28 yılını Sosyal Güvenlik Kurumu’na adamış, bu alanda okumuş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK komisyonlarında görev yapmış, bir uzman olarak söylüyorum:
Vatandaşların yoğun tepkisine sebep olan vicdanları sızlatan, gayri adil bu yeni düzenlemeler Cumhurbaşkanımıza yeterince anlatılmış olsa yürürlüğe girmez. Zira Başbakanlık dönemi de dâhil Cumhurbaşkanımız toplumsal hassasiyetlere büyük ehemmiyet vermiş, vicdani ve adil olmayan düzenlemelere geçit vermemiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız; sosyal politikacı ve sosyal hizmetler uzmanı olarak bu düzenlemelerin sosyal güvenlikle bağdaşmadığını, adil olmadığını söylemesi gerekirken maalesef ses çıkarmamaktadır.
Hazine ve Maliye Bakanımızın hüsnüniyetli olarak SGK gelirlerini artırma gayreti içinde olduğundan da hiç şüphemiz yok. Ancak son “Torba Yasa”da SGK’ya dair getirilen bazı maddeler, tamamen “maliye hesabı” ile yazılmış. Sosyal güvenlik ruhundan, dayanışma fikrinden, adaletten eser yok. Keza sosyal güvenlik vergi değildir!
Vergi devletin kasasını doldurur; sosyal güvenlik ise fakiri, yoksulu, genci, yaşlıyı, esnafı, çiftçiyi, engelliyi kucaklar ve “Kimse yalnız değildir” der.
Bu sistem, toplumun en kutsal dayanışma sözleşmesidir. Şimdi bu sözleşme büyük hasar alıyor. Vatandaşların büyük tepki gösterdiği vicdanları kanatan üç düzenlemeyi sizler için bu yazıda tek tek anlatacağım. Hazır mısınız?
Çünkü okuduklarınız sadece rakam değil, milyonlarca insanın hayatı…
Vatan borcunu ödeyene %45 prim şoku!
Askerliğini yapan genç, işini gücünü bırakıp bayrağına hizmet ediyor. Dönüşte eksik SGK primini tamamlamak için askerlik borçlanması yapıyor.
Bugüne kadar bu borçlanmanın primi %32’ydi. Bu oran tesadüfen konmuş bir oran değildir. Emeklilik ve GSS primlerine göre SGK prim düzenlemelerine paralel olarak yer almaktadır.
“Torba Yasa” ile bir gecede %45’e çıkarılıyor! Yani devlet, “Sen vatan görevi yaptın diye sana teşekkür edeyim; hatta eksik kalan SGK primini bedelli askerlik yapanların ödemiş oldukları paralarla” diyeceğine, tam tersine 13 puan fazla prim dayatıyor!
Bedelli yapmayıp ya da ödeme gücü olmayan asgari ücretli ve düşük gelirli bu durumda SGK emeklilik-GSS prim karşılığı olmayan %13 oranında ekstra vergi ödemeye mahkûm ediliyor.
Vatandaşın sesi: “Askerlik yaptım diye bir de ilave %13 vergi cezası mı ödeyeceğim?”
GSS borcu batağı yüz binlerce aileyi endişelendiriyor!
İşsiz genç, lise terk 19 yaşında çocuk, tarlada sigortasız çalışan anne… Hepsi 2012’den beri “Genel Sağlık Sigortası” kapsamında. Güzel! Ama GSS primi ödeyemiyorlarsa ne oluyor?
Her ay 780 TL prim+gecikme zammı+gecikme cezası…
1 Aralık 2025’ten itibaren bu rakam aniden %100 yükseltilerek 1.560 TL’ye, 2026’da asgari ücret zammıyla 2.000 TL’yi aşacak!
Gelir testi yaptırıyorsun:
Baba asgari ücretle çalışıyor, evde eş+1 çocuk var.
Asgari ücret hane halkına bölününce “kişi başı gelir” 9.000 TL’nin üstüne çıkıyor.
Asgari ücretli vatandaş ay sonunu getirmek için can çekişirken bir de işsiz çocuğu için artık 780 TL yerine 1.560 TL ödeyecek...
Sonuç: Devlet aile içi kişi başı geliriniz 9 bin TL’yi bulmuş “Siz zenginsiniz” diyor, çocuğa 1.560 TL GSS primi yazıyor! Ödeyemeyince ayrıca her ay faiz (gecikme cezası+zammı) geliyor. Yetmiyor. 1 Ocak’ta asgari ücrete zam geliyor. Tam seviniyorsun. Çocuk için ödeyeceğin GSS aylık primi 2.000 TL’yi geçiyor.
Aynı yaşta yüz binlerce TL faiz ve kira zengini bir adamın çocuğu da 1.560 TL ödüyor. Fakir de aynı, zengin de aynı… Nerede adalet?
Okurlardan gelen mesajlar yürek burkuyor;
“İcra gelecek, evimize haciz mi koyacaklar?” diyor.
Esnaf “kolaylık” beklerken emeklilik hayali yıkıldı!
Bağ-Kur’lu esnaf zaten 9.000 gün (25 yıl) prim ödeyerek emekli oluyor. İşler kötü gidince prim ödeyemiyor, sigortası durduruluyor, hizmetleri siliniyor.
2021’de çıkan yapılandırma ile silinen hizmetleri düşük maliyetle geri getirmiş, binlerce esnaf emekli olmuştu.
Şimdi aynı esnaf yeni “Torba Yasa”da ne gördü? İhya primi %34,75’ten %45’e çıkarıldı!
Tam %10,25 puan zam… Ve bu fazladan ödenen prim adı altında %10,25’lik oran emeklilik-GSS ya da SGK yardımlarına karşılık değil. Âdeta karşılıksız bir vergi. Maaşlara da artış getirmiyor.
Esnaf “düpedüz ceza gibi ek vergi” diyor! Esnafın feryadı:
“Uzun yıllar prim ödedik, vergi verdik, prim verdik. İşler olmayınca bir kere tökezledik diye hayallerimiz mi sönecek?”
SON SÖZ:
Bu düzenlemeler “maliye kafası” ile hazırlanmış. Vergi gibi öngörülmüş hiçbir hak doğurmayan özellikle yoksul, düşük gelirli çalışan, esnaf ve diğer vatandaşlara getirilen bu ek primlerin adil olmadığı aşikârdır.
Sayın Cumhurbaşkanım, “Elçiye zeval olmaz” düsturundan hareketle bu hususların vatandaşımızın talepleri doğrultusunda lütfen bir kez daha gözden geçirilsin.
Vatan görevi yapan gence, işsiz gence, alın teriyle geçinen esnafa bir kez daha kulak verilsin. Çünkü sosyal devlet; zor gününde vatandaşını yalnız bırakmayan devlettir.

