Su gibi aziz olun

A -
A +

Şükür az da olsa yağmur yağdı. Barajlar alarm veriyor, su savaşları ‘şimdilik’ komplo teorisi olarak görülüyor lakin net olan şey şu ki; suyumuz bitiyor! Küresel ısınma tepemizde, su kaynakları da resti çekti. 'İkide bir sifon çekmeyin kardeşim' ihtarlarıyla psikolojimiz gerildi. Magazin dünyasında ise mankenlerin, San-artçı'ların yerine, 'eski gözdeler' geçti;

 

Devlet Su İşlerinin kurumuş barajda düzenlediği 'susuz dünyaya merhaba' partisi tam anlamıyla ünlü akınına uğradı. Su bidonu, kova, damacana, pet şişe, plastik su deposu, ibrik-leğen ikilisi ve daha kimler kimler... İşte muhteşem partiden ve su yedekleme kaplarının magazin dünyasından bomba gibi haberler!

 

Partiye hayat arkadaşı Düriye'yle katılan Güğüm, kalaylı görünümüyle bütün dikkatleri üzerine topladı. Emektar su kabının, yeniden gündeme gelmekten oldukça keyifli olduğuysa gözlerden kaçmadı...

 

Yosunlu olduğu yönündeki iddiaları reddeden su deposu, ters ışık kurbanı olduğunu söyledi. Hidroforla evlilik için gün sayan depo, 'Bu camiada dost yok! İç hacmi geniş olan taşlanır! Halk beni çatısına koydu! Benimle uğraşacaklarına iki hidrojenle bir oksijeni suyu çıkana kadar çırpsınlar da işe yarasınlar' dedi.

 

Pet şişe, maşrapayla aralarında çıkan aşk söylentilerine 'Şeffaf bir yapım var, içimdekini saklamam' diyerek son noktayı koydu. Haftanın ilk frikik bombası ise Çeşmeden! Çeşmede kameralarımıza sere serpe su doldururken yakalanan 10 litrelik bidon, muhabirimizi fark edince toparlanıp kapağını kapattı ve 'Yalakta bari rahat bırakın ayol!' dedi. Gergin olduğu gözlenen Bidon, ev musluklarının kendisine 'tısss, tööööööööösskkk ' demesiyle ilgili yorum yapmaktan da kaçındı.

 

‘Dikkat! İçme suyu değildir' isimli albümüyle hızlı bir çıkış yakalayan Su Tankeri, promosyon çalışmalarına start verdi. Uzmanlar da su tasarrufu konusunda halka uyarılar vermeye. Gereksiz yere duş almayın! Yıkanmak yerine tuzlanın... Olmadı, kediler gibi yalanarak temizlenin ki; bilmem kaç ton su kurtarın. Tasarrufun da suyunu çıkaralım…

 

Ama bana öyle geliyor ki; endüstride havanın kullanılabileceği yerlerde suda inat eden mühendislere 'Diplomayı bakkaldan mı aldın?' diye tartaklamak on ton, golf sahalarını durmaksızın sulayanları golf sopasıyla dürtmek beş ton su kazandırır! Yüzey ve yer altı su kaynaklarını kirleten ‘endüstriyel atıkları’, sahiplerine yedirmek ise bir sürü ton su kazandırır. Atık su kazanım tesislerini mitoz bölünmeyle çoğaltmak, altyapı ve tarım sulama konusunda yetkilileri yakalayıp tane tane izah etmek daha çok şey kazandırır...

 

Eh, nasılsa vücudumuzun yüzde altmıştan fazlası su diye, kendimizi damıtıp su çıkaracak hâlimiz yok! 

Ninem diyor ki: Kalbura emanet edilen su zayi olur

 

 

 

Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.