İt hikayeleri

A -
A +

Bisikletlinin değişmez hikayeleri köpeklerle olan ilişkiler üzerinedir. Yıllarca binen de, bir kaç aylık bisikletli de heyecan duyar it hikayesi anlatmaktan. Daha sonraki yazılarda önlemler üzerine konuşmak niyetim vardır. Bugün yorumsuz üç köpek hikayesi anlatacağım. Bu arada asla ve asla köpek düşmanlığım yok, sadece canım kıymetli. ... Gece sürüşlerinden birisi, toplamda yirmi kilometrelik turun tam ortasında ve yalnızım. Önceden farkettiğim birkaç köpeği savuşturmuşum. Beylikdüzü, Gürpınar sapağındaki benzin istasyonu önündeki trafik ışıkları. Saat 22.30 ışıklara gelirken yavaşlamış haldeyim. Sağ yanımdan eşek sıpası cesametinde bir beyaz köpek saldırıyor. Boş bulunup iki frene aynı anda asılıyorum. Bisiklet dururken ben uçmaya başlıyorum. Ellerimi bırakmayı akıl ediyorum ve bisikletin önüne tam kafa üzerine düşüyorum. Kafamdan gelen çatırtı en fazla beni, sonra da köpeği korkutuyor. O tüyerken ben taklamı tamamlayıp, kalçamı da çarparak yere oturur hale geliyorum. Beş metre ilerimdeki Renault-19'dan gri ve siyah takım elbiseli 3 adam fırlıyor. Yanıma doğru koşuyorlar. Emniyet mensubu arkadaşlar muhtemelen... Birisi "Abi iyi misin?" diye sesi titreyerek soruyor. İyiyim. Kaskım parçalanmış. Kafam sağlam. Kısa boylusu "Allah korudu" diyor. Suyumdan içip bisikletimi kaldırıp vedalaşıyorum. Eve geldiğimde halen ayaklarım titriyor. ... Bir pazar sabahı, yine yalnızım. Geri dönüş yolunda Kavaklı köyü civarında yokuş çıkıyorum. Sağdaki bahçe malzemeleri satılan yerden siyah bir köpek fırlıyor. Gerçek bir azgın. Dişleri bembeyaz parlıyor. Tecrübeme dayanarak sola inip, köpekle arama bisikleti koyuyorum. O güne kadar çalışmış bu taktik. Bu defa çalışmıyor. Eleman bisiklete doğru uçarak hamle ediyor. Gidon ve seleyi tutarak bisikleti kaldırıyorum. Kafayı kadroya çarpıp az geriliyor. Benim durum "üst düzey tırsaki" seviyesine çoktan ulaşmış. Bir yandan da çıktığı yere doğru "Alın köpeeeniziii!" diye bağırıyorum. Kimse yok. Köpek ikinci hamleyi yaparken bisikleti bırakıp, yerden bir taş alıp atıyorum. Taş sırtına geliyor. Kaçıp yolun karşısına geçiyor oradan havlamaya devam ediyor. Çatlayan sesimle "hoşt"lar çekerek en hızlı tırmanmamı yapıyorum. ... Tayfur'la sabah yürüyüşü. Gürpınar'a doğru ara yollardan gidiyoruz. Yağmurlu hava bisiklete izin vermemiş. Ellerimizde sopalar. Kahraman Türk gençleriyiz. Mevsim kış sonu. Bir ev grubuna yakın ekilmemiş tarla üzerinden yürüyoruz. Evlerin arasından 3-4 köpek çıkıyor. Karşımıza geçiyorlar. Sopalarımıza ve yerdeki taşlara güvenip üzerlerine gidiyoruz. Derken yandaki yoldan hayatımızda gördüğümüz en büyük köpek sürüsü çıkıyor. Envai renk ve boyda otuz kadar köpek. Bünyelerdeki hormonlar turuncu alarm seviyesini pas geçip kırmızı alarm seviyesini yakalıyor. Gerisin geri koşmaya başlıyoruz. Arkamızda sıra halindeler. Durup geri dönüyor ve taş atıyoruz. Birazı duraklıyor, on kadarı arkamızda, koşmaya devam. Arayı açıyoruz. Uzaklaşınca delikanlılık halimiz geri geliyor. Bir kaç taş daha atıp "Erkekseniz gelin be!" diye dayılanıyoruz. Havlıyorlar. Yönümüz ana yola doğru değişiyor. ... Yaşamak güzel.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.