Kaydet
a- | +A
Sanırsınız ki, ülkede deprem oldu, bir karamsarlık, bir bedbahtlık!.. Neymiş, G.Saray ve Beşiktaş ilk lig maçını kaybetmiş! Kaybedecek elbette... Futbolda, "Şu takım yenilir, bu takım yenilmez!" diye bir kaide yok ki!.. F.Bahçe de Vanspor önünde ipten dönmedi mi? Her takım gibi, G.Saray da yenilecek, Beşiktaş da!.. Futbolun güzelliği burada, sürprizlere açık olmasında... Fakat hayır, bu gerçeği bile bile şaşırıyoruz... Kabul edemiyoruz "İyi oynayan"ın kazanmasını... İlle de gönlümüzdeki takım kazanacak... Bu lig, figuranlar ligi ya!.. Bravo G.Antep''e... Bravo G.Birliği''ne. ..Ve bravo ligin zirvesine kurulan Altay''a!.. HHH İlk haftanın puan cetveli beni çok mutlu etti... Keşke, bu takımlar performanslarını sezon sonuna taşıyabilseler de futbolumuz, farklı katılımcıların rekabetiyle renklenip, yeni bir şampiyonu alkışlasa... Ama ne mümkün!.. İlk haftanın yıldızları her zamanki gibi erken yorulacak, Amerikan arabaları gibi geç ısınan G.Saray, yine ligi de şampiyonluğu da alıp götürücek. Desire, Mehmet, Ramazan ve Erhan gibi oyunu güzelleştiren futbolcuların şovları bir 90 dakikayla sınırlı kalacak. G.Saray ise bu tür yenilgilerden gerekli ders çıkarıp, G.Antep yenilgisinin yarasını Rapid Wien maçında saracak ve asıl kimliğine dönecek bizim Aslan!.. Fakat Beşiktaş farklı... Fulya''da kazan kaynıyor. Ne teknik yönetim ne de huzur var, otorite boşluğu hakim Beşiktaş''ta. Eski ve yenileri kaynaştıracak ortam da yok... Takım taze kan ararken, kan kaybediyor ha bire... İşte siyah-beyazlıların en etkili golcüsü Oktay da yuvadan uçuyor. Üst yönetim deseniz kongre telaşında... Beşiktaş''ın işi zor... HHH Asıl gelmek istediğim konu, G.Saray''ın niçin kaybettiği sorusu... Bu kadrosuyla G.Saray''ın maç kaybetmemesi lazım!.. Fakat, kaybediyor... Neden? Aslında cevap basit... Futbola kendine has güzellikler katan G.Saray, eski havasında değil... Bir revahet ve rehavetin getirdiği bir yorgunluğun içinde tüm takım... Kendi kendini sorgulayan, düşünerek, araştırarak daha güzeli arayan Cimbom gitti... Yerine "Nasılsa yeneriz!" havasında, aşırı güven içinde bir takım geldi. Neyse ki, ilk haftanın ağır faturası, unutulan otokontrolü yeniden devreye soktu... Şimdi gelelim bu mağlubiyetin fatura edildiği ilk adrese... Yani Hakan Şükür''e. G.Saray''ın derdi "Gol!" doğru, ama bunun tek sorumlusu Hakan değil ki... Şükür hazır değil, son vuruşlarda yetersiz, kabul de, Arif, K.Hakan, Okan, Emre ve Hagi çok mu iyi? Nerede savunma? Ağır çekim gibi oynuyorlar futbolu... Nerede orta saha?.. Hayır, topyekûn düşüş var G.Saray''da... Hagi''yi Bakırköy maçından beri takip ediyorum... Kendi kendisiyle kavgalı... Arkadaşlarıyla kavgalı, rakibiyle kavgalı... N''oluyor doktor?.. Alternatif isimler... Saffet, Emrah ve Mehmet... Bunlar taze kan... Söyleyin ne kattılar G.Saray''a? Hiç!.. Demek ki, Fatih Terim''in eskilerde ısrarının sebebi boşuna değilmiş... Taffarel''e şaşıyorum... Amatör takım kalecilerinin bile yemeyeceği golleri yiyor... G.Saray nasıl yer böyle golleri? Tekrar ediyorum; kimse kusuru tek başına Hakan''da aramasın... Milli maç, Avrupa, Türkiye Kupası ve lig... Her kulvarda en ağır yük onun omuzlarında!.. Bir futbolcunun üzerine bu kadar yüklenirsen "sürantrene" olur... Zihinsel ve fiziksel bir yorgunluğun altında ezilir. Lüfen ezmeleyim Hakanı... Çünkü önümüzde çok kritik milli maçlar var!.. 2000 Avrupa Şampiyonası finalleri Hakan ve arkadaşlarının performansına bağlı...
ÖNE ÇIKANLAR