Dostlar, pazar akşamı Rize’de inanılmaz bir geri dönüş daha izledik. 2-0 yenik Fenerbahçe, 5-2 galip! Sarı Kanarya yine uçtu, yine destan yazdı, yine “ölümden döndü.”
Ama bir dakika durun bakalım…
Bu destan kime yazılacak? Tedesco’ya mı, futbolculara mı? Hayır efendim, bu destanın ilk iki perdesi tamamen Domenico Tedesco’ya ait! Evet yanlış okumadınız, hâlâ Tedesco diyorum çünkü o kafa hâlâ kafada, o tercih hâlâ sahada!
Bu ıstıraba ne gerek vardı?
İlk yarı bittiğinde televizyonu kapatıp “Bu takım ne, nerede bu Fener?” diye sormak üzereydim. Kaleci Ederson, iki golde de heykel! Sağ bek yok, sol bek yok, orta saha yok, hücum yok… Talisca kulübede, İrfan Can kadro dışı, Semedo yok, Alvarez nerede belli değil…
Kerem Aktürkoğlu canını dişine takmış ama bir başına Fofana’yı geçmek ne mümkün? Jhon Duran koşuyor koşuyor, arkadan top indirecek Talisca yok, o güzelim deparlar boşuna! Bal yapmayan arı gibi çocukcağız…
Beşibiryerde
İlhan Palut’u tebrik etmek lazım, adam ilk 15 dakikada Fener’i sahadan sildi. Fred’in yaptığı hata değil, cinayet! 10 dakikada iki gol, biri kafa, diğeri serbest vuruş… Eyvah eyvah!
Sonra ne oldu? İkinci yarı Tedesco dedi ki “Yeter!” Talisca girdi, En-Nesyri girdi, Asensio daha bir coştu, Brown bir bilek hareketiyle kaliteyi sundu ve bir anda Fener ışıl ışıl oldu.
Maçın adamı: Marco Asensio

