Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Uluslararası yatırımcılar “TL ucuz, TL’ye yatırım yapın” diyorlar. TL’nin ucuzluğu nasıl hesaplanıyor, TL’ye yatırım yapan nasıl kazanacak? TL’nin ucuz veya pahalı olup olmadığı nasıl anlaşılacak? Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre TL’nin ağırlıklı ortalama değerine “nominal efektif döviz kuru” deniliyor. Nominal efektif döviz kurundaki nispi fiyat etkilerinin arındırılmasıyla oluşturulan ortalamaya da “reel efektif döviz kuru” adı veriliyor. TÜFE Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru Türkiye’deki fiyat düzeyinin dış ticaret yapılan 36 ülkenin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı ortalaması alınarak hesaplanıyor. Ülkelere verilen ağırlıklar Türkiye ile olan dış ticaretine göre belirleniyor... Merkez Bankası enflasyon hedefi kapsamında TÜFE bazlı reel efektif kuru esas alıyor. Endeks 2003 ortalaması 100 olarak düzenleniyor. Endeksin 100’ün altına inmesi Türk lirasının değer kaybettiğini (ucuzladığını) gösteriyor. TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru kasımda 71,79 oldu. Kur ocakta 75,44 değerini alarak 5 yılın zirvesine çıkmıştı. 11 ayda 3,65 kaybetti.

Endeksin gerilemesi, TL’nin ucuzlaması başka ülke paralarıyla Türk varlıklarını satın alacaklara avantaj sağlıyor. Dolar kuru 30 lirayken 10 milyar liralık Türk varlığını satın alacak yabancı yatırımcı 333 bin dolar ödeyecekken, Türk lirası ucuzlayarak fiyatı 42 liraya çıktığında 10 milyarlık varlığımızı 238 bin dolara satın alma imkânı ortaya çıkıyor. Varlıklar, finansal ve reel varlıklar olarak ikiye ayrılıyor. Yabancı yatırımcı öncelikle finansal varlıklarla ilgileniyor. Çünkü ekonomide uygulanan gevşek para politikası nedeniyle ucuzlayan Türk lirası hisse senedi ve hazine bonolarını yabancı yatırımcılar için ucuz hâle getirdi. Bakın yabancı geçen hafta 594,5 milyon dolarla son 5 ayın en yüksek tahvilini satın aldı. Reel yatırımlarda ise durum farklı. Reel yatırımlarda yabancılar gayrimenkulle değil, faaliyet hâlindeki Türk şirketleriyle ilgileniyorlar. Türkiye’de şirket almak isteyen yabancı yatırımcı için çok olumlu bir ortam oluştu. Kamuoyunun henüz üzerinde durmadığı en önemli gelişmelerden biri Türk lirasının ucuzlamasıyla dövize karşı Türk lirası gayrimenkul varlıklarının büyük değer kaybetmesi. Ucuz Türk lirası, ekonominin bütününü özellikle ihracat gelirlerini olumsuz etkiliyor. Belli bir miktar ihracat dövizi elde etmek için daha çok ürün göndermek zorundayız.

CHP’li belediyelerde ortaya çıkan tarihin en büyük yolsuzluk, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma olayları dövize yönelişi arttırdı, Türk lirasının değer kaybetmesine sebep oldu. Her büyüklükteki işletme şimdilerde yüksek faiz ve yüksek döviz kuru riskinin yükünü taşıyor. 11 ayda Türk lirası dolara karşı yüzde 20 dolayında değer kaybetti, yani ucuzladı. Bu, işletmelerde ciddi kur riski oluşturdu. Faizlerin enflasyondaki düşüşe rağmen hâlâ yüzde 39,5 ile yüksek tutulması kredi maliyetlerinin artması şirketlerin faiz yükünü taşımakta zorluyor. Onlar da zarar etmemek için ürettikleri ürünlere zam yapıyor. Dolayısıyla enflasyon öngörülen düşüş bir türlü gerçekleşmiyor. Yeni yılda ekonomi politikalarının önceliğinin Türk lirasının değer kazanmasına imkân verecek döviz kuru ve faizin uygulanması ana hedef olmalıdır. Öncelikle enflasyon sorununun ana temeli olarak ödemeler dengesi sorununun çözümü vardır. Bütün dikkatler Merkez Bankasında 11 Aralık toplantısında şapkadan tavşan mı çıkaracak kaz mı göreceğiz...

Necmettin Batırel'in önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR