Özal'ı aramak...

A -
A +

Ağır bir ekonomik kriz yaşanırken; büyük "Devlet adamı" Turgut Özal vefatının 8'inci yıldönümünde rahmetle, hasretle anılıyor. Kim ne derse desin, Türkiye 8'inci Cumhurbaşkanı'nı unutmadı. Daha doğrusu unutamadı. Aramızdan ayrılışının üzerinden 8 yıl geçmiş olmasına rağmen; Özal'ın büyük vizyonuna ve "mangal" gibi yüreğine, ne kadar ihtiyacımız olduğu, her gün daha güzel anlaşılıyor. ÇOK ÖZLEDİK... O'nu gerçekten de çok özledik... Türk politik, ekonomik ve sosyal hayatına tam 13 yıl damgasını vuran Özal'ı özlemek yetersiz kalıyor. Samimiyetle ve cesaretle belirtmek lazım ki; O'nu arıyoruz. Ne var ki; yerinin zor doldurulabileceği, yıllar geçtikçe daha iyi ortaya çıkıyor. Yapılan haklı-haksız eleştirilere rağmen, Özal'ın her sahada hasreti çekiliyor. HAYATTA İKEN BİLE Aslında, hayatta iken bile Özal'ı tam olarak anlayamadık Çok yönlü ve derin görüşlerini zaman zaman kavrayamadık. Üstelik; bazen de haksız suçlamalarla O'nu yıpratmaya yeltenenlerimiz oldu. Unutulmamalıdır ki; şimdi bile, Turgut Özal denince akla "vizyon, misyon ve aksiyon" geliyor. "Turgut Özal, vizyon, misyon ve aksiyon kavramlarını tüm boyutlarıyla birleştirmiş bir devlet adamı-politikacıydı" Bugün dualarla yad edeceğimiz, ruhuna Fatihalar okuyacağımız 8'inci Cumhurbaşkanımız Özal'ı, gelecek nesillere "objektif" bir şekilde anlatacak eserlere şimdiden ihtiyaç duyuluyor. Çünkü, o her şeyden önce barışsever bir liderdi... İnsan sevgisi ve hoşgörü ile yoğrulmuştu... Sonra, cesur ve kararlıydı.. En önemlisi, inançlarından "zerre" kadar taviz vermezdi. Çok geniş yelpazeli görüşlere sahipti. Yaşına ve kilosuna rağmen, çok sebatkâr, çalışkan ve enerjikti... DEĞİŞİMİN LİDERİ... O çok sevildi... O çok sayıldı... O çok eleştirildi... O çoğu zaman, haklı-haksız itham edildi... Canına bile kıyılmak istendi. O değişimin de lideriydi... O hiçbir zaman moralini bozmadı... Heyecanını, coşkusunu yitirmedi. "Değişim" içinde olan dünyanın, Türkiye'yi temelinden etkileyeceği ve önlem alınması gereği üzerinde ilk işareti o vermişti. Türkiye'nin bilgi çağını yakalamasını hedeflemişti. O'nu çoğumuz ya anlamadık ya da anlamak istemedik... O'NU ANLAMAK!.. Belki de, şimdi bunun burukluğunu yaşıyoruz... ... Ve her şeye rağmen, Özal'ı gerçekten de çok özlüyoruz, arıyoruz... Ancak Özal'ı özlerken ve ararken eserlerine de sahip çıkmalıyız. En azından; görüşlerinden biri olan ve şimdilerde LDP Lideri Besim Tibuk tarafından ısrarla seslendirilen "Başkanlık Sistemi"nin ihdası için, elimizden gelen çabayı harcamamız icap ediyor. Zaten son krizde bile, Türkiye'nin ne denli böyle bir sisteme ihtiyacı olduğu, acı bir şekilde ortaya çıkıverdi. Velhasıl, rahmetli Özal'ı özlerken ve ararken, O'nu anlamak daha doğrusu anlayabilmek gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.