Kaydet
a- | +A
- Sayın Şimşek, son yıllarda kalite ve toplam kalite üzerinde çok şeyler söylendi. Ama ülkemizde hemen her konuda maalesef bir kalitesizlik yaşanıyor. Kalite nedir bir tanımını yapar mısınız? Şimşek -Kalite tanımı insanlara ve onların beklentilerine göre değişiklik arzeder. Her insanın kendine göre bir kalite tanımı vardır. Kalite ile uğraşan birçok bilim adamının da tanımlamaları vardır. En genel anlamda kalite, gerçekleştirilebilecek her şey demektir. Kaliteden sözederken ilk akla gelen ürün ya da hizmetin kalitesidir. Ancak, kaizen straetjisi kapsamında incelenirse, hiçbir ürün veya hizmet, tasarlanmış olduğu seviyenin ilerisine geçemez. İşte tam burada insan kavramı devreye girmektedir. Tasarımı yapan insan olduğuna göre, insanın kalitesi ile ilgilenilmelidir. - Kalite, rekabetin vazgeçilmez unsuru mudur? Şimşek -Evet, kalite rekabetin olmazsa olmaz şartıdır. Teknolojik gelişmenin henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde rekabet gücünün temel öğesi, üretim üstünlüğü idi. Geniş pazarlara büyük hacimde üretimle açılabilecek şirketler kitle üretimi ve ölçek ekonomisinin avantajlarından azami oranda faydalanarak rakiplerini geride bırakıyorlardı. Yani üretilen her şey satılıyordu. 1970''li yıllar teknolojinin yoğunlaştığı ve üçüncü dünya ülkelerine de girdiği dönemdir. Artık tek başına üretmek, rekabet için yeterli gelmiyordu. Bu dönem, maliyetin rekabet için önemli olduğu bir dönemdir. 1980''li yıllarda ise rekabete, eskiden de var olan ancak önemi daha iyi anlaşılan bir boyut girdi, Kalite... "Üretimle rekabet" öğesi 1980''li yıllarda mahiyet değiştirdi; önceki yıllarda önemli olan büyük hacim, ölçek ekonomisi, kitlesel/standart üretimin yerini; esnek üretim, ürün çeşitliliği, küçük hacimde ekonomi ve dikey entegrasyondan uzaklaştırarak asli işte ihtisaslaşma aldı. Ancak 2000''li yıllarda rekabet edebilmek için bütün bu rekabet unsurlarının yanı sıra "Bilgi ve Organizasyon" kavramı önemli olacaktır. Zira artık bilgi tek başına yetmiyor. Önemli olan o bilginin organize edilerek, katma değer haline getirilmesidir. İşte tam bu sırada Toplam Kalite Yönetimi devreye girmekte ve önem kazanmaktadır. Toplam kalite yönetimi - Toplam Kalite Yönetimini nasıl tanımlıyorsunuz? Kla- sik kalite kontrolden farklılıkları nelerdir? Şimşek -Bir işletmenin rekabet ve müşteri sağlayarak kâr edebilmesi, kalite kavramının doğru algılanması ve uygulanmasıyla mümkündür. Sıfır hata anlayışı yani hataya tahammülsüzlük, yeni bir hayat tarzı olmuş, gerçek bir rekabet ortamının yaşandığı pazarlarda hatasız ürün ve hizmetlerin istenmesine yol açmıştır. Birçok ülke ve kuruluş kaliteyi, performanslarını iyileştirmek ve pazar paylarını korumak için etkin bir strateji olarak görmektedir. Eğer bir yerde kalitesizlik varsa ilk önce sormamız gereken kişi kendimiz olmamız lazım. Bir şeyden şikayet ediyorsak, sistemde neyi yapmamız gerekiyordu, acaba neyi eksiksiz yaptım diye ilk soruyu kendi kendimize yöneltmemiz gerekiyor. Globalleşen dünya pazarlarında artan yoğun rekabet şartları firmaların önüne hayatta kalabilmek için gerekli en temel kriterleri çıkarmıştır: Müşteri tatmini. Bu kriterde başarılı olabilmek için gerekli temel şart ise müşterinin istediği kalitede mal ve hizmeti, daha ucuza ve daha kısa sürede ulaştırmak şeklinde kendini göstermektedir. İşte bu şartlar altında, bu kriteri sağlayacak şartların elde edilmesi amacı, yepyeni bir anlayışın doğmasına sebep olmuştur. Çağdaş yönetim düşüncesi olarak tanımladığımız bu yaklaşıma Toplam Kalite Yönetimi (TKY) anlayışı denilmektedir. TKY, esas itibariyle bütün yönetim biçimlerini ihtiva eden bir yönetim felsefesidir. Yüzde 100 müşteri tatminini sağlamakla birlikte, öncelikle şirket içindeki herkesin katılımını hedefleyen bir sistemdir. "Kalite insan hakkıdır" - Toplam Kalite Yönetimi kavramı gelip geçici, moda bir kavram mıdır? Şimşek -Ben TKY''nin moda bir kavram olduğunu ve gelip geçici olacağını kabul etmiyorum. Çünkü, insanı hedefleyen, insanın mutluluğunu amaç edinen kavram moda olamaz, gelip geçici bir kavram olamaz. İnsanın beklentisi ile paralel olarak gelişir, etkinleşir. Moda söylemi olsa olsa yaklaşmakta olna kalite fırtınasını görmezden gelen korkakların sözü olabilir. Bilgisayar korkakları dün nasıl kaybetmişler ise günümüzde kalite korkakları da aynen kaybedeceklerdir. Ancak, korkunun ecele faydası yoktur. Çünkü kalite insan hakkıdır. Toplam Kalite Yönetimi, esas itibariyle, Ahi Evran kalite anlayışı ile aynıdır. Bu anlayışın tohumu Anadolu''da atılmış, Japonya''da yeşermiş ve Amerika''da olgunlaşmıştır. - Enteresan bir cümle kullandınız. TKY''nin esası Anadolu''ya mı aittir? Şimşek -Evet. 20. yüzyılın son çeyreğinde gündeme gelen TKY kavramı, esasında 500 yıl önce Anadolu''da "Ahilik" müessesesinde uygulanmıştır. Adı TKY değildi ama felsefe aynı felsefe idi. "İnsan odaklı" ve "İşin ehline teslim edilmesi" idi. Gerek Ahilik teşkilatı, gerekse bir yönetim felsefesi olarak TKY tarafsız, objektif olarak değerlendirildiğinde her ikisinde de işgörenler, işverenler ve müşterilerin tatmininin, dahası toplumun huzurunun ön planda olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Ahilikte de çalışanların ahlaklı, işini bilen eğitimli kişilerden olmasına azami derecede dikkat edilmiştir. Ahinin hak ettiğinden fazlasını kazanma yoluna sapmaması ve doğru olması ahlak kaidesi haline getirilmiştir. TKY''nin oluşturduğu en önemli özelliklerden biri de iş ahlakı değil midir? Her şeyden önce esnafta doğruluk aranır, hileli, çürük iş yapmak, müşteriden tespit edilen fiyatın üstünde fiyat istemek, bir başkasının malını taklit etmek büyük suçtu. Ahilikte kalitesiz ürün üretenlerin pabucu dama atılır ve üretimden el çektirilirdi. İncelendiği takdirde görülecektir ki TKY''de bulunan birçok faktör, Ahilikte de vardır. - İsterseniz biraz da Toplam Kalite Yönetiminin toplumun yapısına etkisinden bahsedelim. Şimşek -Evet, Toplam Kalite Yönetimi, toplumun temeli olan aileden, kamu yönetimine kadar her alanda uygulanabilir bir kavramdır. Çünkü iletişime ve eğitime fevkalade önem veren bir yönetim anlayışıdır. İletişim ve eğitim. Sayın Kapan, dikkat ediniz, inceleyiniz aile olarak, işletme olarak, toplum olarak ne sıkıntımız var ise altında iki ana sebep vardır. Birisi iletişimsizlik, diğeri ise eğitimsizliktir. Eğer bir ailede anne baba arasında, ebeveynle çocuklar arasında bir iletişim kopukluğu varsa o ailede huzur olmaz. Eğer bir işletmede işverenle işgören arasında, ya da çalışanların birbirleri ile diyaloğu yok ise o işletmede verimlilik olmaz. Aynı şekilde eğer bir toplumda -kamusal olarak- idarecilerle vatandaş arasında iletişim kopukluğu var ise o toplumda huzur ve sükunetten bahsedilemez. TKY esas itibariyle kişiler arasında iletişimi azami derecede tesis etmeye çalışır. Başarının temeli eğitim - Burada hemen sormak istiyorum, TKY sihirli bir değnek midir ki bu iletişimi sağlayabiliyor? Şimşek -Hayır, TKY sihirli bir değnek değil. İletişim ve eğitimi vurgulamıştım. İletişimin tesisi ancak sürekli eğitimle mümkündür. İnsanların yapısında değişime karşı direnç vardır. Bazen yatağınızı değiştirseniz o gece uyku tutmayabiliyor. Halbuki TKY, top yekûn bir değişmi istiyor. Ancak belli bir süreye ihtiyaç vardır. Bu süre içinde sürekli eğitim kaçınılmazdır. Ülkemizde Avrupa Kalite Ödülü almış şirketlere bakıldığında başarılarının altında eğitim faktörünü görebiliriz. - Öyleyse anahtar kelimenin eğitim olduğunu söyleyebilir miyiz? Şimşek -Gayet tabii, sürekli gelişim için sürekli eğitim. Bakın sayın Kapan, toplumun kalitesinden bahsediyoruz. Ve toplumun kalitesi için eğitimin ne kadar önemli olduğu noktasına geldik. Size bir şey anlatacağım. Fırat nehrini bilirsiniz. Fırat, bizim köyün içinden geçer. Ben hatırlarım, her sene Fırat taşar, evleri basar, araziler su altında kalır. Çünkü delidir Fırat. Ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Benim büyük amcam da Fırat''ta boğulmuştur. Ve cesedi bile bulunamadı. Teknoloji Fırat''a gem vurdu, adeta Fırat''ı eğitti. Fırat artık adam öldürmüyor, evleri basmıyor. Olgun bir insan edasıyla, elektrik olarak evlerimizi aydınlatıyor, enerji olarak fabrikalarımızı çalıştırıyor, tarlalarımızda ürünlerimiz bire on veriyor. İşte, eğitilmiş insan gücü, gem vurulmuş Fırat gibidir. Zarar gelmez. Ama eğitilmemiş insan gücünden korkmak lazım. Zira ne zaman ne yapacağı belli olmaz. Esas mesele açık iletişimin sağlanmasıdır. Yani şeffaflık. Şu anda zaten toplum olarak onu istemiyor muyuz? Bürokrasi vatandaş için var - Kamu yönetiminde, bürokraside TKY''nin uygulanabilirliğini nasıl görüyorsunuz? Şimşek - Toplam Kalite Yönetimi; üretim, hizmet sektöründe uygulanabildiği gibi eğitimde ve dahası kamu yönetimindeki bürokrasinin asgariye indirilmesi için de uygulanabilirliği vardır. Çünkü, memleketimizde kamu, aşırı bürokrasiden dolayı hantallaşmıştır. Bu hastalıktan vatandaş kadar, bürokrasinin içinde olan, çalışanlar da şikayet etmektedir. Yetki-sorumluluk dağılımı dengesiz. Yetkisi ölçüsünde sorumluluğu olmayan bir kişi yetkisini kötüye kullanabileceği gibi, sorumluluğu nispetinde etkisi olmayan bir memur da iş yapamaz hale gelir ve sistem tıkanır. Şirketler müşterisi, bürokrasi de vatandaş için vardır. Klasik yönetim modeline kıyasla çok daha yüksek rekabet gücü sağlayabilen toplam kalite yönetimi modeli, ancak tüm öğeleri ile benimsenip uygulandığı takdirde tutarlı, başarılı ve kalıcı olur. Bu öğeler, yönetim anlayışı ve felsefesini, organizasyon yöntemleri ve sistemlerini kapsar. "İnsan"a en ön sırada değer vermeyi gerektirir. Bürokrasi, bir örgüt gibi algılandığında müşterisine yani vatandaşa vereceği hizmetin kaliteli ve hızlı olması kaizen''le mümkündür. Zira kaizen, (sürekli gelişme), küçük adımlı basamakları ve her basamakta da Deming Çevrimi''ni (Planla-Uygula-Kontrol Et-Düzelt) öngörür. Bunun uygulanması da ancak kamunun yahut bürokrasinin esnek hale getirilmesi ile mümkündür.
ÖNE ÇIKANLAR