Tek kutuplu dünyanın sonu!..

Sesli Dinle
A -
A +

Gazze’de yaşanan bir savaş değil soykırımdır. 7 Ekim’de başlayan İsrail hava saldırıları sonucu Gazze artık tanınmayacak hâldedir. Bu kıyımın sahadaki aktörü İsrail görünse de başat ülkesi ona şartsız destek veren ABD’dir.

 

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, İsrail ordusunun sürekli hava saldırıları ile enkaza dönen Gazze’de gerçekleştirdiği kara operasyonu sırasında da İsrail’e silah, mühimmat ve ihtiyaç duyduğu her şeyle destek vermeye devam edeceğini tekrarlıyor.

 

2015'te verdiği bir röportajda ABD ve İsrail'i iki ayrı haydut devlet olarak nitelendiren Amerikalı tarihçi yazar Noam Chomsky, Amerika Birleşik Devletleri’nin sürekli İsrail’e tehlike oluşturacak çok ciddi eylemler gerçekleştirdiğini belirterek “Bunu İsrail politikasını destekleme adı altında yapıyor. Son 40 yılda İsrail için en büyük tehlike kendi politikaları oldu” demişti.

 

ABD’nin 11 Eylül saldırıları gerekçesi ile Başkan George W. Bush'un "terörle mücadele politikası(!)” kapsamında 2001 Ekim'inde başlattığı Afganistan Savaşı, Irak’ta Saddam Hüseyin'in biyolojik silah ürettiği iddiasıyla başlatılan işgal, ülkeye getirileceği vadedilen "demokrasi" yerine bedelini sivillerin büyük can kayıpları ile ödediği büyük bir kaos olmuştu.

 

Bugün Gazze’de yaşananlar ise mekân ve mağdurlarının değiştiği aynı senaryodur. Ancak Biden ziyareti ile başlayıp diğerlerinin sıraya girdiği destek zinciri bu defa tabandan kırılıyor.

 

İsrail’in katliamlarını lanetleyen geniş halk yığınlarının katılımı ile protesto gösterileri bütün engellemelere rağmen ABD başta olmak üzere İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, Asya ve Afrika’da artarak devam ediyor.

 

Başbakan Netanyahu, Gazze katliamını Tevrat'tan alıntılarla meşrulaştırmaya çalışıyor. “Vadedilmiş topraklar" ile ilgili Yahudi teolojisine sarılmasının sebebi savaş suçlusu olarak yargılanma korkusunun giderek artmasının yanı sıra kara savaşı ile giderek artan kayıpları nedeniyle içeride maruz kaldığı ağır tenkitlerdir.

 

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen “Büyük Filistin Mitinginde” Gazze’de yaşananlar nedeniyle hem Batı ülkelerini hem de İsrail’i sert bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gazze’deki katliamın en büyük sorumlusu işte bu Batı'dır” demişti.

 

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (27 Ekim) Gazze'de insani ateşkes çağrısı yapan kararnameyi ezici çoğunlukla kabul eden oylama yapılırken İnternet ve telefon hatlarının da kesildiği Gazze’de İsrail ordusu kara operasyonunu genişlettiğini duyuruyordu.

 

Ancak kara operasyonu tarafların mücadele yeteneğini eşitlediğinde sonuçlar İsrail ve taraftarları için sürpriz sonuçlara gebe. İsrail ordusunun ilk günden beri sürdürdüğü hava operasyonları ile enkaza dönen Gazze’de ayakları yere basacak.

 

Herkes biliyor ki; “Bölgede oynanan -katliam- oyunun asıl sahipleri, İsrail yönetiminin şımarıklıklarına kol kanat gerenlerdir. Çünkü İsrail onlara rağmen adım atamaz. Atmaya kalksa bile üç gün dayanamaz, çöker."

 

Gazze katliamında kullanılan aracı kurum İsrail olsa da ABD’nin Gazze kıyımına destek sağlamakta bu kadar iştahlı olmasının arkasında İsrail’in geleceğini aşan farklı sebepler olduğu söyleniyor.

 

Geçmişte Sovyetlerin dağılmasından sonra ABD liderliğinde “Tek kutuplu dünyanın” mecburi istikamet olduğunu ısrarla vurgulayan Amerikalı Siyaset bilimci Francis Fukuyama da o gün söyledikleri ile bugün çelişen farklı şeyler anlatıyor.

 

Kaleme aldığı bir yazıda, küresel sistemde ‘tek kutupluluk’ döneminin ve hegemonyasının sona erdiğini veya sona ermek üzere olduğunu belirten Fukuyama’ya göre ABD’nin küresel jandarma rolündeki gerileme, Çin'in ve diğer güçlerin yükselişinin yanı sıra çeşitli faktörlerden kaynaklanmaktadır.

 

Bu ifadelerin özeti şudur: “İsrail bir piyon, Batı’nın kendi geleceği adına yürüttüğü operasyonlar ise korktuklarının başlarına gelmesini durduramayacak…”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.