Büyü bozuldu!..

A -
A +
Bir sitem bir büyüyü bozdu. Halkın seçtiği halkın oyuyla halkı yöneten bir iktidar halka rağmen silah zoruyla alaşağı edilemedi. Bu defa geçiş darbelerde hırpalananlar ve mağdurların birikmiş kederleri, uyduruk duruşmalarda uyduruk gerekçelerle hayatları karartılan insanlara karşı gecikmiş bir vefa borcu ödendi.
Hesabın hepsi birden kapatıldı.
Arif Nihat Asya’nın yıllarca mezarı bile halktan saklı tutulan mazlum ve mağdur Menderes’in, 27 Mayıs darbe ve sonrasındaki terk edilmişliğine, yalnızlığına başkaldırı ve ruhaniyetinden özür niteliğinde yazdığı “Tanımadı” diye biten “Onlar bacım, onlar ağam/Onlardı sevincim tasam/Ahmet’im, Mehmet’im, Suna’m/Gülüm beni tanımadı...” şiirindeki birikmiş mağduriyet meydanlara yürüdü.
Normalde evde mutfakta olan bir anne bu defa sokakta tankların karşısına çıkıyor ve bunun için anlaşılır bir gerekçesi var.
“Menderes asılırken niye sesiniz çıkmadı diyen çocuklarıma verecek cevabımız yoktu, ama bizden sonrakilerin verecek cevabı var, artık başımız öne eğilmeyecek.”
Darbelere karşı durmak yerine sükût ederek, sonuçlarına katlanarak yaşamak bir sonraki darbelere hazırlık döneminden ibarettir. Darbeciler karşısında demokrasiyi korumakla sorumlu akademik çevreler, STK’lar, medya, iş dünyası geçmişte teslimiyetçiliklerini ve mağduriyetlerini cellâtlarının yanında yer alarak veya darbeleri mazur gösterecek malzemeler üreterek meşrulaştırdılar. Bu teslimiyet kozadaki darbecilerin müteakip darbe için iştahını kabartmaktan başka işe yaramadı.
İlk defa bir darbeye itiraz sadece muhatabı görülen siyasi kadrolarla sınırlı kalmadı bütün milleti karşısında buldu. Toplumun kendi sofrasını paylaşan, değerleri ile barışık bir siyasal iktidara karşı yapılan tanklı toplu saldırıyı kendisine yapılmış olduğunu olarak algıladı ve karşı durma cesaretini gösterdi.
Türkiye’de darbeler dönemini kapattıysa millet kapattı.
Darbeci yetiştiren bataklığı kurutmak meşru siyaset, medya, iktidar, muhalefet, STK, akademik kadroların birlikteliği ile mümkün olacaktır.
Siyaset anlayışı hak ettiği yere geldi.
Muhtıra yiyince “niye şapkanı alıp gittin?” diye kendisine sorulduğunda Demirel “Gitmeyecektim de ne yapacaktım, benin tankım topum mu var?” sözünü darbeciler karşısındaki teslimiyetçiliklerine, sükûtlarına malzeme yapanlara inat artık gücünü milletten alan bir siyaset anlayışı var.
Büyü bozuldu!
Artık “Bizim tarlayı haberimiz olmadan başkaları süremez…”
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.