Enflasyon düşmeli, yoksa…

Sesli Dinle
A -
A +

Hükûmetin yeni ekonomi politikası belirli alanlarda işe yarıyor. Türkiye’de üretim fena değil. İhracat iyi. Ama maliyetler de bir o kadar yüksek. Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon devam ediyor. 

 

2021 Ağustos ayından beri süregelen hayat pahalılığı bir nebze düşmüş gibi olsa da insanlar hâlâ rahatlamış değil. Bu rahatlamanın olabilmesi için istikrar lazım. Fiyatlar çıktıktan sonra inmez. Bu mümkün değil. Maaşlar artırılabilir. Gelirler yükselmeden işlerin yoluna girmesi mümkün değil. 

 

Şimdi yeni yıl geliyor. EYT, asgari ücret, emekliler ve memur zamları gündeme gelecek. Hükûmetin bir iyileştirme yapacağı muhakkak. Bu iyileştirme yeni enflasyon oluşturmamalı. Geçen sene asgari ücrete yüzde 50 zam verildi. Temmuz ayına gelince elde bir şey kalmadı ve hükûmet yüzde 30 daha zam verdi. Her şeyin fiyatı da arttı. 

 

2023 Ocak ayından sonra mutlaka enflasyonun düşmesi görülmeli ve hissedilmeli. Bunu neden diyorum? Bir buçuk yıldır avantaj muhalefetteydi. Ancak psikolojik üstünlüğü koruyamadı. Sayın Erdoğan inisiyatifi yeniden ele aldı. Şu an avantaj Sayın Erdoğan’da. 

 

Rehavete kapılma olmamalı. Eğer olursa şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşılır. Türkiye’de halkın şakası hiç yoktur. Bunu her seçimde mutlaka göstermiştir. AK Parti yüksek hayat pahalılığını mutlaka indirmeli. 

 

Dünya zorlu süreçten geçiyor. Enerji maliyetleri çok arttı. Rusya-Ukrayna savaşı dünyadaki kötü gidişi etkiliyor. Halk bunları görür ama bahane istemez. Neticede herkes kendi cebine bakar. 

 

 

 

 

 

Türkiye’de sağlık sistemi 

 

 

 

Son günlerde doktorlar ve randevular üzerinden sağlık sistemi eleştiriliyor. Gördük ki, 3 milyon kişi randevu aldığı hâlde hastaneye gitmemiş. Yani başka 3 milyon kişinin hakkına girmişler. 

 

Sağlık sistemini kötü etkileyen bir hareket bu. Ayrıca doktorların bir kısmı da kamuya geri döndü. Her şeye rağmen ve iddia ediyorum Avrupa’daki hastanelere kıyasla bizim sistemimiz en iyilerinden biri. Pırıl pırıl hastaneler, acil müdahaleler gayet iyi. Elbette sıkıntılar var. 

 

Dün BBC’deki haber önemliydi. BBC İngiltere’de haftada 10 binden fazla ambulansın, içindeki hastalarla birlikte acil servislerin önünde en az bir saat sırada beklediğini ortaya çıkardı. 

 

Bu, kasım ortasında sekiz ambulanstan birinin bu sürelerde gecikmelerle karşılaştığı anlamına geliyor. Bu sorun kayıtların tutulmaya başlandığı 2010’dan beri en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. 

 

BBC’ye konuşan bir aile, kalçası kırılan 85 yaşındaki bir kadının hastaneye girişi sağlanmadan önce 40 saat beklediğini söyledi. Söz konusu hasta, ambulansın gelmesi için 14 saat, hastanenin dışındaki ambulansta ise 26 saat bekledi. Sonunda, Royal Cornwall Hastanesi’ne kabul edildiğinde ameliyat oldu. Hastane, hastadan özür diledi. (BBC Türkçe) 

 

Hastalar acil servise kabul edildiklerinde bile, hastanede boş yatak bulabilmek için uzun bekleme süreleriyle karşı karşıya kalabilirler. 

 

Gördüğünüz gibi İngiltere bile hastane konusunda ne sıkıntılar yaşıyor. Ayrıca Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca pandemiden beri muazzam bir yöneticilik örneği gösteriyor. Her şeyle ilgilenip her şeye yetişmeye çalışıyor. 

 

Sıkıntılar yok demiyorum. Ama Batı'ya kıyasla inanın daha iyiyiz. Bunda Sağlık Bakanımız ve bürokratlarının inanılmaz katkısı var. Bu gerçeği de görelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.