Kimisi not almadık, kimisi akla kazımalık, hoş ama boş olmayan sözler;
Var herkesin bir imtihanı…
Er geç yaşayacak herkes, gücü miktarınca payını…
Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.
Kalbin kelamını sahibi bilir, göğsünde atınca senin mi sandın…
Kahvenin suçu yoktu, esas onlar hatır bilmedi…
“İrtibatı koparmayalım” dedi, itimadı kopardığımızdan habersiz…
İnsanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar ‘büyük iyiliklerde’ bulunmayın…
Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene!
Söylemeye cesaret edemiyorsanız ima da etmeyin. Nokta.
Akıl geriledikçe kurnazlaşır…
Öz güvenle ego arasındaki fark şudur ki; Öz güvene siz sahip olursunuz, ego ise size sahip olur.
Karşılaştığınız herkes, hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir savaş veriyor. Nazik olun… Daima…
Önceden öğrenenler indirimli fiyattan öğrenir. Deneyerek öğrenenler etiket fiyatından öğrenir. Hayattan öğrenenler gecikme zammıyla öğrenir. Otoriteden öğrenenler özgürlük bedeliyle öğrenir. Hiçbirinden öğrenemeyenler de boşa gitmiş hayatlarıyla telef olur giderler…
En sağlam direniş, kalbi temiz tutmaktır!
Yoluma dikenler ekmeyin; dünya hâlidir, belki yarın Allah sizi, bana yalın ayak gönderir…
***
Âlim ile sohbet lal-ü mercan incidir.
***
Selçuklularda üç tip kadın varmış:
Manaları şöyle imiş:
***
En sevdiğim süper kahraman, millî süper kahramanımız Keloğlan. O da kralın ölüm döşeğindeki prensesi, tarhana çorbası ile iyileştiriyordu. Marvel işine bak kardeşim…
Bak ne güzel ciddi ciddi sözler dizeliyorken yine ciddiyetten kaydım. Öhhöm, yeniden fularımı sıkıp ulvi pozumu alıyor ve tamamlıyorum;
İbni Haldun’un dediği gibi;
Ninem diyor ki; Sabır ile koruk helva olur, dut yaprak atlas.
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...