Evet
artık büyüdük. Bizi ağlatacak tek şeyin, elimizden alınan oyuncak
olduğu zamanlarda değiliz. Ama hâlâ ihtiyacımız var ona; Annemize ve
onun sıcak kucağına. Kollarımızı ona doğru uzattığımızda, başka tek
kelime etmeye gerek kalmadan kucağa alındığımız günlerden bugüne ne
değişti?.. Hâlâ her şartta karşılıksız olarak kabul eden tek liman onun
kucağı... Hâlâ en güzel koku anne kokusu...
Daha gözleri açılmamış
bir bebekken bizi anneye meftun eden koku... Koynunda iken soluduğumuz,
büyüdükçe uzaklaştığımız, sonra başka kokuların cazibesine kapılıp
unuttuğumuz, sonra köpekler gibi pişman olup yine aradığımız o koku...
Biraz
deterjan, biraz yemek, bolca huzur... En kuvvetli anti depresandan daha
etkili, en pahalı parfümden daha nefis kokudur. Ağrı kesicidir... Güven
kokar, ilgi kokar... Mis gibi beyaz sabun kokusudur... Umudun
kokusudur. Ayaklarının dibine oturup başını kucağına yasladığınızda
saçlarınızı okşayan ellerin kokusudur. Eteklerine sinmiş mutluluk
kokusudur... Bir yandan da 'ceplere doldurulmuş koca bi çocukluğun'
kokusudur.
Kanayan dizine dökülen kolonyaya, saatin tik takına,
sesine uyandığın örgü şişlerinin şıkırtısına karışan kokudur... Sarılır
sarılmaz büyüler insanı; ten kokusuyla karışmış masal kokusu... Üç
yaşındakini de güvene boğar, kırk üç yaşındakini de. Annenin naftalin
kokulu dolabına tıkarsın bütün sıkıntılarını. "Şu an her şey tamam"
hissini verir, sevgiyle yoğrulmuş kurabiye kokusunun öz Türkçesidir.
Emeğin,
fedakârlığın, şefkatin kokusudur. Kronik uykusuzluk çekenleri bile
mışıl mışıl uyutur. Ceplere doldurulmuş koca bir çocukluğun kokusudur...
Büyüdükçe daha çok özlenir, özlendikçe daha çok iç burkar, iç burktukça
gözleri doldurur... Yılgınlık anlarında, terk edilişlerde,
başarısızlıklarda, "kimse beni sevmiyor"larda, "ama haksızlık bu!"larda
ya da hiç sebepsiz bir anda dev gölgesiyle yol kesen boşluk
duygusunda... İnsanın burnuna gelip; hasretini saçar yüreğine...
Uzaktayken,
kaybetmişsen her ona benzeyene gidip sarıldığında onun olmadığını
anladığın kokudur. Sesinin ninnilemediği hiçbir uyku, tatlı rüyalar
getirmez yastığına... Ama biliriz ki; anneler gözlerini yumsa da soğumaz
kucakları. Herkes kuzudur anasına, her anne cennet kokar yavrusuna...
Ninem diyor ki; Analı kuzu, kınalı kuzu.