Türkiye’de muhalefet her şeye kötü diyor. İyi olan şeyleri, son 23 yılda yapılan güzel işleri de tu-kaka ilan ediyor. Hiçbir şeyi beğenmediği gibi her şeyi de eleştiriyor. Son yerel seçim hariç hiçbir seçimi kazanamayan muhalefet hatayı kendisinde aramıyor.
Hâlbuki akıllı ve gerçek muhalefetlik böyle yapılmaz. Bakın 2022 Ocak ayına kadar ekonomi iyiydi. Faizler ve döviz stabildi. Altyapı, hastane, okul gibi alanda muazzam işler yapıldı. Savunma sanayi uçtu. En önemlisi Türkiye bölgesinde askerî anlamda süper güç oldu...
Bizdeki muhalefet ve onu destekleyen medya her şeye kötü diyor! Genelleme yaptıkları için de kendi kitlelerini afyonlamak dışında hiçbir şey söylemiyorlar. Mesela Türkiye’de zeytin ağaçları kesiliyor diye yaygara yapıyorlar. Ama son 20 senede zeytin ağacı sayısı üçe katlandı. Sofralık zeytin ve sızma zeytinyağında Türkiye, Avrupa lideri konumuna geldi.
Hayvancılık bitti diyorlar ama küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısında Türkiye Avrupa’da birinci konumda. 2002’de 3 milyar olan tarımsal ihracat 2024’te 35 milyar dolar oldu. Muhalefet, “Neden 50 milyar dolar olmadı?” diyeceğine, “tarım bitti” yalanına sarılıyor.
Türkiye’de, muhalefet edip akıllı eleştiri getiren insanlar da var. Sevan Nişanyan bunlardan biri. Hükûmeti, Erdoğan’ı çok sert eleştiriyor. Belli konularda da hakkını veriyor. Pazar akşamları yaptığı programı şimdi ara ara yapıyor. Geçen pazar akşamı Harvard’da tarih doktorası yapan oğlu Arsen Nişanyan’la konuştu. Bölgeyi ve dünyayı konuştular...
Arsen "akıllı bir muhalif nasıl olunur?" babasıyla beraber gösterdi. Açıklamalarından bazı başlıklar şunlar:
“NATO da buna çok güzel bir örnek. Yani farklı farklı ordular var. Bu orduları sen genel bir komuta altında birleştiriyorsun. Çünkü bunun mühimmatından, savaş uçaklarından vs. ortak bir sistem altında hareket edebiliyorlar dolayısıyla. Bu bir günde olacak bir şey değil, bu katman katman inşa edilmesi gereken bir süreç. Ve Türkiye’nin de elinde çok önemli bir birleştirici koz var. O da: Türkiye Ordusu...
Türkiye Silahlı Kuvvetleri... Yarın öbür gün Bosna’nın Sırbistan'la girişeceği eli kulağında olan savaşta veya Suriye’nin başına bir şey gelirse bu ülkelerin imdadına Türkiye yetişecek ister istemez. Ve yani sonuçta hani Avusturya veya İtalya değil Rusya’nın da eli kolu bağlı. Çok geniş bir saha içerisinde TSK’nın oluşturacağı bir güvenlik ağı söz konusu ve bu da bir askeri bütünleştirici olarak devreye sokulacak gibi geliyor bana. Ve bu yönde de atım atıyorlar sürekli. Son 10-15 yıldır bugünü bekliyorlardı bu fırsatı yani şartların olgunlaşmasını bekliyorlardı. Sanırım artık o noktaya geldik...”
.....
“Türkiye’nin radikal İslamcı bir tavır sergilediğini ben düşünmüyorum. Aksine yani Balkanlarda bence karşılık bulan bir İslam, ılıman bir İslami tavır sergilediğini düşünüyorum. Oradaki kültürel çalışmaları 2000'lerin başından beri TİKA yürütüyor, yürüttü. Ve bence aksine yani şu anda Türkiye ayrıştırıcı değil bütünleştirici, birleştirici bir imaja sahip Balkan coğrafyasında da, Orta Doğu'da da. Yani milliyetçilik, ayrıştırıcı bir ideolojidir. Ancak içte bir insicama götürür, sebep olur...
Hakeza, milliyetçi ikonlar ve milliyetçi anlatılar ayrıştırıcıdır. Ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi bir figür birleştirici bir figür. Yani Türkiye’nin birçok komşu ülkesinde, hatta tamamında bulundum. Ve bunun aksini iddia edenle hiç karşılaşmadım. Hatta Yunanistan’da bile kendisine karşı bir korku ve nefret olduğu şüphesiz ancak yani iyi bir yönetici olmadığını söyleyenle de pek karşılaşmadım...”
.....
“Erdoğan nihai karar verici. Ülkenin güdümünü elinde tutuyor, eyvallah. Ve dediğim gibi birleştirici bir lider figürü ancak esasen Türkiye’nin dış politikasını belirleyen insanlar ki; başta son on yıldır on beş yıldır hatta Hakan Fidan, İbrahim Kalın, Selçuk Bayraktar gibi insanlar... İyi eğitimli, vizyoner, girişken ve şu ana kadar hakikaten yani içine girdikleri projelerin altından başarıyla kalkmış insanlar. Ve yani Avrupa ülkeleriyle kıyasladığında ve hatta Amerika ile kıyasladığında bu ayarda bir kadroyla karşılaşmanın mümkün olduğunu ben düşünmüyorum. Her şeyin ötesinde Türkiye’nin çelik gibi sağlam bir devleti var. Bir istikrarlı dış politikaya sahip. Ve hani Rusya, Çin ayarında ülkelerin yönetici kadrolarıyla gayet aşık atabilecek bir yönetici ekibine sahip Türkiye. Bu insanlar genç ve uzun vadede bu üçlü etrafında kurulacak bir rejim yapılanmasının strüktüründe ben başarılı olacağına inanıyorum...”
***
Şu tespitleri bir CHP’li ya da diğer muhalifler yapmadı. Demokrasi, insan haklarını eleştir. “Hukukta sıkıntı var” de. Her şeyi de ancak hakkını da ver. Türkiye artık bölgede süper güç. Askerî kapasitesi muazzam. Bunları görmemek için kör olmak gerekir. Savunma sanayindeki müthiş işleri görmek lazım. Yoksa bir 80 sene daha geçer ama iktidara gelemezler...
Cem Küçük'ün önceki yazıları...