Never say never "Asla, asla deme!"

Sesli Dinle
A -
A +
Büyük deprem felaketinin planlı programlı kasıtlı olarak yaşatıldığına dair çok kesin inancım var. Bu tamamen şahsi görüşüm. Hiçbir yerden bilgi almadım, yönlendirilmedim. Hayal mahsulü diyenler de olacaktır, gerçek bulanlar da.
 
Türkiye’nin parlayan yıldızının söndürülmek istendiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Elektromanyetik akımların iyonosfer tabakasına sokularak radar sistemi sayesinde dünyanın belli bölümlerine yönlendirilip, toprak hareketleri meydana getirilebilir.
 
Endonezya, Japonya, Şili, Haiti Küba ve Pakistan depremleri hep fay hatlarının kırılmasıyla oldu. Toprak altında biriken enerji dışarıdan bir müdahale ile pekâlâ patlatılabilir 1950’lerde uzaya asla kimse gidemez deniyordu. 12 Nisan 1961’de Rus Yuri Gagarin bunu başardı. Şimdi de böyle deprem operasyonu için de hayal mahsulü deniyor. Olmaz olmaz deme olmaz olmaz. 
 
20 yıldan beri ülkemizi yaşanan büyük ekonomik ve siyasi krizlere rağmen güçlendiren, askerî ve siyasi vesayetten kurtaran, yurdun dört bir tarafını dev projelerle donatan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmek için karşısına bir aday çıkarılamadı.
 
Türkiye ekonomik açıdan çok güçlendi. Düşük faiz uygulamasına rağmen kurlar yükselmedi. Zira kur korumalı mevduat hesabı getirildi. Yani dolar baskısı ortadan kalktı. Enflasyon düşüşe geçti.
 
Türkiye OECD ülkeleri arasında büyüme rekoru kırdı. Muhalefetin aciz kalması karşısında Erdoğan'ın 14 Mayıs seçimlerini ezici çoğunlukla kazanacağı gün gibi ortaya çıktı. Dış güçlerin amacı ülkemizi ekonomik açıdan çökertmek kendilerine muhtaç hâle getirmek değil mi? Yıllardan beri bunun için çalışmıyorlar mı? Evet.
 
Ukrayna’ya saldırdığı için Rusya’ya tarihin en büyük yaptırımlarını uyguladılar. Ama bizim buna katılmayışımızı bir türlü hazmedemediler. Ne yaptılarsa bizi yola getiremediler. Söz geçiremeyeceklerini ve kurdukları planın işlemediğini görünce böyle insanlık tarihinin en korkunç planı devreye sokuldu.
 
Tam düze çıktığımız zaman ekonominin bel kemiği kırıldı. İstenilen sonuç elde edildi. Bütün planlar yeniden yapılmak zorunda. İster istemez aklımıza bir yıkıcı medya mensubunun “Erdoğan’ın gitmesi için büyük deprem felaketi yaşanmalıdır” sözü geliyor. Kulağına kim kar suyu kaçırdı? Yaralarımızı tabii ki saracağız ama bedeli 100 milyar dolar... 
 
Türkiye’ye bir başka yolla bu kadar büyük zarar yaşatılabilir miydi? Kabaca 2 trilyon liralık açık oluştu. 200 milyar lira EYT’lilerin yükü ile bölgeden alınacak 37 milyar liralık verginin 6 ay ertelendiğini ekleyin. Bunu nasıl karşılayacağız?
 
İhracatımız daralacak, cari açık büyüyecek. Hükûmet depremden etkilenen 13,5 milyon vatandaşının acılarını unutturmak için bütün gücüyle onlara kalacak yer ayarlıyor. Bütün şehirlerde kentsel dönüşüm seferberliği başlıyor. 2000 yılından önce inşa edilmiş  binalar, dayanıklılık testini geçemezse yıkılacak. 
 
Ülke tepeden tırnağa şantiyeye dönecek. Çimento ve demir çelik talebinde patlama yaşanacak. Resmî kurumlardan sağlam raporuna sahip olmayan konutlar kesinlikle satılmayacak. Şimdi Washington Post, New York Times ve BBC, Türkiye'de seçimlerin zamanında yapılması gerektiğini ısrarla vurgulayan haber akışına başladı...
 
Yoksa demokrasi ağır yara alırmış! Erdoğan'ın kaybedeceğini düşünüyorlar. Moralman yıkılmış vatandaşların ona destek olmayacağını öngörüyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan için söylenmiş bir Amerikan atasözü var: Never say never: Asla, asla deme!..Bundan öncekilerde olduğu gibi Cenab-ı Hakk onun sırtını yere getirmeyecektir. Düşmanın bir hesabı var, ama Allahü tealanın da hesabı var!.. 
 
Rabbim sebep içinde sebep yaratır. Göreceksiniz gün doğmadan neler doğacak…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.