"Usta İşi" manevra...

A -
A +
Muhalefet liderleri meydan mitinglerinde, kendilerince kitleleri etkileyecek konuşmalar yapmaya çalışıyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bütün konuşmalarında, içinde çalma ve hırsızlık kelimelerinin bol bol geçtiği aynı cümleleri kuruyor. Bir de memurluk yıllarında Erdoğan'dan daha fazla maaş aldığından bahsederek, mal varlığını halka açıkladığını tekrarlıyor. Sizi bilmem ama ben şahsen, bu konuşmaların vatandaş üzerinde pek de etkili olduğunu düşünmüyorum. Sandıklardan çıkacak sonucun bu düşüncemle çelişmeyeceğini tahmin ediyorum... MHP Lideri Devlet Bahçeli dün Manisa mitinginde, Adalet ve Kalkınma yerine söylemek istediği "Aldatma ve Kandırma" ifadesini telaffuz etmekte, nedense çok zorlandı!.. Başbakan Erdoğan'ı iğnelemek için kullandığı daha sonraki cümleler de doğrusu, soğuk ve renksiz bir espriden öteye geçemedi. Velhasıl zorlama ile olmuyor.
Öyle anlaşılıyor ki her iki lider de 30 Mart'a kadar bu trendde devam edecek. Buna karşılık Erdoğan, gündemi belirlemede çok daha etkili... Dün yerel medya temsilcileriyle yaptığı toplantıda söyledikleri, uzun müddet kamuoyunun gündeminde ilk sırayı işgal edecek. Birincisi, AK Parti Tüzüğündeki üç dönem milletvekilliğinden sonra bir dönem ara verme hükmüdür. Daha önce Bülent Arınç, bu hükmün esnetilme ihtimali konusunda kapıyı hafif aralamıştı. Başbakan dün, "Üçüncü dönemin sonunda devam etme durumunuz var mı?" sorusuna şu cevabı vermiş bulunuyor: "Benim böyle bir talebim yok. Ancak parti isterse kongreye giderim. Benim dileğim üç dönemden çalışma, bir dönem dinlenme. Sonra tekrar göreve devam..." Tüzük değişir veya değişmez, ayrı konu. Ama bu açıklama siyaset dünyasının bütün merkezlerinde büyük yankılar uyandıracaktır.
Başbakan'ın usta işi bu manevrasının devamı da çok ilginç... "Cumhurbaşkanlığı seçimlerde aday olacak mısınız?" sorusuna, siyaset dışı odakların da kulak zarını tırmalayacak şu karşılığı vermiş: "Şu an gündemimizde öyle bir şey yok. Mevcut Cumhurbaşkanımız devam edebilir..." Tekrar edelim; Köşk meselesinde gelişmelerin seyrinin hangi yönde olacağı, bugünden belli değil. Fakat bu çıkışın, ilgili ve ilgisiz bütün çevrelerde yeni siyasi hesaplar yapma, yeni pozisyonlar alma ve muhtemel sürprizler karşısında gafil avlanmama noktasında alarma yol açtığını söyleyebiliriz... Evet, usta işi manevra böyle oluyor. Artık seyreyleyin gümbürtüyü!..
Kılıçdaroğlu'nun siyasi nezaket ve seviyeyi tarumar eden jargonu netice vermeyecek. Burası belli. Ama esas 30 Mart'tan sonra, bu jargonun kesin geçersizliği konusunda çok önemli gelişmelerin yaşanacağına bugünden dikkat çekelim. Erdoğan dünkü yerel medya toplantısında: "Ortalığa çok pislik dökülecek... Bütün kirli ilişkiler, girişimler tek tek ortaya dökülecek, failler yargı önüne çıkarılacak..." diyerek bunun açık işaretini bir kere daha verdi. Bakalım 27 Mayıs Darbesinin sivilini yapmaya yeltenen paralel örgüt ve yandaşları nasıl bir sonuçla yüzleşecek!.. İngiltere'de haber için vatandaşın telefonlarını dinlemekten, 50 tane gazeteci hapsi boyladı. Peki, Başbakan ve Cumhurbaşkanını dinlemek ne oluyor? Az kaldı... Bakalım kim kaçacak?!.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.