Söze "o gün güzel başlamıştı hâlbuki" diye başlayan yüz kişiye keyiflerini kaçıran durumları sorduk. İşte cevaplar ve gündelik minik sıkıntılar...
-Annenin bitirilen ilk perdenin yanlış kornişe takıldığını söylemesi!
-Döner ekmek yerken ayranı dönerden önce bitirmek...
-En iri kuruyemişleri sona sakladıktan sonra bi arkadaşınızın size doğru geldiğini görmek!
-Elma soyarken bir türlü istenilen incelikte kesememek. Kendini beceriksiz ilan edip elmayı kabuğuyla yemek.
-Çıplak ayakla üzüm tanesi ezip, uzun uzun ayak tabanına bakmak...
-Çocukken, inşaat kumunda oyun oynarken ele gelen kedi gübresi.
-Kahvaltıda zeytin yemek isterken zeytinin her seferinde çataldan pırtması, sizden biraz daha uzaklaşması...
-Bisküviyi çayın içerisinde haddinden fazla tutmak, akabinde kendisinin kopup çayın içine düşmesi. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir...
-Dolmuşta verilmeyen beş kuruşluk para üstünü "paraya tamah ediyor" derler diye isteyememek...
-Delik çorapla misafirliğe gitmek ve bunu kapının önünde ayakkabıyı çıkarmak üzereyken hatırlamak.
-Evde çorapla dolaşırken ıslak bir yere basmak, yeni çorap giymeğe üşenmek... kurur diye umut etmek...
-Sıkış tıkış binilen dolmuştan, inen yolculara yer vermek için onlarla beraber inmek ve geri binene kadar, 'dolmuş beni almadan gazlar mı?' tedirginliğini yaşamak...
-Toplantı, mülakat, ilk buluşma vb. esnasında karnın çok gürültülü bir şekilde guruldaması...
-Resimdeki ünlünün zaten sakallı bıyıklı olması!..
-Pis olan bir umumi tuvalete mecburiyetten girmek, çıkarken sırada bekleyen kişinin gözlerinin içine "ben geldiğimde de böyleydi..." dercesine bakmak, o insanın gözlerinden yayılan "hadi canım ordan!.." elektriği...
-Buzdolabında fark edilerek hevesle açılan şokella kutusunun içinden kuru köfte, barbunya ya da türevi yiyeceklerin çıkması...
-Pipetle içilen ayranın dibe indikçe artan "füpüpüppppp" sesi, akabinde çevredekilerin "pisboğaz!" dercesine bakışları...
-Şehirlerarası otobüsün ikram faslında uyuyakalmak...
> Ninem diyor ki...
Köpek korktuğu yana havlar.

