor.

 

Teknoloji geliştikçe bilgiye ulaşmak kolaylaşsa da, ulaştığımız bilginin ne kadar güvenilir olduğu muamma... Özellikle video üretimleri tehlike sinyallerini artırıyor. Şimdi artık her şey için "Bu gerçek mi" sorusunu sorarken buluyoruz kendimizi. Bu fotoğraf gerçek mi? Bu ses yapay zekânın mı? Bu filmi yapay zekâ mı üretti? Endişemizi artırdı, güven duygumuzu sarstı. Yapay zekâya sorsak da teyit etmek için bir yol arıyoruz aslında. Fakat o kadar kaptırdık ki "bu gerçek mi" diye de ona soruyoruz.

 

Yapılan ve NewsGuard tarafından her ay yayınlanan raporlar, en yaygın kullanılan 11 yapay zekâ sohbet robotunun analizlerini içeriyor. Buna göre modellerin yüzde 30,9'u yanlış bilgileri tekrar ediyor. Yüzde 10,6'sı sorulara cevap veremiyor. Üstelik 'kaçamak' cevap vermeyi de öğrenmiş görünüyor. Doğru bilgi sunma oranı ise yüzde 58,48 seviyesinde. Yani hata oranı yüzde 41,52. Yani risk epey yüksek. Yanlış yorumlanan bir bilgi, hatalı hazırlanan bir rapor ya da doğruluğu teyit edilmemiş bir içerikle hazırlanan sunum düşünün... Ne büyük kargaşaya yol açabilir... Bunun için ne yapmalı?

 

Bu soruya Gilda&Partners kurucusu Jilda Bal cevap veriyor. Bal'a göre, yapay zekânın sunduğu her veriye sorgulamadan güvenmemeli. Karar alırken nasıl kılı kırk yarıyorsak, elde ettiğimiz bilgiyi de aynı titizlikle değerlendirmeliyiz. Evet, bu araçlar hızlı ve etkili ama etik gibi bir süzgeçleri yok. Güven filtresi elimizde. O filtreyi kullanmak, doğruya ulaşma yolunda bizim sorumluluğumuz olmaya devam edecek...

 

 

 

 

Evdeki kalem, kâğıt, boya...

 

 

Sınavlar, sorular, tercihler derken çok yoğun bir yaz dönemi geçiriyor eğitim sürecinde çocuğu olan aileler. Eylülde de okullar açılacak. En az yarısı kullanılmayan defterler, belki bir kere açılmış, daha sonra bir kenara atılmış renkli kalemler, ilkokul öğretmeni istedi diye alınmış ama az kullanılmış sulu boyalar, pasteller... İlk ve orta öğretimde okuyan çocukların her öğretim yılının başında sırasına konulmuş kitaplar mesela... Yılın sonunda onlar bilinçli aileler tarafından geri dönüşüme gönderilirken, birçok aile biliyorum ki, onları çöpe atıyor. Eskiden o kitaplar, küçük sınıftaki çocuklara verilirdi. Devlet, her çocuk okulun ilk günü masasında yeni kitaplarla başlasın diye tam 22 yıldır öğrencilere ücretsiz kitap veriyor. Keşke onların geri dönüşümünü yine okullar aracılığıyla mümkün kılsa...

 

Diğer yandan her yıl okul sonunda birçok aile yarım defterleri, kullanılmış boyaları atıp yenisini alıyor, almak zorunda kalıyor. İlkokullarda aynı sınıfın aynı öğrencileri, aynı öğretmenle eğitime devam ederken "Yarım defterler kullanılacak, kullanılmış boyalarla devam edeceğiz" bilinciyle yetiştirilse keşke... Ama maalesef olmuyor ve her yıl milyarlarca liralık kırtasiye atıkları çöpe gidiyor, birçok aile gıdasından kesip o ihtiyaçları alıyor... Ülkemiz markalarından Adel/Faber-Castell, bu alanda bir iyilik hareketine adım atmış. Çevre bilinciyle örülmüş bir iyilik. Bu projede 1800 öğrencinin katıldığı bir çalışma yapılmış. Önce çocuklara kırtasiye malzemelerinde geri dönüşümün nasıl yapılacağı anlatılıyor. Bu malzemelerin sulu boya gövdesine dönüşüm süreci gösteriliyor ve öğrencilerin atık kırtasiye malzemelerini toplaması için 'hevesli' olması sağlanıyor. Ardından öğretmenlerin de desteğiyle geri dönüşüm yolculuğundaki malzemeler Koruncuk Vakfı'na bağışlanıyor... Çok güzel bir iyilik zinciri...

 

 

 

Canan Eraslan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.