Yangınlar ve hava gücümüz

A -
A +

Son iki haftada Türkiye’de en az 624 orman yangını çıktığı biliniyor. Bu sayı her gün eklenenlerle arttı maalesef. 27-28 Haziran tarihlerinde, yani sadece 2 günde bile 150 yangın çıktığı belirlendi. İzmir, Manisa, Antalya, Gaziantep, Bursa, İzmit… Binlerce hektar alan kül oldu. Yangınlara müdahale eden bir kişi ile, evinde yangından kaçamayan bir kişi hayatını kaybederken yüz binlerce canlı da bağıra bağıra can verdi. Kuşlar, böcekler, ceylanlar, dağ keçileri, tavşanlar, sincaplar, kaplumbağalar… Korkunç görüntüler gördük. Elinde hortumla yangına müdahale ederken alevlerden koşarak kaçmaya çalışan, nefessiz kalan insanlar… Evler, binlerce insanın geçim kaynağı, hatıraları ve daha neler neler… Hepsini yuttu alevler. Tamamen yerle bir olan köyler gördük maalesef. Geçen yıl yaşanan Kaliforniya yangınlarında üzerinde kıyafetler hariç hiçbir şeyi kalmayan bir kadının aklını kaçırması konu edilmişti bir dizide. Kim bilir bizde neler oldu… Duygumuzu ifade etmek için kullandığımız “canımız yandı”, “ciğerimiz kavruldu” deyimleri var ya hani… Onların canları fiziken de yandı. Ormanlar yanar, canlar kavrulurken tabii ki çıkış sebepleri de belirlendi.

 

Örneğin İzmir’in Aliağa ilçesinde 26 Haziran’da çıkan yangının bahçe temizliği sırasında yakılan ateşin ormanlık alana sıçraması sebebiyle çıktığı belirlendi. Kuvvetli rüzgâr bir anda küçük bir alevi büyük bir felakete sürükledi. Balıkesir ve Kütahya’daki yangının ilk kıvılcımı ise buğday hasadı sırasında biçerdöverden çıktı ve bir anda büyüdü. Onun dışında kaynak makinesinin etraftaki kuru otları tutuşturması, 81 yangın atılan sigara izmariti, 50 yangın ise tam söndürülmeyen piknik ateşinden çıktı. Ormanlarımızın iğneli çam varlığı, yangının görünmeden, sadece ısı yayılması ile genişleyip bir anda patlamasıyla büyümesine sebep oluyor. Çam, zaten çıra demek. Bir de patlayan kozalaklar yüzlerce metre uzaktaki ağaçları bir anda dev yangın topuna çeviriyor. Bazı yangınlarda ise sabotaj kuşkusu da var tabii ama sabotaj yangınları yüzde 4-5 gibi bir oranda. Bir de etrafa atılmış cam şişeler meselesi var. Lütfen bir deneyin. Bir cam şişeyi ya da şişe kırığını güneşe tutun ve cildinize yansımasını sağlayın. Birkaç saniyede canınızın ne kadar yandığını göreceksiniz. Sadece birkaç saniye... İşte o birkaç saniye, piknik sonrası bırakılan camlar, yolda giderken araç penceresinden atılan şişelerle 40 derece sıcakta kavrulan otları, çamları nasıl yakar; düşünün… Bunları bilmeyen neredeyse yok gibidir ama ateş yakanı, izmarit atanı, cam şişe bırakanı uyarmak da en az bunları yapmamak kadar görevimiz olmalı…

 

Evet, her yangında olduğu gibi yine ülkemizin yangın söndürme araçları gündemdeydi… Kaç helikopter, kaç uçak, kaç arazöz, kaç insan kaynağı? Herkes aklına eseni yazdı çizdi. Neden yangın söndürme uçağı alınmıyormuş? Bütün dünyada biliniyor ki, havadan müdahale gerekiyorsa, bunda helikopter daha iyi bir seçenek. Uçağın alçalıp su alma kapasitesiyle helikopterinki asla bir değil. Uçağın bir gölden, denizden su alması helikoptere göre çok daha zor. Diyelim ki aldı, o suyu atabileceği irtifa helikopterin iki katı yükseklikte… O alev sıcağında yere düşene kadar zaten çoğu buharlaşan bir su. Önceki yıl Çanakkale’de çıkan yangında görmüştüm. Bir uçak su almak için alçalmaya çalışırken, helikopter suyunu aldı ve havalandı bile. Biz ise her yangında ‘uçak da uçak’ diye tutturuyoruz. Neyse…

 

Tartışmalar böyle sürerken, acaba diğer ülkelerde havadan müdahale nasıl oluyor diye bakayım dedim. Geçen yıl tam 1 ay süren Kaliforniya yangınıyla boğuşan ABD, yine geçen yıl 2 hafta ormanları durmadan yanan, Türkiye’den yardım kabul eden Yunanistan ve Avrupa’nın sanayi devi Almanya’nın mücadele yöntemlerini araştırdım. Bu araştırma sırasında Daha fazla bilgi için FAO, Eurostat, Türkiye Orman Genel Müdürlüğü ve ABD Orman Servisi’nin bilgilerinden yararlandım.

 

Ülkemizin 780 bin kilometrekare olan yüzölçümünün bin kilometrekaresini ormanlar oluşturuyor. Yani yaklaşık yüzde 29’unu… Ülkemizde orman yangınlarıyla 26 uçak ve 105 helikopterden oluşan güçlü bir yangın söndürme kapasitesiyle mücadele ediliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türk Hava Kurumu, Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı envanterinde 10 insansız hava aracı da yangın söndürmede kullanılıyor. Türkiye’de ormanlar devlet kontrolünde ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından yönetiliyor. Karadeniz Bölgesi’nde yağış nedeniyle ormanlar yoğun. İç Anadolu ve Güneydoğu’da ise kuraklık nedeniyle daha az. Daha çok batı ve güney bölgelerinde yangın görülüyor ve ormanlar Orman Genel Müdürlüğü, yani devlet kontrolünde.

 

Almanya, 25 uçak ve 17-30 arası helikoptere sahip. 357 bin kilometrekare olan yüzölçümünün yüzde 31’ini oluşturan ormanlarındaki yangınlarla mücadelede daha çok yer unsurlarını kullanıyor. Çünkü yerden ve insan unsuruyla mücadelenin gücüne inanılıyor. Almanya’da ormanlar özel sektör ve eyalet yönetimlerince işletiliyor.

 

ABD: Yüzölçümü 9,8 milyon kilometrekare. Yani Türkiye’nin 12 katı. Yangın söndürmek için 200-300 hava aracına sahip. Yani, bizim 12 katımız yüzölçümüne, Türkiye’nin yaklaşık 2 katı fazla hava aracıyla müdahale ediyor. Orman alanı, yüzölçümünün yüzde 33’ünü oluşturuyor. Hava kuvveti ve yer ekiplerini ortak kullanıyor. Ormanların işletilmesi eyaletlere göre değişiyor. Belediyeler, kamu ve özel sektör olarak işletme yöntemleri mevcut.

 

Yunanistan: 132 bin kilometrekare yüzölçümü var. 37 bin 500 kilometrekare de orman alanı. Bu alanlar için 20-30 uçak, 40-65 helikopteri bulunuyor. Yangınlara müdahale için Avrupa’nın diğer ülkelerinden yardım talep ediyor.

 

Yani özetle, bütün dünya orman yangınlarıyla mücadelede yerel unsurları daha fazla kullanıyor. Hava araçlarını destek olarak kullanıyor. Bizde de öyle… Bizim şimdi birçok ülkeye göre bir insansız hava aracı gücümüz var. Onu yangınlarda daha fazla kullanabiliriz. Bir de önceki haftalarda bu köşede yazdığım ve yangın daha çıkmadan belirli ısı dalgalarıyla tespit edip merkeze bildiren bir sistem…

 

Evet, yangınla mücadele gücü önemli ama en büyük mücadele gücü, yangını çıkarmama konusunda olmalı.

 

 

 

Canan Eraslan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.