Yaz geldi, korku başladı. Dileğimiz, duamız hiç çıkmaması yönünde ama geçtiğimiz yıllarda yaşanan orman yangınlarını düşününce tehlikesinin büyüklüğü de yeniden hatırlatıyor kendisini. Orman yangınının en büyük sebepleri sabotaj, çevreye atılan çöpler arasındaki camların büyüteç etkisi ve insanların gerek piknik ateşi gerekse sigara atmak suretiyle sebep olduğu yangınlar sıralanıyor. Son dönemin en fazla orman yangını çıkan senesi, 2024 olarak kayıtlara geçmiş. Geçen yıl ülkemizde tam 3800 irili ufaklı orman yangını çıkmış ve 27 bin hektarı kül etmiş. Sadece Türkiye olarak bizim değil, Akdeniz havzasındaki tüm ülkelerin korkusu bu mevsimde orman yangını... Geçen yıl yaşanan Kaliforniya yangınlarıyla Yunanistan'ın yaşadığı ve haftalar süren yangınlar hafızalardaki korkunç görüntüyle dün gibi. Her ülke elindeki imkânlarla ormanlarındaki ateşi söndürmeye çalışıyor. Türkiye ise geçen yıl 3800 orman yangınını söndürmek için 22 uçak, 100 helikopter ve insansız hava araçlarının yanı sıra iş makineleri, binlerce personelle yangını söndürmeye çalışıyor. Geçen yıl orman yangınlarıyla mücadele için yaklaşık 10 milyar lira harcandığına dair veriler de söz konusu. Peki ağaçları kül, binlerce hayvanı telef eden, insanların geçim kaynaklarını elinden alan, can yakan orman yangınlarını önlemenin bir çaresi yok mu?
İşte bu soruya uluslararası bir teknolojiyi Türrkiye'ye getiren bir iş adamı cevap veriyor: Tabii ki var...
Geçtiğimiz günlerde Alman teknolojisi 'Dryad'ı Türkiye'ye getiren ve Kent Dryad olarak faaliyetine başlayan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çelebican anlattı sistemi. Bununla orman yangınlarına karşı devrim niteliğinde çözüm sunduklarını şöyle anlatıyor:
Sistem, orman yangınlarına karşı 'ultra' erken bir uyarı sistemi. Sistem, ağaçlara zarar vermeden monte edilen sensörler aracılığıyla çalışıyor. 200 metre aralıklarla yerleştirilen sensörlerin her biri 100 metreyi kontrol ettiği için tüm alan izlenir hâle geliyor. İşte bu sensör, çıkan bir dumarı birkaç saniye içinde analiz ediyor ve yangın tehlikesini kurulan mobil ağ ile merkeze aktarıyor. Böylece mücadele ekipleri, yangın daha ormana sıçramadan 'nokta atışı' olarak bildirilmiş oluyor. Ormandan gelen veriler, Silvanet Saha Yönetim Platformu üzerinden izleniyor ve tam merkeze anında müdahale mümkün olabiliyor. Sistem, sadece uyarı vermekle kalmıyor. İkinci aşama, başlıkta söylediğim 'sesle yangın söndürmeyi' gerçekleştiren teknoloji. Ormana 200 metre aralıklarla yerleştirilen sensörlerle birlikte birkaç kilometre aralıklarla da dikey iniş kalkış yapabilen 'drone'lar yerleştiriliyor. Bu drone, sensörden gelen koordinatlara otomatik olarak yöneliyor ve yangının doğrulanmasını ve ilk müdahaleyi gerçekleştiriyor. Bu müdahale de yüksek frekanslı ses dalgası kullanılarak yapılıyor. Böylece yangın, fiziksel temasa gerek kalmadan söndürülmüş oluyor. Güneş enerjisiyle çalışan en az 10 yıl ömürlü olması beklenen, şu anda tüm Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere Brezilya, Avustralya, Kanada gibi ormanlık alanı çok, iklimi sıcak ülkelerde yangına karşı mücadele ediyor. Orman Bakanlığı, özel ormanlar, koru sahipleri, orman içinden geçen enerji şirketleri, orman kenarındaki işletmeler, dağ otelleri, orman kenarı turizm tesisleri, ağaçlarla çevrili üniversitelerin yanı sıra orman ürünleriyle ilgilenen işletmelere hitap ediyor.
Hem daha alev hâlini almayan, küçük dumanı haber veren, o haberle harekete geçen drone sayesinde ses dalgalarıyla yangın çıkmadan müdahale eden sistem, yakında sigara içen birinin dumanı hâlinde ne yapıyor?
Cevap şu: Dumana yakın olan sensör ilk algılamayı yapıyor. Devam eden bir duman olması hâlinde ikinci sensörden de sinyal alınması durumunda sesle söndürme müdahale 'drone'u uyarıyı teyit edip harekete geçiyor.
Zaten sistem de azot, yangın hâlinde çıkan gazlara duyarlı olarak programlanıyor. Yani, yangın insansız hava araçlarının, yangın kulesindeki insanların görebileceği boyuta gelmeden, onlarca metrelik ağaçların dibindeyken görülüp üstüne üstlük bir de duman hâlindeyken söndürülmesi müthiş bir buluş, kabul... Fakat bir de işin maliyeti var.
Ülkemizin 23 milyon 245 bin hektar orman varlığı mevcut. Yine Hasan Çelebican'ın verdiği bilgiye göre, milyonlarca hektar ormanımızı güvence altına almak, yaklaşık olarak 1 milyar dolara mal oluyor. Yani, orman yangınlarıyla mücadele için geçtiğimiz yıl harcanan yaklaşık 10 milyar liranın, yaklaşık 10'da biri...
Canan Eraslan'ın önceki yazıları...
Fethiye'de ormandan onlarca petşişe, teneke kutu ve alkol (sağlığa zararlıdır) şişesi toplamış ve çöpe atmıştım. Binlercesi kaldı. Gönüllüler ormanlara girip bunları toplamalıdır.