ABD Başkanlık Seçimleri

A -
A +

Sizler bu satırları okurken, büyük ihtimalle Amerika'daki başkanlık seçimlerinin neticesi belli olmuş olacak... Son birkaç aydan beri, bu konuda bütün dünya basınında sayısız yorum ve analiz yapıldı. Seçimlerden sonra da, bir müddet bu yorumlar devam edecek. Bu arada, Beyaz Saray'da gelecek dört yıl oturacak 'Başkan'dan, herkesin farklı bir beklentisi var! Çok fazla derinlere dalmadan, dünkü seçimleri kısaca değerlendirelim: Tahminler ağırlıklı olarak, Barack Obama'nın bir dönem daha başta kalacağı yönünde. Ben de bu kanaatteyim. Mitt Romney, Amerika'yı yönetecek kapasitede birisi değil. Esasen uzun yıllardan beri, Amerika'da hem Cumhuriyetçiler, hem de Demokratlar, güçlü başkan adayı bulmakta zorlanıyor. Cumhuriyetçiler, son olarak Ronald Reagan ile sükse yapmıştı. Onun yardımcısı ve halefi Baba Bush, çok tecrübeli bir devlet adamı (Büyükelçilik, CIA Başkanlığı ve 8 yıl Başkan Yardımcılığı yaptı) olmasına rağmen, Reagan ayarında bir başkan olamadı. 1990 Kuveyt krizi ve birinci Körfez Savaşındaki başarısına rağmen, ikinci kez seçilemedi. Rakibi olan Bill Clinton da, Demokratların son dönemlerde Beyaz Saray'daki en parlak ismi oldu... Kasım 2000 yılındaki seçimlere büyük hile karıştığı için, Clinton'ın yardımcısı Al Gore, Oğul Bush'a karşı kaybetti. Hatırlanacağı üzere o seçim sonuçları günlerce belirsiz kalmış, sonunda Amerikan Yüksek Mahkemesi, Al Gore'dan daha az oy almış olmasına rağmen, 4'e karşı 5 oyla koltuğu W. Bush'a vermişti. 11 Eylül 200'den sonra başlayan "olağanüstü" dönemin şartlarında, Oğul Bush zorlanmadan ikinci kez seçimleri kazanabildi. Sadece Demokratlar için değil, bir nevi çıkmaza giren bütün Amerikan Toplumu için, âdeta yeni bir ümit olarak Başkanlık koltuğuna oturan Obama, beklentilerin altında bir performans gösterdi. Ancak rakibi Mitt Romney, ondan da çok kötü olduğundan, ABD halkı yine siyahî Obama'yı tercih edecek. Evet, sadece ABD'de değil, Avrupa'da da uzun zamandan beri siyasi lider sıkıntısı çekiliyor. İngiltere'de Margaret Thatcher'dan sonra, onun ayarında bir lider gelmedi. Tony Blair iyi başlamıştı ama çok kötü bitirdi. Fransa'da Chirac'dan sonra Şanzelize Sarayı, Sarkozy ile dip yaptı! Onun yerine gelen François Hollande çok vasat. Almanya'da, Merkel'in durumu ortada... Evet, Batı'da sadece lider profillerinde düşüş yaşanmıyor. Batı genel olarak bir düşüş döneminde... Amerika'nın hegemonik gücünde çok bariz bir düşüş var. Hâlihazırda ABD yine bir numara ve tek "süper güç"... Ama büyük ihtimalle dört yıl sonra, yeni ABD Başkanı seçildiğinde, bazı yönlerden Amerika artık bir numara olmayabilir! Zira 2017 projeksiyonlarına göre, Çin üretimde Amerika'yı geçmiş olacak... Yani tekrar seçildiği takdirde, Obama; bir sonraki başkana daha düşük profilli bir Beyaz Saray teslim edecek gibi görünüyor. Aslında bu tablo, yeni dönemde Obama ve ekibinin dünya meselelerine ne ölçüde çözüm bulabileceği açısından da, belli bir fikir veriyor. Öyle anlaşılıyor ki, yeni dönemde Obama, daha çok ülke içi sorunlarla ve de ABD'yi amansız şekilde sıkıştıran Çin ile baş etmeye çalışacak... Yeni dönemde, mesela Suriye konusunda çok şey değişmeyecek diyenler, biraz da buna dayanıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.