Önceden esprisini yapıyordum bu makaleyle, şartlar espriyi gerçeğe çevirdi; sanırım yeni mesleğim bu… “Güm!!!” sesiyle zıpladım yataktan! Güm, Güm, Dan! N’oooluyor? Ahah, galiba bir kişilik oruç tutup beş kişilik iftar yiyenlerden biri patladı! Yoksa biri bizim evi bazukayla mı patlattı? Yaralandım mı?! Alp Er Tunga öldü mü/Issız acun kaldı mı?..
Meğerse davulcuymuş... Ramazan davulcusu. İşte bu! Aradığım meslek buydu... Anneme “ben sahur davulcusu oldum” dedim. O da “Allah Allah, bizim ailede şeker var ama davulcu yok ki” dedi, uyumaya devam etti...
Derhal benden büyük olmayan bi davul bulmalıyım. İşi biliyorum sayılır. Çocukken düdüklü tencereyi ters çevirip caz ritimleri çıkarmışlığım vardır. Yine de o tencerenin düdüğü gibi kalmamak için kuralları gözden geçirelim;
Şimdi, bu enstrüman, ramazanda yetişen çekirdeksiz bir davuldur. (Not al: ‘Mahallenizin gerçek davulcusu benim, başkasına para vermeyin!’ afişleri bastırılıp her yere yapıştırılacak.)
“Ey ..... (ismi siz koyun) sabrımı zorlamaaa... dan gada dangada... psikolojimi yoklamaağ... dangada dan... laf dinlemez iseen... iner bu tokmağım kafaaanaa... dan dan dan....”