Fenerbahçe niçin şampiyon olamıyor? Dünün güneşi ile bugünkü çamaşırı kurutamazsınız

A -
A +

Sağduyu sahibi kıymetli Fenerbahçeliler, eleştiriler ve memnuniyetiniz için teşekkür ederim. Çok sayıda telefon ve tebrik mesajları aldım. Arada acımasız eleştirenler de oldu. Hepinize sonsuz teşekkürler. Türk futbolu adına inandığım doğruları yazmaktan vaz geçmeyeceğim.

 

Kıymetli okurlarım, ''Galatasaray neden üst üste şampiyonluklar kazanıyor da Fenerbahçe olarak biz bunu başaramıyoruz?'' diye soruyorsunuz. Eminim aynı sorunun cevabını en az sizin kadar Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ve sarı lacivertli yöneticiler de merak ediyor.

 

Eğriye eğri spor doğru... Fenerbahçe adına yapılan o kadar çok yanlış var ki, size hangi birinden bahsedeyim?

 

Liyakatsızlıktan mı, beceriksizlikten mi, iş bilmezlikten mi yoksa doğruyu gösterenleri aba altından sopa göstererek  sindirmeye hatta kulüpten ihracına çalışan zihniyetten mi bahsedeyim. Elimde bindiği dalı kesen öyle belgeler var ki; koskoca Fenerbahçe'yi bunlar mı yönetiyor demekten kendinizi alamazsınız! Yazık!

 

Daha da ötesini söyleyeyim, ''Kraldan çok kralcı kesilip!'' Fenerbahçe Başkanı Ali Koç adına kılıç sallayanlar varki; daha acısı bunların çoğundan sayın başkanın inanın haberi dahi yok. Neyse; ''Başarı ayrıntıda gizlidir'' gerçeğiyle birlikte sizi detayla boğmayayım.

 

Özetle demek istediği şu:

 

O nato mermer nato kafa değişmeli artık!

 

Hiç değilse bundan böyle bel altı vurmayı bırakın!

 

Söz meclisten dışarı ''Öküz altında buzağı aramaktan artık vaz geçin. Rakibinizin üstün meziyetlerini görmezden gelip, bedenini çiğneyerek yükselmek arzusu yerine başarısızlığı kendinizde arayın.

 

Gerçeklerle yüzleşin ve ''Bu kuyu niye derin demek yerine benim ipim niye kısa'' diye bir kere olsun kendinizi sorgulayın.

 

Zira dünün güneşi ile bugünkü çamaşırı kurutamazsınız.

 

Geçelim.

 

Fenerbahçe niçin şampiyon olamıyor? Dünün güneşi ile bugünkü çamaşırı kurutamazsınız
 
CAFERİN'E KULAK VERİN

 

UEFA İstanbul Ofisi açılışında bir süre önce Levent'teki Pembe Köşk'te UEFA Başkanı Aleksander Ceferin'in sözlerini hatırlayın:

 

''2032 Avrupa Şampiyonası finalinin İtalya ve Türkiye arasında olmasını umuyorum.'' müjdesini verirken Türk futbolunu yönetenlere UEFA Başkanı bakın neler tavsiye etmişti: ''Anlamsız çekişmeler yerine daha küresel yarışlara kendinizi hazırlayın.''

 

Mesaj net; anlayabilene. Ayrıntı mı, ona da yer vereyim.

 

ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR

 

Türkiye'nin küresel spor sahnesinde prestijli turnuvalarda başarılı organizasyonlara imza attığına dikkat çeken UEFA Başkanı Aleksander Ceferin, ''UEFA olarak hükümetinizin yardımlarından, Cumhurbaşkanın yardımından dolayı minnettarız.

 

Hükümetinize, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, TFF ile başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na bize yaşattıkları unutulmaz başarılar ve verilen desteğe derinden minnettarız.''

 

Bu memnuniyetle birlikte Caferin bir de arzusunu dile getirdi. Neydi o arzu, hatırlayalım.

 

TÜRK KULÜPLERİ FİNALE GELMELİ

 

''Futbol için Türk halkının duyduğu tutkuyu çok iyi anlıyorum. Sizlerle konuşurken, yüksek seviyedeki yöneticiler yada sokaktaki insanlar konuşurken bu tutkuyu algılayabiliyorum.

 

UEFA SİZİ DESTEKLİYOR

 

UEFA, sizi tam olarak destekliyor.

 

Yeni formatla beraber, hep birlikte çalışarak, beklentilerinizi aşarak ve daha fazlasını sunacağız.

 

Artık Türk kulüplerinin finale gelmesi gerekiyor.

 

Türk kulüplerinin İstanbul ve Ankara'da düzenlenecek 2026'daki Avrupa Ligi finali ve 2027'deki Konferans Ligi finaline çıkmasını bekliyorum''.

 

Nokta!

 

Daha ne desin Avrupa futbolunun patronu Caferin.

 

FENERBAHÇE'YE KUPA YAKIŞIR

 

Hiç şüphesiz ki; içerdeki yarış kadar Kıt'a Avrupası’ndaki mücadele de önemli.

 

İşte tam bu noktada tarihi kulübümüz Fenerbahçe'ye yakışan Avrupa'da kupalar kazanmasıdır.

 

Bu hedef ham hayal mi, asla!

 

İnanın!

 

Bu potansiyel bu kulüpte fazlasıyla mevcut yeter ki birbirine inanıp, kenetlenebilsinler.

 

Fenerbahçe niçin şampiyon olamıyor? Dünün güneşi ile bugünkü çamaşırı kurutamazsınız

 

KOÇ DA MOURİNHO DA MUHTAÇ

 

Ali Koç Başkan kadar bu başarıya en Jose Mourinho da muhtaç.

 

O yüzden ‘’O gitsin… Bu gitsin… İstemiyoruz!’’ diye koro halinde ‘’istifa’’ temposu tutmak, karşı bayrak açmak yerine el ele vererek, birbirinin varlığından güç alarak, doğru hedefin peşinden koşmalı Fenerbahçeliler.

 

İSTANBUL OFİSİ BİR ZENGİNLİK

 

UEFA'nın, Londra ve Brüksel'den sonra 3. dış merkezi artık İstanbul'da faaliyet gösteriyor.

 

Bu, uluslararası anlamda futbol endüstrisi ve pazarından pay ve temsil anlamında bütün kulüplerimiz hatta mîllî takımlarımız, hakemlerimiz, spor medyamız, teknik adamlarımız ve futbolcularımız için masadaki güç demektir.

 

Bu, kurumsal zenginliktir, kıymetini bilelim.

 

BÜYÜK HEDEFLER ŞART

 

Bu, büyük organizasyonlara daha kolay ulaşmak ve daha başarılı olmak demektir, küçük derelerde boğulmak yerine okyanusa açılacak şekilde kendimize daha büyük hedefler koyalım.

 

Sinerjimizi eften püften meselelerde tüketmek yerine UEFA Kriterleri'ne uygun kulüp yapılanmasını gerçekleştirmek, sadece yerel bazda değil küresel anlamda da yerinde sezon planlaması ile doğru transfer politikası, mali, idari ve performans olarak Avrupa kulüpleriyle rekabet edebilecek güce kavuşacak program ve projeleri geliştirelim, bu çok önemli.

 

İşte özlenen; Türkiye’nin büyük başarılara imza atacağı sürecin başlaması için UEFA ile işbirliği yapmak şimdi daha kolay.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.