Adı gibi bahtı da kara Gümrük’ün. İmkânları kısıtlı, fikstürü zor. E bir de hakem rakipten olunca neylesin Mahmut! Samsun’dan güç bela aldığı beraberlikle girdiği millî aradan diri bir dönüş yapması bekleniyordu Fenerbahçe’den ama eldeki malzeme bu. Ne Tedesco hocası olabilir bu devin ne de eldeki oyuncular uçurabilir Kanarya’yı bir zamanlar kanat çırptığı zirvelere. VAR’mış gibi bir penaltıyla öne geçilen maçta, iki oyuncunun bir anlık çabasıyla açılan fark. Sonra yan gel yat, yok öyle bir dünya tabii.
Rakip “garibim” Karagümrük olsa da, kan kusturur adama. Ligin dibine demir atmış, bütçesi bir Jhon Duran etmeyen ama yüreği yeten… Daha da önemlisi senden daha takım… O zaman direklere sarılır, Tarık Çetin’e sığınırsın. Dün Koç Ali’nin “Maççalan” lâkabı taktığı hakem Ali’den medet umarsın. Umarsın da; bu kadar umarsız oyuncularla nereye kadar. İnanıyor musun bu oyunla Stuttgart’ı yenebileceğine, Gaziantep’ten kazanarak dönebileceğine.
Sonrasında da derbi var ha. “Beşiktaş kötü” diyemezsin, zira geçen sene bugünkü hâlinden daha kötü olan Kartal, içerde dışarda didiklemişti seni. Tedesco’nun zamana ihtiyacı var da, Fenerbahçe’nin zamanı yok. Fenerbahçe’nin, sarı lacivertli camiayı bilmeyen oyuncularla, anlamayan hocalarla yürüyecek yolu yoktur. Israr ederseniz, Aziz’e yıldırım olan, Koç’u kurban eden taraftar, sizi de paketleyip yollar.
Maçın adamı: Marco Asensio
Mehmet Emin Uluç’un önceki yazıları...