Özel işkence

A -
A +

Alıştık, artık!.. Ne zaman bir özel maç yapsak.... Sonuç, değişmiyor... Özel maç, özel işkenceye dönüşüyor... Milli Takım'ın ruhu buharlaşıyor, ortaya kontrolsüz, disiplinsiz ve dağınık oynayan bir hortlaklar topluluğu çıkıyor. Hele hele karşıdaki rakip, Arnavutluk gibi bir sıra takımıysa, laubalilik alıp yürüyor. ..Ve, adamlar tıpkı 1998'de olduğu gibi ne zaman kalemize gelse, golünü atıp, keyfini çıkarıyor. Bize de böyle ağıtlar yazmak kalıyor.  Bu takım, bu ülke futbolunun aynası olamadı dün gece... Aynı oyunculardan kurulu aynı takım, Hollanda, İtalya veya Fransa gibi ülkelere karşı 10 tane maç oynasa hiç birinde bu kadar kolay goller yemez. Hiç bir birinde bu kadar aciz durumlara düşmez.  Şenol hoca günlerdir iki noktaya dikkat çekiyor... Diyor ki, "Bu takımın savunma ve hücum anlayışında değişiklikler yapacağız! Arnavutluk maçı da bu değişiklikleri görmek için bir fırsat!.." Şimdi soruyorum size... Tandem üstüne kurulu, Ümit Davala'nın ön libero oynadığı, Fatih, Alpay, Ümit Özat ve Abdullah'tan oluşan savunma düzeni ideal olan mıydı? Hayır, vasat olan Bushi'yi bile durduramayan bu savunma düzeniyle millilerimiz maç kazanamaz... Ya kaleci Ömer?.. Hollanda'da çok başarılı bir maç oynadı. O krediyle dün kaleyi teslim aldı. Ama, hâlâ F.Bahçe maçının şokunu üzerinde atamıştı. İki golde de hatası vardı. Bu haliyle Rüştü'den kolay kolay formayı alamaz!.. Orta sahada maestro ilk yarıda Emre, ikinci yarıda Sergen'di... Emre'nin bir topu direkten, bir kaç şutu da defanstan döndü. Ama, buna rağmen takım oyunundan çok kendini ön plana çıkaracak bir çaba içinde göründü Emre. Sergen ise daha çalışkan ve daha disiplinliydi. Bu mevkide gözler Yıldıray'ın üstündeydi. Ama, o da ilk milli maç heyecanıyla gerçek futbolunu oyuna yansıtamadı. Sağda Nihat, solda da Abdullah vasattı. Bir türlü tempoyu artırıp, ofansı destekleyecek ortalar her iki kulvardan da gelmedi. Sonradan oyuna giren Fatih Tekke de bekleneni yapamadı.  Forvette Hakan Şükür'ün önemi bu maçta bir kat daha anlaşıldı. O, rakip savunmayı yıpratan atakların hiç birini ne Hasan Özer'de ne de Oktay'da görebildik. Hele hele uzun bir aradan sonra forma bulan Oktay'ın tutukluğuna bir anlam veremedik. Şans her zaman insana gülümsemez. Sonuçta, bir özel maçı daha fiyaskoyla kapadık. Dilerim, hiç değilse bundan bir ders çıkarırız da bu özel maç işkencesi biter.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.