Aşağıda okuyacaklarınızı lütfen bir kötümserin kaygıları olarak değerlendirmeyin. Çünkü okuyacaklarınız maalesef Türk sporunun gerçekleridir. TMOK, Citibank ile bir sponsorluk anlaşması imzaladı. Hayırlı uğurlu olsun... Elliye yakın medya mensubu, bir o kadar Dünya, Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyatlar''da madalya kazanan sporcu, spor adamı ve yöneticinin bulunduğu törende, anlaşmanın süresi, parası, nerede, nasıl kullanılacağı açıklanmadı. Toplantı sonrası, TMOK Başkanı Sinan Erdem''e şartları sordum... Başkan dobra dobra konuştu: "Anlaşma 3 yıllık, parası da .... milyar lira ama bunu açıklarsam, maliyeciler başımıza üşüşür... KDV''siydi, stopajıydı, kuş ederler anlaşmayı!" TMOK gibi bir kurum, devletten vergi kaçırır mı, kaçırmaz, kaçırmaması da gerekir... Ama, "o kafa", o müesseseyi buna mecbur ediyor. "Mecbur" diyorum, çünkü İstanbul gibi olimpiyata talip şehirlerde, hükümetler bu tür destekleri vergi dışı bırakmış. Örnek mi, işte Sidney! Vedat Akova ömrünü Avrupa''da geçirmiş profesyonel boksörlerimizden... Şimdi Sivas''ta... Haftada iki kez arıyor, "Türkiye''de Profesyonel Boks Federasyonu hemen kurulmalı! Türk çocukları Alman, İtalyan ve İngiliz organizatörlerin elinde ziyan olmamalı... Parayı el kazanıyor, dayağı biz yiyoruz" diyor. Vedat haklı... Avrupa''da şu an profesyonel boksta serilerinde üst sıralarda bulunan 23 Türk çocuğu var... Avrupalı organizatörlerin bu çocukların üzerinden aylık kazancı asgari 2 milyon mark. Türkiye böyle bir sektöre, böyle bir potansiyele sırt çeviriyor... Çünkü, bizim Boks Federasyonu Başkanı, AIBA Asbaşkanı Caner Doğaneli, konumunu koruyamamaktan endişe duyduğu için profesyonelliğe izin vermiyor. Ama son dünya şampiyonumuz Sinan Şamil Sam, Doğaneli sevgisine rağmen profesyonel oluyor. Geçelim... Hüseyin Kurtulmaz, Avrupa Gençler Şampiyonu, dünya üçüncüsü, 25 yaşında bir boksör... "Amatörlükte geleceğim yere geldim" diyerek boksa veda etti, şimdi Polat Otel''de güvenlik görevlisi... Ne zaman Futbol Milli Takımımız bu otelde kampa girse, Hüseyin yakamıza yapışıyor, "Bak abi..." diyor, "Biz de profesyonel olsaydık, yoksulluk içinde spor yapmaz, futbolcuların ortamında onlar gibi ülkemizi, insanımızı daha iyi tanıtırdık... Sinan profesyonel olmasın da ne yapsın?" diye soruyor. Dünya ve Olimpiyat Şampiyonumuz Hamza Yerlikaya''yı Atlanta Olimpiyat Oyunları''ndan sadece kamptan kampa Güreş Federasyonu yöneticileri, maçtan maça da biz medya mensupları hatırladık... Şampiyon aç mı, tok mu, ne derdi var, antrenmanlarını yapıyor mu, bir eksiği gediği var mı, özel hayatı nasıl, hiç mi hiç merak etmedik... Ama yenilince, "Vur abalıya!" misali yüklendik de yüklendik!.. "Asrın güreşçisi nasıl olur da yenilirmiş?" Önceki gün Hamza''yla beraberdik... "Şampiyon bu düşüş niye?" diye sormaya cesaret edemedim, "Buna ne hakkın var?" diye... Geçelim efendim... Atletizm Federasyonu Başkanı Fikret Çetinkaya ana sporuna lotomotif atletler kazandırabilmek için çırpınıp duruyor... Buldukları dereceler getiriyor... GSGM ise Çetinkaya''yı Ankara''ya ödüllendirmeye değil de, hesap sormaya çağırıyor. GSGM dedik de, aklımıza geldi... Federasyonların genel sekreterlerini dinleyin... Manşet üstüne manşet haber çıkarın!.. Ama amacımız bardağın boş tarafını görmek değil... Sadece anlayışı ortaya koymak... Mâlum kafa, GSGM''de "tasarruf" tedbiri almış! Genel sekreterlerin telefon hatlarını dış görüşmelere kapatmış... Merak ettim, "Ankara''dan İstanbul''u aramakla, Almanya''yı aramanın farkı ne?" diye, "İstanbul''un dakikası 100 bin, Almanya''nın dakikası ise 130 bin lira!" Buyrun buradan yakın beyler!.. Örnekler o kadar acı ki... Dışarıya telefon açamayan Türk sporunun bu kafalarla dışa nasıl açıldığına bir anlam veremiyorum... Daha da önemlisi, bu kafalarla son Atlanta Olimpiyat Oyunları''ndan Türk sporcularının 4 altın, 1 gümüş ve 1 bronz olmak üzere 6 madalya kazandığını düşündükçe kahroluyorum... Ki, o olimpiyatlara, İngiltere trilyonlar yatırdı, ama bir tane bile madalya çıkaramadı... Bu gerçeği, bu potansiyeli, bu yetenekleri bil de kahrolma!...

