Umut haline getirilen Devlet Bakanı Kemal Derviş'in ABD'deki temaslarının hâlâ netleşmediği anlaşılıyor. ABD'den sağlanacak yardımları, yeniden yapılacak programın sağlamlığına endeksleyen Kemal Derviş'in büyük bir "samimiyet" içinde çaba harcadığı kabul edilmekle beraber, milyonların beklentisine cevap olmadığı da öne sürülüyor. Nereye kadar? Ekonomimiz üzerine çöken kara bulutların bir an önce dağılmasını bekleyen iyimser insanlarımız, Kemal Derviş'ten bir an olsun umudunu kesmiş görünmüyor. Çünkü, bu süreçte başarısızlığın ülkeyi tam bir kaosa sürükleyeceği herkes tarafından biliniyor. Fakat, bu "tedirgin" edici bekleyiş nereye kadar? Piyasalar bunca fluluğu kaldırabilecek mi? Bankalar el yakıyor Ne var ki, bu arada Kemal Derviş'in, bankacılıkta büyük reformlar önermesi ve bunu ısrarla istemesi, beraberinde yeni yeni çıkmazlar getirebilir kuşkuları da doğuruyor. Her ne kadar, Derviş'in asıl hedefi, şimdiye kadar sıfırı tüketen kamu bankaları ise de, özel bankaların da iflas edebilmelerine dair yasanın çıkarılması öngörülüyor. Tasarrufa tanınan devlet güvencesinin kademeli bir şekilde kaldırılmasının bir sonucu olarak, "yastık altı" devrinin başlaması kaçınılmaz olarak değerlendiriliyor. Bankalarla ilgili yeni tasarıların el yaktığı bir ortamda, tasarruf bir ürkütülürse, ekonomimizin sonu nice olur? İçine düşülen krizin, kaosa dönüşmemesi için, başta hükümet olmak üzere bütün kurum ve kuruluşların özveri göstermesi gerekiyor. Her şeyden önce, her zaman belirttiğimiz gibi "güven" ortamının yeniden ihdas edilmesi icap ediyor. IMF bilmecesi Sanki ekonomimize musallat olan arızalar azmış gibi, şimdi de IMF'nin büyük hatalar içinde olduğu ve dayatmaları yüzünden bu hale gelindiği iddiaları en yetkili ağızlardan açıklanıyor. Gerçekten de, Başbakan Ecevit'in IMF ile ilgili serzenişinden sonra ABD yönetiminin de aynı davranışı açıklaması, insanı dehşete düşürüyor. IMF'nin tutarsızlığı Arjantin ve Türkiye'deki krizin IMF'nin tutarsızlığı yüzünden çıktığı söylentilerinin doğruluk kazandığı şu günlerde, aynı kuruluşun şemsiyesi altında program yapılıp yapılamayacağı hâlâ kesinlik kazanmış görünmüyor. Nereden bakılırsa bakılsın, müthiş bir krizin içinden geçen Türkiye'nin daha büyük badirelere sürüklenmemesi için, herkesin bir bekleme içine girdiği de unutulmamalı. Ne var ki, böylesi bir kargaşaya tahammülümüzün de tükenmek üzere olduğu bilinmeli.