Dünü mutsuz, yarını umutsuz Fenerbahçe’nin... “Bu takımı herkes şampiyon yapar” deyip, Tedesco kazığı atarken, hatta kuvvetle ihtimal bu tercihi yüzünden çok sevdiği koltuğunu Sadettin Saran’a kaptıran Ali Koç’un kulakları çınlasın ki; “Bu takım Tedesco’yla şampiyon falan olamaz!”. Gördük ve maalesef görmeye devam ediyoruz; skorlardan bağımsız Fenerbahçe’nin oynadığı futbolun şampiyonlukla yakından uzaktan alâkası yok.
Dinamo hezimeti sonrası, sezona iddialı bir giriş yapan Antalya karşısında sahaya çıkan kadroya bakmak yeterli, bu yorumu yapmak için. Takım 3-4-1-2’den 4-1-4-1’e dönmüş, fiziksel olarak yetersizlikleri Sağır Sultan tarafından bile mâlum Talisca, Asensio as olarak sahaya çıkmış. Zagreb turisti Nene yine ilk on birde. Ya arkadaş bu nasıl iş. Eski günlerinden uzak olsa da bunlardan iyi Szymanski neden yedek? Oğuz Aydın’dan fazlası ne Nene’nin? Oynadığı her maçta önemli bir iş yapmış, çaba göstermiş Cenk, bu En-Nesyri’nin nesini bekliyor?
İlk yarıda topla bolca oynayan ama ısıramayan bir Fenerbahçe izledik. Evinde, mutlak kazanmak zorunda olduğu bir maçta takımı ikinci yarıya aynı kadroyla süren Tedesco utansın! Fenerbahçe bu değil, Fenerbahçelilerin izlemek istediği takım bu değil. Neyse ki sahanın en kötülerinden Nene, taraftarın özlediği “Tekmeye kafa sokan” oyuncuya hayat verdi, en az onun kadar kötü Talisca da bu sefer çerçeveyi tutturdu da sarı lacivertliler günü kurtardı.
Maçın adamı: İsmail Yüksek
Mehmet Emin Uluç’un önceki yazıları...