Kaydet
a- | +A

Ekonomide göstergeler düzeliyor, faiz-kur dengesi sağlanıyor, borsada hisse senetleri şirket kazançlarının artmasıyla yüksek prim yapıyor. Ama ülkede özellikle genç kesimde ahlak erozyonu yaşanıyor!..

Kolay para kazanma tuzağına düşürülen vatandaşın milyarlarca lirası elinden uçup gidiyor. Şike-bahis-yolsuzluk iddiaları dağları aştı. Her gün yeni bir dolandırıcılık olayı ile karşılaşıyoruz. Piyasalardaki ahenk bozuluyor. Piyasa (market) ekonomik hareketin tümü için kullanılan bir deyimdir. Yatırım, istihdam, üretim, iç ve dış ticaret, sosyal çevre ve haklar ile gelir bölüşümü "piyasa"yı oluşturan farklı olgulardır. Piyasa ekonomisine "körü körüne" inananlar/bağlananlar, serbest pazar şartlarında, kaynakların en verimli kullanımının mümkün olabileceğini, piyasaya müdahale edilmediği sürece, yatırımın, istihdamın, üretimin ve de gelirin artacağını ileri sürerler. Piyasa/pazar değer sağlar. Piyasadaki oyuncular piyasa şartlarında daha fazla değer meydana getirerek kârlarını maksimize etme anlayışında olduğu için, pazarın gelişmesini, büyümesini, zenginleşmesini sağlar.

Piyasa sadece "özel oyuncuların" elinde veya hâkimiyetinde ise, çok doğal olarak bu "özel oyuncular" piyasayı kendi çıkarları için kullanır. O zaman piyasa sadece özel üretime dönük olarak işler. Hâlbuki ekonomik ve sosyal yapı, "kamusal üretim" olmadan ayakta duramaz. İç piyasalardaki dengelerin bozulması dış piyasalardaki dengelerin bozulmasına dolayısıyla ekonomik kaosa sebep olur. Futboldaki şike ve kanunsuz bahis olayları kulüpleri olumsuz etkiliyor, bunların bankalarla olan taahhütleri bozuluyor, zincirleme olarak tüm ticaret hayatına negatif yansıyor...

Ahlak, insanlık var olduğu günden beri gündemde olmuş, tüm tartışma konuları içinde yerini almıştır. Sanayi devrimi ile birlikte ülkelerin daha ciddi araştırmaya başladığı, çoğu zaman ihmal edilen ama hiçbir zaman gündem dışında kalamayacak kadar önemlidir ahlak konusu... Avrupa ve ABD’de üzerine sürekli araştırma yapılan, belirli ve standart bir normlar kalıbı içine sokulmak için uğraşılan ahlak ve iş ahlakı hâlâ istenilen düzeyde değildir.

Ülkemizde Osmanlı ile başlayan, töre, ahilik, lonca ve gedik gibi çalışmaları ile gelişen ahlak ve iş ahlakı, işletmeler tarafından göz ardı edilmiş, yozlaştırılmış, çıkarlar için kullanılmaktadır. İnsanımızın giderek tembelleştiği, çalışmaktan kaçınarak kolay ve kısa yoldan para kazanma arzusuna kapıldığı, liyakat ve ehliyet yerine adam kayırmacılığın ön plana çıktığı, rüşvet alıp vermenin doğal karşılandığı bu nedenle de diğer ülkelerin nezdinde iş ahlakı olarak kırık nota sahip ülkeler arasına girdiğini görüyoruz.

İnsanların ve işletmelerin daha çok para kazanma hırsı, bireysel çıkarların işletmenin ya da toplumun menfaatlerinin önünde tutulması, işletmelerin rekabet ortamını var olma savaşına dönüştürmesi, duyarsızlık vb. sebeplerle iş dünyasında iş ahlâkına aykırı çok sayıda farklı ve olumsuz davranışlarla karşılaşılmaktadır. Yaşanan olaylar, bize bu konuda çok geri kaldığımızı gösteriyor. Bunun temeli ilkokulda başlar. Çocuklarımızın zihinlerine öncelikle vatan sevgisi, dürüstlük, milliyetçilik kavramları çiviyle kazınmalıdır! Bugüne kadar dişimizle tırnağımızla kazandığımız varlıkları insafsızların eline bırakmayız, bırakamayız.

Necmettin Batırel'in önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR