Amerika'dan bakan getirilmesine sebep olan son mali kriz ortamında konuya telaşlı bir şekilde ve kısa vadeli bir çerçeve içerisinde yaklaşılmakta ve çareler aranmaktadır. Biz ise bu mevzudan hareketle şöyle düşünüyoruz: Ekonomik hayatımızın ne şekilde bulunduğunu görmek istediğimiz zaman önümüzde beliren tablonun görünüşü şöyledir: ¥ İlk göreceğimiz şey; 16 yıldan beri ilk defa rahatlatıcı görünüş gösteren kronik enflasyon. ¥ Toplumu derinden yaralayan gelir dağılımındaki aşırı dengesizlik. ¥ Büyük huzursuzluğa yol açan işsizlik. ¥ Büyük ölçüde bunların sebebi olan kamu gelir-gider dengesizliği ve bunun da sonucu olan ağır iç ve dış borçlar. Bütün bu ekonomik yönden kötü görüntülerin yanında, bunları önlemek başlıca görevleri olan Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Merkez Bankası gözümüzün önünde bulunmaktadır. Bu bahsettiğimiz devlet teşkilatının büyük kadrolu bünyelerini görünce, akla gelen soru "bunlara rağmen niçin bahsettiğimiz iktisadi bozukluklar mevcuttur" olmalıdır. Madem ki ülkemizde bu devasa kuruluşlarımız var, buna rağmen niçin ekonomik tablomuz çok kötüdür? Demek ki devlet idaresi bakımından, yürümeyen bir tarafımız var. İşte kanaatimizce, bu yürümeyenin ne olduğunu bulmak ve onu ortadan kaldırmak esas meselemizdir. Toplumca bizim, en büyük zaafımız taklitçiliğimizdir. Herhangi bir konuda, bir yabancı ülkede uygulanmakta olan bir hususu orada iyi sonuç veriyor diye bizde de uygulamak isteriz. Ama bunu yaparken, o ülkedeki şartların bizde olup olmadığına bakmayız ve söz konusu modeli bizde uygulamaya kalkınca, iyi sonuç yerine olumsuz durumlara sebep oluruz. Bununla ifade etmek istediğimiz husus, ekonomik açıdan alınacak karar ve tedbirlerin ülkemiz şartlarına göre seçilmesi gerektiğidir. Bugün ülkemizde, serbest piyasa düzeni tatbik edilmektedir. Bu düzenin gereği olarak bunu tatbik eden ülkelerdeki duruma göre Devlet Planlama Teşkilatı'nın bugünkü şekliyle mevcudiyetine gerek yoktur denilebilir. Ancak içinde bulunduğumuz bugünkü şartlar, Devlet Planlama Teşkilatı'nın kurulmasına karar verildiği zamankinden çok farklı değildir. Böyle olduğu da yazımızın başında belirttiğimiz ekonomik olumsuzluklardan bellidir. Bundan dolayı ülkemizde ekonomik hayatımızın düzelebilmesi için Planlama Teşkilatı'na gerekli önemin verilmesi lazım gelir. Bakınız Planlama Teşkilatı'nın kurulması ile ilgili kanun gerekçesinde ne yazılı: "Planlama faaliyetlerinde 4 ayrı gayrete ihtiyaç vardır. a)- İktisadi ve sosyal durumun teferruatlı olarak tespit ve teamüllerini tayin etmek, bunlara istinaden de ekonomik ve sosyal politikaya esas olacak hedefleri tespit etmek. b)- Bu hedefleri gerçekleştirecek uzun ve kısa vadeli planları yapmak. c)- İcra mekanizmasının bu planların tatbikatıyla ilgili işleyişini takip etmek ve planın tatbik kabiliyetini değerlendirmek. d)- Özel sektörün temayüllerini takip edip, planları hedeflerine yöneltmek için teşvik çareleri bulmak." Yukarıda bahsettiğimiz 4 ayrı gayrete şu anda da ihtiyacımız bize göre mevcuttur. Bu sebeple hükümetin bu gerçeğe göre hareket ederek gerekenleri yapması, başka bir deyimle Devlet Planlama Teşkilatı'na gereken önemi vermesi icap etmektedir. Temennimiz, Kemal Derviş'in başında bulunduğu yeni ekonomiyi yönetme sisteminin düşündüğümüz tarzda şekillenmesidir.