Elim kaza yüreğimizi dağladı…

A -
A +

Milletimizin başı sağ olsun. Allahü teala beterinden saklasın… Sebebi ne olursa olsun, böyle elim kazalar yürekleri dağlıyor. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır niyaz ediyoruz.

 

 

 

 

 

Evet, milletçe acımız çok büyük! Elim uçak kazasında kaybettiğimiz yirmi kahraman askerimizin acısını yaşıyoruz… Her şeyden evvel, duamız şu: Allahü teala beterinden saklasın. Şayet büyük bir ordunuz varsa ve o şanlı ordunun mensupları yurt içinde ve yurt dışında, çok geniş faaliyetler icra ediyorsa, bu ve buna benzer hadiselerin vukua gelmesi kaçınılmaz oluyor. Nitekim yakın tarihimizde maalesef böyle vakalar yaşanmıştır. 16 Mayıs 2001 tarihinde, Malatya’nın Akçadağ ilçesi Güzyurdu Köyüne düşen, CASA SN 235 tipi bir uçakta bulunan 34 kahraman askerimiz şehit olmuştu. Malatya’da stratejik bir askerî üs mevcut olduğundan, burada çok yoğun uçuş ve diğer havacılık faaliyetleri söz konusu. Dolayısıyla muhtelif sebeplerden kaynaklanan ölümcül kazalar ne yazık ki yaşanıyor. Malatya örneğini verdik, ama bu gerçek diğer üs bölgeleri için de geçerli. Daha doğrusu, bütün ülkelerin askerî faaliyetleri için de geçerli… Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, askerî personel ne kadar eğitimli ve donanımlı olursa olsun, askerlik mesleğinin her noktasında risk oranı yüksektir… Hâl böyle olunca bu tür elim kazaların vukuu da kaçınılmaz oluyor. Elbette bütün gayretler kazaların asgariye indirilmesi için. Tabiatıyla bu da bir yere kadardır. Yani ne kadar tedbir alsanız da, bazen her şey yetersiz kalabiliyor. Gürcistan topraklarında düşen uçağımızdaki 20 kahraman şehidimizin acısı bu kadar taze iken, bu söylediklerimiz kimilerine yavan gelebilir. Zira ne söylersek söyleyelim, yüreklerdeki ateş yanmaya devam edecektir. Ancak netice olarak hayatın gerçekleri de bu dediklerimizi teyit ediyor ne yazık ki…

 

Elim kazanın sebep veya sebepleri elbette en ince teferruatına kadar vuzuha kavuşturulacaktır. Bunu ilk dakikadan itibaren devletin ilgili makamları dile getirmeye devam ediyor. Uçağın karakutusu bulundu. Tabii bunun teknik incelemesi hayli zaman alacaktır. O yüzden kara kutu bütün muhtevasıyla deşifre edilinceye kadar sabırlı olmak durumundayız. Yani bu hususta acelecilik göstermek doğru bir hareket tarzı değildir. Ne yaparsak yapalım, şehitlerimizin geri gelmesi mümkün olmayacağına göre, taşkınlık yapmanın da bir manası yok. Bunu şu maksatla dile getiriyoruz: Kaza haberinin hemen ardından ortalığı velveleye veren şer odaklarının haysiyetsizliği karşısında soğukkanlı olmak durumundayız… Zira biliyoruz ki bu haysiyetsizler, felaket anlarında baykuşlarla yarışan birer fitne kaynağıdır. Toplumu galeyana getirmek, insanları yalan yere telaş ve korkuya sürüklemek ve bu fesattan da birtakım hain sonuçlar devşirmek isterler. Bu bozgunculuğun en çarpıcı örneklerinden biri de 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrasında yapılan tezvirattır… İrili ufaklı her olaydan sonra bu şeytan uşakları derhal durumdan vazife çıkarıp topluma musallat olurlar. C 130 tipi askerî kargo uçağımızın Gürcistan’da düşmesinden hemen sonra da bu güruh derhâl harekete geçti. Kimisi uçağı İsrail düşürdü dedi. Kimisi Rusya düşürdü diye konuştu… Kimisi de bahse konu uçağın güvenliği için gerekli tedbirlerin alınmadan gönderildiğini söyleyerek, güya devlet makamlarını hedef almaya kalkıştı. Böylece katmerli cehaletini ortaya koymaktan utanmadı. İnternetten aşırdıkları birkaç satırlık bilgi ile koskoca uçak hakkında teknik izahat yapmaya kalkışan her konunun uzmanı(!) tipler, daha Millî Savunma Bakanlığı bir açıklama yapmadan TV kanallarında bülbül kesildiler!.. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin belirttiği üzere; “Resmî açıklama yapılmadan söylenen her şey hükümsüzdür.” Fakat birileri ısrarla sosyal medya mecralarından fitne körüklemeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında dile getirdiği üzere; kirli siyaset adına yapılan bu alçaklığı milletimiz elbette bir tarafa not ediyor!..

 

Elim kaza hakkında ne kadar konuşulursa konuşulsun, yanan yüreklerin sızısı devam edecek. Ama şuna da bilhassa dikkat etmemiz gerekir: Yanan yürekleri bir de bizler yalan-yanlış söylemlerle dağlamayalım. Ayıptır, yazıktır. C 130 kargo uçaklarının yaşıyla, bakımıyla ilgili olarak ileri geri konuşmak, sosyal medyada buna dair yalanları köpürtmek tek kelimeyle sorumsuzluktur. Türk Hava Kuvvetleri, en yoğun şekilde kullandığı bir uçağın bakımını, modernizasyonunu fevkalade mükemmel şekilde yapma sorumluluğunu elbette müdriktir. Bu hususta kafaları karıştırmak için ahlaksızca yalan pompalayanlar, asla maksatlarına ulaşamayacaktır. Bunun altını kalın bir çizgi ile çizelim. Bu arada şunu da belirtelim ki, 20 şehit verdiğimiz kazanın sebeplerinin son noktasına kadar tahkik edilmesi bir devlet sorumluluğudur. Bunun bihakkın ifa edileceğinden de şüphe yoktur. Yani dememiz o ki, mahut kazadan hemen sonra aksi yönde bir hava estirmek için harekete geçen malum tipler akıntıya kürek çekiyor. Eninde sonunda gerçekler ortaya çıkacak. O vakit neyse gereği, bunu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapacaktır elbet… Türkiye, devlet ve toplum olarak etki ajanlarının menhus faaliyetlerine pek çok şahit oldu. Dolayısıyla onların kirli yüzünü gayet iyi tanır… İşte bu sebeple, beşinci kol faaliyeti içindeki elemanlar fazla heveslenmesin. Türk milleti sevinçte ve tasada, her zaman bir ve bütünlük içinde millî mefkûresine sımsıkı sarılmayı başarmıştır... Tekrar başımız sağ olsun.

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.