Taşlar yerine oturdu...

A -
A +

Yüksek Askerî Şûra kararları, Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde dün kamuoyu ile paylaşıldı. Bir yıl önce yaşanan gerilim, sıkıntı ve açmazlar yerine; ilgili mevzuat ve devletin teamüllerinin normal zemininde hüküm sürdüğü, bir Şûra toplantısı icra edildi. Burada alınan kararlarla, kördüğüm halini almış bulunan önemli problemler de çözüme kavuşturulmuş oldu. Beklenen ve olması gereken de buydu. Perşembe günkü yazıda, 'Askerî Şûralar Artık Normal Seyrine Girmeli' başlığını kullanmamız, toplumun bu yöndeki hassasiyetini belirtmek içindi... Dünkü Şûra kararları ile taşlar yerine oturmuştur. Ordudaki tayin ve terfi sistemi yeniden normal işleyişe kavuşmuş bulunmaktadır. Hiç şüphesiz, TSK'daki her altı muvazzaf generalden birinin tutuklu bulunuyor olması, Kurum bünyesinde büyük sarsıntılara yol açmıştır. Keşke bütün bunlar hiç yaşanmamış olsaydı. Fakat heyhat!.. Her hâlde ve mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleri, kurumsal olarak olup bitenlerin gerçek bir muhasebesini yapacaktır. Yapmak zorundadır. Aksi halde, filozof Santayana'nın dediği gibi; "Geçmişten yeterince ders almayanlar, onu sık sık tekrarlamak zorunda kalırlar..." neticesi tekerrür eder. Sebebi, gerekçeleri ne olursa olsun (Ki, demokratik hukuk sistemlerinde bu türden gerekçelere yer yoktur!), kişisel veya kurumsal olarak; Askerin kendi görev alanı dışına çıkmış olması, devlete de orduya da büyük zarar vermiştir. Ne yazık ki husule gelen zararların büyük kısmı telafi edilemeyecek cinstendir. Soruşturma ve kovuşturmaya uğrayıp tutuklandıkları için, normal şartlarda daha üst rütbe ve makamlara gelmeleri mümkün ve muhtemel olan general ve amirallerin; bu haklarından mahrum kalmaları, yeterince ibret verici olsa gerek. Bunların suçlu olup olmadıkları ayrı bir bahis... Ama bu sonuca götüren sürecin çok iyi irdelenmesi lazım! ÖZKÖK'ÜN TARİH ÖNÜNDE TANIKLIĞI Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün; Sayın Hilmi Özkök, "Bilge Komutan" olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Muvazzaflık döneminde komutanlık kabiliyeti ve kararlılığı, emeklilik zamanında vakar ve asaleti ile her türlü takdire şayan bir şahsiyet olduğunu, hepimize gösterdi. Onun sahip olduğu erdemleri fark edemeyenler, kendisine çok haksızlık ve saygısızlık etti. O bunlara hiç aldırmadı. Tarihe karşı olan sorumluluklarını, en iyi şekilde yerine getirdi. E. Org. Hilmi Özkök'ün, 2002-2006 yılları arasında bu ülkede genelkurmay başkanı olması, Allahü teâlânın bir lûtfudur. Onun dirayetli komutanlığı sayesinde, demokrasi rejimine yönelen tehlikeler bir bir bertaraf edilebilmiştir... Mesela 1971'de Memduh Tağmaç da aynı şeyi yapmak istediği halde, 12 Mart Muhtırasının önüne geçememiştir. Hilmi Paşa'nın bu noktadaki başarısı tartışma götürmez. İşte O Komutan, iki gün boyunca Silivri'deki Mahkemede, bu defa tanık sıfatıyla çok önemli bir görev ifa etmiştir. Her kelimesini ölçerek, tartarak; eski personeline, silah arkadaşlarına (Bazıları kendisine yanlış yapmış olsa da) en ufak bir haksızlığa yol açmayacak tarzda, ama adaletin tecellisine de yardımcı olacak biçimde, o devirle ilgili bildiği ve yaşadığı olayları vuzuha kavuşturmuştur. Teşekkürler Hilmi Paşa!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.