İşte F.Bahçe''nin en büyük zaafı bu. Eğer bir ekip takım savunmasını güçlü kılamıyorsa kazanmak için yediği golden daima bir fazlasını atmak zorunda. F.Bahçe dünkü görüntüsüyle bu duruma mahkûm olacak gibi gözüküyor. Yine de hakkını verelim. Ben Siirt Jetpa karşısındaki F.Bahçe''yi estetik açıdan çok beğendim. Heyecan veren bir oyun anlayışları var. Lazetiç, Revivo ve Abdullah ile orta sahayı bu kadar çabuk geçen, gole giden yolu bu kadar kısaltan bir ikinci takımı daha gösteremezsiniz bu ligde bana. Peki orta sahayı bu kadar çabuk geçebilen bir takım neden ilk yarıda golü bulmakta zorlanıyordu? Bunun da iki sebebi vardı. Birincisi; F.Bahçe''nin "tapusunu alacağım" dediği Baliç... Fenerli yöneticilere şaşıyorum. Bu adamın tapusunu alıp da ne yapacaksınız? Turşusu kurulmaz ki kurasınız. Adam futbol oynamıyor, topa koşmuyor, arkadaşlarıyla yardımlaşmıyor. Bir kapris, bir kapris ki; pes doğrusu. Anlaşılan o ki, tatil yerini yanlış seçmiş. İspanya yerine yolu İstanbul''a düşmüş. Bu devirde böyle futbolcu olmaz. Adam Revivo''ya da ihanet etti oyunda kaldığı sürece. Neyse ki Mustafa hoca yanlışı gördü de hem Fener''i hem de Revivo''yu kurtardı ikinci yarıda. F.Bahçe ilk yarıda atamadıklarını Baliç''in oyundan çıkmasıyla birlikte ikinci yarı küfeyle atmaya başladı. Yalnız yine de birşeyi belirtelim. Dün F.Bahçe''nin gol rekoru kırması işten bile değildi. Eğer şu oynadığı oyununu havadan denemiş olsaydı, Kenneth Andersson gibi bir kuleyi kullanabilseydi, dünkü maçtan rekortmen olarak çıkardı F.Bahçe. Tabii bunu yapabilmek için de bir takımın çok iyi kanat oyuncularına sahip olması gerekir. Ne yazık ki Fener bundan da mahrum. Ne sağda Ali Güneş, ne solda Abdullah topu bir kere havaya kaldırıp Andersson''un kafasına nişanlayamadılar. Bu yüzden orta yerine garanti oyunu tercih etti. Fakat her takım Siirt Jetpa gibi olmaz. Bizden hatırlatması.

