Avrupa Birliği Avrupa’yı savunma hattı mı?..

Sesli Dinle
A -
A +
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM zirvesi için gittiği ABD'de iz bırakan konuşmalarından biri de basın mensuplarının sorularını cevaplarken Avrupa Parlamentosu'nun “2022 Türkiye Raporu”nu kabul etmesine gösterdiği tepkidir.
 
Konuşmasında "Avrupa Birliğinin Türkiye'den kopma gayreti içerisinde” olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz de değerlendirmemizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz" dedi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepki gösterdiği, İspanyol raportör N. Sanchez Amor tarafından hazırlanan 2022 Türkiye raporunda Türkiye’de “Kadın hakları, cinsiyete dayalı şiddet, kadın cinayetlerinin artması, LGBTİ+ topluluğuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılık nedeniyle kaygı” vurgulanarak köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinin devam edemeyeceği belirtiliyordu. 
 
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve ön yargılarla dolu olarak nitelendirdiği rapora yazılı bir açıklamayla tepki göstermişti.
 
İspanyol raportör Nacho Sanchez’in hazırladığı rapor Almanya eski Başbakanı Helmut Schmidt’in; 8 Nisan 2000 günü Berlin'de düzenlenen "Avrupa'nın Geleceği" adlı konferansta "Avrupa'nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye'nin yeri yoktur. 70 milyon Türk vatandaşını Avrupa içinde dolaştırmayız. Avrupa'nın İran, Suriye gibi ülkelerle sınır komşusu olmasını kabullenemeyiz. Türkiye ile ekonomik ilişkilerimizi genç ve hızla büyüyen nüfusun satın alma gücünden faydalanmak, için sürdürmeliyiz" söyleminin güncellenmiş ifadesidir.
 
İlk günden beri Türkiye’nin ortaklığından bahsederken eşit bir ortaklıktan değil bir pazardan bahsediyorlar… Türkiye için sadece bir pazar alanı olarak yapılan bu kabullerine mukabil, Türkiye’nin yarım asrı aşan üyelik hikâyesinde hâlâ ısrarcı olmasının sebebi, kamuoyunda şişirilen Avrupa Birliği algısının yanlış temeller üzerine oturmasıdır.
 
Avrupa Birliği (AB), nihayetinde siyaset, güvenlik, iktisat, kültür ve bir medeniyet projesi olarak tanıtılsa da temelinde “Türklere ve Türkiye'nin başını çektiği İslâm dünyasına karşı gelişen Avrupa’yı savunma fikri” yatar. Aksi durumda eski komünist bloku ülkelerini geriden gelerek üye yaparken farklı senaryolar üreterek sürekli Türkiye’nin müzakere sürecini askıya alması nasıl izah edilebilir.
 
AB’den farklı zaman ve ortamlarda Türkiye’nin AB üyeliğine karşı yükselen itirazın sebebi depreşen korkularıdır.
 
“Türk Çanı” hikâyelerinden tanıdığımız bu korkuyu Samuel Huntington 1997 yılında Türkiye’de verdiği konferansta şöyle özetlemişti: “Bildiğiniz gibi Batı’da Türkiye’yi Batı toplumunun tam bir üyesi olarak kabul etmeye yanaşmayan güçlü bir direniş var… Belki de Doğu Asya modelini öne alarak Türkiye’yi modernleşmek için girişilen Batılılaşma çabalarını tekrar gözden geçirmenin, kültürel ve dinî geleneklerini canlandırmanın, İslâm ve Osmanlı mirasının üzerine modern bir ekonominin ve demokratik bir siyasetin inşa edilebileceğini göstermenin zamanının geldiği düşünülebilir.
 
Eğer İslâm toplumunun tek lideri ve sözcüsü olarak hem Müslümanlarının hem de Müslüman olmayanların tanıdığı bir tek devlet olsa inanıyorum ki İslâm ve dünya daha güzel olacaktır.
 
Bana göre bu role Türkiye’den daha uygun başka bir devlet yoktur…”
 
Muhtemelen Huntington’un bu üslubunda, konuşmanın Türkiye’de yapılıyor olmasının büyük etkisi var. İtiraf ettikleri üzere AB üyeliği hikâyesinin sonu muhtemelen yeni Asya’ya uzanan bir sürecin başlangıcı olacak. Bu sürecin adı 'Türk dünyasının asrı' olacaktır.
 
14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrası ilk ziyaretlerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle birlikte Azerbaycan'a yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan; ziyarete ilişkin yaptığı paylaşımda, "Dayanışmamızı ortaya koyduk. Rabbim muhabbetimizi, gardaşlığımızı daim eylesin. İnşallah Türkiye Yüzyılı, aynı zamanda 'Türk dünyasının asrı' olacaktır" ifadelerini kullanmıştı.
 
AB’nin her itirazında verilen mesaj: “Ait olduğunuz yere gidin…”
O yer inşallah ete kemiğe bürünecek… 'Türk dünyasının asrı' olacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.