Aranan kan Okan değil!

Teknik adamların takım üzerindeki payının ne kadar olduğu, çok konuşulan ancak net sonuca varılamayan bir konudur. Başarıyı herkes sahiplenir. Başarısız olanların ise bahaneleri bitmez. Okan Buruk da çözüm üretmek yerine 15 günlük boşlukta her fırsatta 8+3 kuralından, Yusuf Demir’in Türk olduğundan bahsedip durursa, Kayseri’deki sonuç da kaçınılmaz olur. Ön bölgesinde “yüksek sosyete” oyunculara sahip olan Okan Buruk, hepsini birlikte sahaya sürerek büyük risk aldı. Önde oyunun savunma tarafına hiç katkı sağlamayan Icardi, Mertens, Mata ve Yunus’un bütün yükünü Midtsjö ve Torreira ikilisinin üzerine yükledi.

Sosyete yaktı!

Kayserispor’un hocası Çağdaş Atan ise korakor mücadele yerine, kaleciden başlayan pas oyununu tercih ederek, hem ön tarafı rahat geçti hem de Midtsjö ve Torreira’yı çaresiz bıraktı. Nitekim Buruk, devrede bu yanlıştan döndü ve Midtsjö’nün yerine top servisi yapabilen Oliveira’yı oyuna alarak, takımının en azından hücum gücünü biraz olsun artırdı. Öndeki yüksek sosyete oyunculardan Mertens, Mata ve Yunus’un kulübeye gelmesi en azından 1 gol getirebildi. Bu arada Gavranovic, Mensah ve Kemen son vuruşlarında biraz dikkatli olsalar maç 5-1 bile bitebilirdi.

Çağdaş Atan farkı

Çağdaş Atan da tıpkı Okan Buruk gibi sezon başında takımın başına gelen bir teknik adam. Üstelik kulübünün transfer yasağı var. Yani Okan Hoca gibi istediğini aldırma şansı hiç olmadı. Sistem kurmak zor iştir, zaman ve tecrübe ister. Görünen o ki Okan Buruk’un önünde çok ama çok uzun bir yol var ama G.Saray’ın o kadar vakti var mı bilinmez. Ayrıca Emre Kılınç, Emre Akbaba, Taylan gibi millî olan yerlilerini gönderip, sonra 8+3’ten şikâyet ederek kadro planlaması konusunda sınıfta kalan Okan Hoca, elindeki ismi olan ancak cismi olmayan oyuncularla bunu başarabilir mi o da başka bir soru işareti…